japonya'nın dili olan ve japonik dil ailesine mensup (ural-altay dil ailesi geçmişte kaldı), toplamda 126 milyon kişi tarafından konuşulan dil. japonya'nın resmi dili olduğuna dair herhangi bir kanun yoktur.
kendi başına bir dil ailesi oluşturmasının sebebi, japonya'nın bazı lehçelerinin standart japonca'dan farklılıklar göstermesidir ki tokyo veya turistik mekanlar haricinde japonya'da bulunmuş olanlar bunu fark ederler hemen. hatta okinawa lehçesini hafiften korece'ye benzetiyorum ben ama işte bunu deyince bana kızıyorlar. çünkü okinawa lehçesi antik japonca'ya yakın bir dil ve adamlara "siz korelisiniz olm" demek gibi oluyor.
bu dil hakkındaki en büyük üzüntüm çok geç yazıya dökülmüş olması. ms 8. yüzyıla kadar hiç kayıt yok. o dönem konuşulan japonca'yı da günümüze kadar ulaşmış kitaplardan görebiliyoruz.
modern japonca ise 1600'lü yıllarda ortaya çıkıyor. tokyo şehri (o zamanlar edo) japonya'daki en büyük şehir olunca (19. yüzyıla kadar başkent değil ama) tokyo'da konuşulan japonca daha popüler oluyor. tokyo lehçesi böylece standart japonca haline geliyor.
her ne kadar "ya işte türkçe gibi dil, öğrenmesi kolay" dense de işin aslı öyle değildir. çünkü türkçe'de olmayan iç-dış kavramı japonca'da çok önemlidir. bu sebeple japon olmayan insanlar japonca dilbilgisindeki bazı konseptleri kavramakta güçlük çeker. ama yine de fiil çekimleri falan basittir, öyle çok zorlamaz. tek zorluk çıkartan noktası nerede nasıl konuşacağını bilmektir.
mesela ben ilk öğrendiğim zamanlarda kibar biçim hoşuma gidiyor diye herkesle kibar biçim konuşuyordum. bir süre sonra konuştuğum/yazıştığım japonlar beni hafiften dışlamaya başladı. öyle olunca da arkadaşla kibar değil harala gürele konuşmak gerektiğini öğrendim.
ayrıca yine iç-dış kavramı sebebiyle "sana gönlümden kopan bir hediye vermek istedim" demek yerine "sana bu hediyeyi lütfettim" de diyebilirsiniz. öyle sakat bir dildir. günümüzde en fazla "ne diyon amk" tarzında bir cevap alacakken samurai devrinde kelleniz bile gidebilirdi bu sebeple.
ayrıca tonlamalara, vurgulara dikkat edilmesi gereken bir dildir yine.
konuşulan japoncada l harfi yok. batı dillerini öğrenen japonların büyük kısmı l'yi telaffuz edemiyor. yerine r kullanıyorlar. tonde istanbuuru başlığını görünce aklıma geldi.
türkiye toprakları içerisinde ilk olarak osmanlı devleti zamanında ii. abdülhamit devrinde öğretilmeye başlanan dil. ayrıca bu dili öğrenen kişiler kayıt altına alınmış olup isimleri hala arşivlerde mevcuttur.
yanlış hatırlamıyorsam osmanlı devleti'nde 20 kişi falan biliyormuş bu dili.
Türkiye'de en popüler bu dili bilen adam Barış Manço idi rahmetli. efenim çok büyük ilgi alanım olan bu kültürün dili, 4 alfabe ile kullanılmakta. tamamını japon kelime köklerinin oluşturduğu cümleleri yazmak için kullanılan hiragana, japonca'ya ingilizce başta olmak üzere bir çok başka dilden geçen sözcükler için kullanılan katagana, çince'nin özellikle mandarin dil kategorisi ile ortak kullandıkları, benim diyen japonun bile bazen anlamadığı kanji ve diğer dünya ülkeleri ile global iletişimde kullandıkları romanji. şimdi bu 4 ad alfabenin hepsini biliyorlar mı, bilmiyorlar hayır. tamamı hiragana bilir. zaten microsoft'un IME'sini yüklerseniz dil paketi olarak, doğu asya dilleri ayarı yapınca göreceksiniz ki, her yazdığınızı space tuşuna basarak düzeltebiliyorsunuz. onlar da romanji (latin) alfabesi olan bizimki gibi klavyeler kullanıyorlar (türkçe karakterler hariç tabi). daha çok yazarım da...
anime, manga ve çeşitli oyunlar ile öğrendiğim dildir ayrıca. pratiğim yazımdan daha iyidir. japonya'ya hiç gitmedim, gitsem kaybolmam. ama bir ingilizce değil. çok pratik gerekiyor.
yavaştan öğrenmeye başladığım, kurs almak istememe rağmen gerek çalışma saatlerimin uyumsuzluğu gerek ders ücretlerinden ötürü kurs alamadığım yabancı dil. Pek tabii kitaplar yardımı ile öğrenme amacı edindim yalnız 3 alfabe nedir arkadaş:) ama pes etmek yok. Ben de japonca öğrenmek istiyorum, benim neyim eksik!
malay dillerine aşırı benzeyen dil. türkçe'den çok bu dillere daha çok benziyor ki bir teoriye göre zaten aborjinler ve japonlar aynı kökten geliyor.
zaten japon milleti, japonların iddia ettiğinin aksine, homojen bir millet değil. tıpkı anadolu gibi çevresinden sürekli göç almış milattan önceki dönemlerde. kore'den gelen var, orta asya'dan gelen var, avustralya'ya yakın adalardan gelen var. çin'den göç alması zaten farz.
haliyle her gelen kendi dilinden bir şeyler katsa japonca'ya, hem orta asya dillerine, hem korece'ye, hem de malayca'ya benzememesi işten bile değil.
küfürlerin genelde karşıdaki insana bir kılıf giydirme şeklinde olduğu dil.
japon kültüründe bir insanın diğer bir insanı tanımlaması çok kötü karşılanıyor. bu sebeple de "sen şöylesin" tarzı betimlemeler genelde hakaret sayılıyor.
"kono yarou" ifadesinin (aslında "o adam" gibi bize göre çok da küfür sayılmayacak bir anlamı var) küfür olması da bu sebepten ötürü. zira sözün muhatabı olan kişi, diğer kişi tarafından betimleniyor. aynı şekilde bir kadından bahsederken de "kono onna" demeniz çok kaba oluyor bu sebeple.
japonca konuşuyorsanız, insanları tanımlamamanızı tavsiye ederim. bırakın onlar kendilerini tanımlasınlar. sonra "sen bana nasıl x dersin!!!!" diye kavga edersiniz.
japonca üç farklı tipteki, kanji denilen çince karakterler ve çince karakterlerden uyarlanan iki hece yazısı hiragana ve katakana alfabeleri ile yazılır. öğrenilmesi gerçekten zor bir dil olduğunu düşünüyorum. deli işi gerçekten de ama çok da zevki, sanki bulmaca çözer gibi.
japonca öğrenmek için kanji alfabesine bağımlı olacağımız söylenmektedir. bu dili öğrenmek için japon dil bilgisi adlı bir kitap serisi bulunmaktadır. 1-2-3 olarak 3 seviyedir ve nusret sancaklı isimli kişi tarafından yazılmıştır.
henüz kapağını açmamakla birlikte bir öğrenme hevesiyle ilk seviye olanını edinmiş bulunmaktayım. dil ile ilgili yalnızca japon animelerinden ve filmlerinden kulak aşinalığı olan biri olarak faydasını ummakla yetinmekteyim.
japonca da harfler yerine hece kullanımıyla kelimeler üretilir. sadece 5 sesli harf olan a - e - i - o - u ayrı olarak nitelendirilebilir, onun dışında diğer harflere eklenerek heceleri oluştururlar. toplamda 5 harf, 66 heceden ibarettir alfabesi.
bunun dışında kelimeler latince harflerden değil de şekillerden oluşur. genelde kelimeler çok nadir olarak sesli harfle başlarlar. bu şekiller katakana ve hiragana olarak ikiye ayrılır. katakana genelde günlük kullanımda, hiragana ise çoğunlukla resmi alanlarda kullanılır. bir nevi el yazısı ve kitap yazısı gibi yani.
öğrenmesi diğer asya dillerine oranla daha kolaydır.