çince ve çin edebiyatı'nın etkisinde kalmış bir edebiyat türü. bu sebeple budizm etkileri de görülür.
"japon şiiri" ve "çin şiiri" diye ikiye ayrılır japon edebiyatında. çin şiiri dedikleri aslında japonca yazılsa da çince şiirler taklit edilerek yazıldığı için çin şiiri demişlerdir.
19. yüzyılda da batıdan etkilenmeye başlamıştır.
ayrıca bu edebiyatın ilk örneklerini verenler genelde saray kadınlarıdır. mesela murasaki shikibu, dünya üzerindeki ilk roman olan genji monogatari'yi yazmıştır.
oldukça geç gelişen bir edebiyat olmasına rağmen (ms 8. yüzyıl gibi) sanırım asya'da ağırlığını koyabilmiş edebiyat türü. mesela bugün asya edebiyatı deyince aklımıza bir vietnam edebiyatı, bir kore edebiyatı pek gelmiyor. oysa ki vietnam, yazıyı çok daha erken almıştır (ms 2. yüzyıl). haliyle klasik vietnam edebiyatı, japonya'dan çok daha erken bir tarihte ortaya çıkmıştır. ama bugün "vay be adamlar ne edebiyat yapmış" diyemiyoruz.
hadi diyelim kore, vietnam'a göre biraz daha kendi kültürü olan bir ülke. ama ilk yazı örnekleri kore'den japonya'ya gitmesine rağmen yine klasik edebiyat alanında japonların eline pek su dökemiyorlar. hem kore, hem de vietnam edebiyatı; çin edebiyatı'nın taklidi olmaktan çok da öteye geçemiyor.
örneğin dünya üzerindeki ilk roman genji monogatari'dir. ama çinlilerin aklına nedense "dur lan roman diye bir şey bulalım" gibi bir şey pek gelmemiş.
lakin işin en enteresan yanı, lafcadio hearn olmasa japon edebiyatı belki modernleşemeyecekti. japon edebiyatında devrim yapan kişi, bir japon değil; yunan asıllı bir amerikalı mesela. bu da çok ilginç bulduğum noktalardan birisi.