(bkz: cem karaca) nın ben bu dünyanın aq dedirten parçası. bir parça içinde 4 tarz vardır. bir nevi operadır vs falan da tariftir. türk müzik dünyasında örneği yoktur ve tektir.
Gün doğmadan uyandı kapıcı Kasım Arandıda yaktı ilk Bafrasını Sonra kalktı yaktı kaloriferi Dışarda yaman bir ayaz vardı
Asiye karısı kızı Safinaz Uyuyorlardı sessiz upuzun Dün bütün gün on numarada çamaşırdaydılar Ellerin kirini yuğmaktan yorgun
Yeni bir gün diye düşünmedi ki Değişik ne olacaktı ki Onca daire onca merdiven Bakkala git ekmek al çöp dök çöp
Yaktı ocağı çayı demledi Sonrada kaldırdı Asiyesini Ben çıkıyorum dedi siparişlere Gecikmesin kızı uyandır dedi
Asiye kadın zorla yekindi Of dedi bir of anam anam Kızım Safinaz kalk okul vakti Daha çok uykum var uykum var anam
Güz günü dökülen yapraklar gibi Öyle farksızca geçerken yıllar Asiye temizlikte Kasım ın çıkta Safinaz orta ikiye başlar.
Okusun tek taş çekerim sırtımda Okusun kul olmasın ellere diyen Kasım Geçikçe sınıfları Safinaz yıl sonunda Kasılıyordu kapıcı Kasım kasım kasım
Herşeyin fiaı artıyordu ancak Et, süt, bez, tuz vede yakacak Ve kitap ve defter ve kalem ve açacak Artmayan tek şey aylığıydı Kasımın Artmayan tek şey aylığıydı ancak
Fiatlar artıyordu Kasımın ücreti sabit Fiatlar artıyordu Safinaz okuyordu Safinazın okuduğu kitaplar yazıyordu Bir doktorun işçiden şerefli olduğunu
Fiatlar artıyordu Kasımın ücreti sabit Kasımın ücreti fiatlara yetmiyordu Birkaç ay daha dişini sıktı kapıcı Kasım Safinaz artık okula gidemiyordu
Mecburdu Safinazda çalışmaya Aile bütçesine katkıda bulunmaya Okul önlüklerini ağlayarak çıkardı Daha ondördünde fabrikaya başladı Safinaz
Gine erken kalkıyordu Safinaz sabahları Her sabah geçerek o aynı sokakları Kendi gibi insanlarla doldurup fabrikaları Kendi gibilerine satıyorlardı yaptıkları malları
Safinaz ondördünde at gibi çalışıyor Sendika yok sigorta yok iş güvenliğide yok Safinaz haftasonları sinemaya gidiyor Bekliyor filmlerdeki o zengin bey çocuğunu
Kendinden büyük kızlar kuaföre gidiyorlar Hafta sonları boyalar sürüyorlar yüzlerine Pazartesileri localardan söz ediyorlar Safinaz hiç anlamadan bakıyor yüzlerine
Safinaz fotoroman okuyor Safinaz kupon kesiyor Babası kader diyor piyango bileti alıyor Günden güne yaşlanıyor dertleniyor anası Safinaz eve erken gelmekten sıkılıyor
O aybaşı aylığından pudra aldı kendine Bir çift uzun çorap topuklu ayakkabı Pudrayı sürüp sürüp aynada baktı yüzüne Ve o hafta sonu eve biraz daha geç geldi
‘Bir emeklinin oğluyum adım Niyazi Jön Niyazi de derler dostlar sağolsun Lise sondan terk okul durumum Fabrikada muhasebeye takılıyorum
Peder sağolsun levazımcıydı Çok dostları vardı o zamanlardan Eskiden yağ tüccarıymış şimdiki patron Babamın dostuymuş o zamanlardan
Okulda çok çaktım matematikten Şimdi matematikten buluyorum yolumu Ne biçim dünya bu dinine yandığım Aç bir ufak daha kafamızı bulalım
Ha onu diyordum abiler adım Niyazi, Jön Niyazide derler dostlar sağolsun geçenlerde bir yavru düştü fabrikaya mmm fıstık gibi ama adı biraz faul Aysel değil Canan değil ya. Safinaz. Hoş hepsi naz olsa ne yazar geçenlerde karşılaştık iş çıkışında çaktım beykozu dedim. Hani Haftasonu ha anlarsınya…..’ Bir kutu pudra sürmüş çıktıda geldi. Keh Keh Keh Keh.
Aylardan Ramazan Teravih sonrası Namazdan dönene dek bekledi karısı Gelince Kasım usul usul dokandı Bu kızda bir haller var dedi Asiye
Kasım irkildi ‘Nola dedi’ nolabilirki? Asiye sustu başını önüne eğdi Sonrada fısıldar gibi konuştu Asiye Dün gece sayıklıyordu ‘Yapma Niyazi Kasım dellendi fırladı yerinden Tutup dövdü kızı Allah yarattı demeden Hiç ağlamadı Safinaz öylece baktı babasına O akşam çıktı gitti ve bir daha eve hiç dönmedi
Baba evinden çıkıp gitmek kurtuluş mu kurtuluş mu? Düşündün mü bu yolun sonu düzlük mü ya yokuş mu? Varacağın en son nokta doğru mu yanlış mı? Nereye Safinaz?
Niyazi’den hayır umma ilaçsız bir kele benzer Fabrikadaki yömiyen söylesene neye yeter Bak duruyor hususiler el ediyor cici beyler Nereye Safinaz?
Genelevde sermayesin patron alır kazancını Dostun kumarda kaybeder senden çıkarır hıncını Yıllar geçer sen çökersin dilenirsin aç avcunu nereye Nereye Safinaz?
Bazen şansın yaver gider biri çıkar evlenirsin Bazen açarsın gözünü bir genelev işletirsin Söylesenize Safinazlar bütün bunlar kurtuluş mu? KURTULUŞ NEREDE NEREDE SAFİNAZ ONBİNLERCE SAFİNAZ KURTULUŞ NEREDE?
Safinaz ismi naz eden anlamına gelmektedir aynı zamanda. Onun bundan haberi yoktur fakat, kış bitmiş yaza daha vardır anlam veremediği bir kaosun ortasına doğduğunda meraklı adımlarla çevresini tanımaya başlamıştır, huzur ve güvenli bir yer açlık hissini giderdikten sonra arayacağı iki şey olacaktır onun için, vakti boldur fakat şartlar zordur etrafı incelemeye koyulur küçük adımlarla, kokusunu tanıdığı annesi onu emzirdikten sonra yemek bulmak için gittiğinden uzunca vakitler görmez, ayakları tam basmıyordur fazla gezinemez o yüzden, hava kararınca üşür varsa yakında kardeşlerine sarılır yoksa annesinin süt veren sıcak göğsünü beklemelidir, çevresinde kendisine acıyan merhamet dolu fakat zamanını buna harcayamayacak iri yabancı bakışlar vardır.
Annesi onu emzirdikten sonra gider tekrar o gelene kadar yanlızdır çevresine anlam vermeye çalışır hissetmeye koklamaya başlar olan biteni seyreder önündeki birkaç hafta böyle geçecektir Safinaz için ta ki yine anlam veremediği bir günün akşamı annesi eve gelmeyene kadar, korkmuştur çevresini araştırır kokusunu sesini arar etrafta ama nafiledir onu koruyan besleyen geceleri ona sarılıp ısıtan dişi artık yoktur.
Ayakları yere basmaya başlamıştır bu fiziksel bir anlamdır oysaki, hala yaşaması için ihtiyacı olan su ve yiyeceği aramalıdır başkaları gibi, meraklı küçük adımlarla doğduğu sokakta gezmeye başlar Safinaz susamıştır ve açtır kaldırım kenarında kendisini kovalayan birkaç iri yabancıdan kaçtıktan sonra pis bir koku ilişir burnuna kokuyu takip eder büyükçe bir birikintidir kokunun kaynağı, iri yabancılar tadı kötü yiyecekler atmaktadır buraya karnında ziller çalmaktadır yumulur ne bulduysa Ayşe teyzenin akşam yemeğinden kalan sıcaktan ne kokusu ne tadı tatmin etmeyen ciğeri Fatma ablanın kırık yumurta artıklarıyla karnını doyurduktan sonra geldiği yoldan tekrar eve doğru yürür, uzun bir dönem rutini olmuştur bu başlarda annesi için etrafa bakınsada gelmeyeceğine ikna olduktan sonra kesmiştir bunu. Bir sabah kendisine doğru yaklaşan iki iri yabancının sesine uyanıp uyku semesiyle dikilir anlam veremez içgüdüleri kaçmasını söyler öylede yapar yanlarından hızlıca geçip onları arkada bırakır yorulup arkasına baktığında hala peşinde bağrışmalarını anlamadığı koşan iki iri yabancıyı görür bu sefer arkasına bakmadan terkeder doğduğu sokağı artık tanımadığı ve daha önce gormediği bir yerdedir karnı aç yemek aramaya koyulur, ayakları asfaltta kızarana kadar bakınsada birşey bulamaz yorgundur yatacak bir köşe bulup uyur.
Soğuk sabah rüzgarı ensesine vurup uyandırır Safinaz'ı Yeşil gözleri sabah güneşine doğru bakar, hala yorgun ve açtır etrafı gezinmeye başlar, birkaç bina ötede iri bir yabancıyı kendisine doğru yaklaştığını verir önceki tecrübelerinden kendisine zarar vereceğini düşünüp ondan uzaklaşmaya başlar soluklanmak için durduğunda iri yabancı yanında belirir birden Safinaz korkudan kaskatı kesilmiştir iri yabancı yaklaşıp yemek biraktiktan sonra dönüp gider, Safinaz anlamsiz bakışlarla iri yabancının uzaklaşmasını izledikten sonra önündeki yemeye gömülür aç karnını biraz doldurduktan sonra bir köşe bulup kıvrılır. Artık kendini doyuran iri yabancilarinda varlığından haberdar kafasını koyar uyur. Sabah yanına su ve yiyecek bıraktığını görür iri yabancının, Safinaz'ın hoşuna gider annesinden sonra ilk kez birisi onun için yiyecek getiriyordur ve uzun bir zamanda burda kalır. Safinazın bunlar yaşınıyorken ilerde hayatının aşkıyla tanışıp kısa birlikteliğinin ardından tekrar yanlız kalacağından, bu ilk aşkından olan bebelerini taşırken kaza geçirip ayağının sakatlanacağından ve doğurmak için bulduğu bahçede karşılaştığı başka bir iri yabancının ona Safinaz ismini vereceğinden haberi yoktur.
ibb.co/...
Türk rock müzik hatta Türk müziğindeki yapılmış en iyi işlerden, müziğin zirve noktalarından birisidir kanımca.
Hep düşünürdüm bu toprakları temsil edecek hangi şarkıları müzikle ilgili hatta müzisyen bir yabancıya dinletirdim diye. Birkaç şarkı geldi aklıma ve otantik yani yerel folk müzik dışında ekleyeceğim şarkılardan birisi olurdu bu şarkı. Diğerleri Makber, Haydar Haydar, Avşar Elleri falan olurdu kültür elçiliği bakımından.
Bu şarkıya ve albüme yıllar evvel lisede rock/metal dünyalarına yeni yeni sarmışken ve sözlük okuma alışkanlığını yeni yeni kazanmışken (ki o da ekşi idi haliyle) yaptığım araştırmalarda sürekli denk gelirdim.
Hatta aklımda kalmış üç albüm Türkçe rock müziğin zirvesi deniyordu kritikler ve Ekşideki (o güzel eski yazarları tarafından) müzikseverler tarafından.
Bunlar:
1: Cem Karaca ve Edirdahan - Safinaz
2: Erkin Koray - Elektronik Türküler
3: Barış Manço - 2023
Neyse velhasıl o zamanlar müziğin başka tatlarında takıldığım için pek girmedim bu dünyalara. Pandemi zamanı hayatımda yaşadığım en sanatsal dönem olabilir sanırım. Sürekli kendimi sinema, resim, müzik, edebiyat, felsefe, tiyatro gibi içerikler ile doldurmaya çalışıyordum.
O aralar da pek sevgili Geekyapar kanalı başka bir kanal açarak bu sefer müzik geeklerini memnun edecek efsanevi albümleri konuşuyorlardı.
Dark side of the moon'dan, Genesis Firth of Fifth'e kadar birsürü albüm vardı. Bu albüme gelince sıra benim de merakım kaydı.
Açtım gece dinledim ve anlamaya çalıştım. Başlarda biraz sıkıldım yalan olmasın ama ortalardan itibaren mest oldum resmen.
Bir başyapıt idi bu ve nasıl Yes Roundabout şarkısında şarkıyı çözene kadar sıkılıp bunaldıysam bunda da öyle oldu ama akabindeki mükafatı da çok çok güzeldi.
18 dakikalık bir rock opera olmasının yanında birçok tartışma açacak konulardan bahsediyor bu şarkıda Cem baba.
Fuhuştan, işçi sınıfına, arabesk müziğin yoz kesimlerin dinlediği müzik türü olmasına kadar.
Sanırım Cem Karaca kadar heteronormatif bir biçimde kadın ve erkek neler hisseder kısmını anlatabilen bir sanatçıya Türkiye'de denk gelmedim henüz.
Tamirci çırağı ile işçi sınıfı bir erkeğin çaresiz ve imkansız hayalperest aşkı işlenirken, bu şarkıda da alt sınıf bir kadının tecavüze uğrasa bile nasıl sahiplenilmek yerine dışlanıldığını dayak yediğini ve zorla fuhuşa yönlendirildiğini çok güzel tasvir etmiş.
Sözde yeni sol tandanslı sosyal medya fenomenleri, özgürlükçü onlyfans ablalar var ya fuhuş ve teşhir güzellemesi yapan, onlara bu şarkıyı dinletmek istiyorum ben ne düşünürler diye.
Ha belki Cem Karaca'nın da fikirleri değişirdi bilemeyiz tabi, nitekim son dönemlerinde Akpliye yakın bir şey olmuştu ya neyse.
Bu şarkının hikayesi bu arada gerçek bir hayat kadını ile ilgili imiş bildiğim kadarıyla. Bir diskotekte denk geldiği bir sohbet üzerine yazmış bunu.
Konuşulacak müzikal pasajlar vs çok şey var ama uzun uzun burada konuşmuşlar üç şişman hipster abiler. Buyrunuz siz dinleyiniz efenim.