kulzos yazarlığında acemi turnosolü gibi bir şey olduğunu düşündüğüm olay.
şu aralar paso eksiliyor birisi kimse artık. ama merak ettiğim tek konu "neden eksileniyorum?" değil "kim bu sürekli eksi veren kişi?".
bir de şov yaptığımı falan düşünenler var. sözlükte neyin şovunu yapayım? hepimiz az çok aynı hayatları yaşıyoruz benzer gelir düzeylerine sahibiz. elon musk'ın yardımcısı olarak çalışsam o zaman yapardım şovumu zaten.
300 tane nays oy alıp 20 tane olmamış oy alanların bile şikayet ettiği eylem. peki bu gariban napsın hı? 60 tane nays oya karşılık 40 tane de olmamış oy var bende. napsın bu şapşik söyleyin a dostlar.
bir de bişi diyim mi. eksilemek diye bişi yok ki. olmamışlamak var.
teknik açıdan girdiye nays oy verilmesiyle arasında çok büyük bir fark olmayan eylem. (nays oylar başımızın tacı, o ayrı konu. tişikkirler nayslayan sipirminler)
buraya yazılan şeyleri birilerinin "gördüğünü" , "okuduğunu" ifade eder bu açıdan bakınca. okumuştur, beğenmemiştir, eyvallah. okumuştur, ben yazdım diye eksilemiştir, ona da eyvallah. artı ya da eksi bir değer katmıştır en nihayetinde.
illa üzülecek bir şey aranıyorsa, yazdığınız onca şeyin "hiç sallanmaması" durumuna üzülünebilir.
varlığı ile yokluğu bir, olmasa da olur bir girdi için hele de saatlerinizi falan harcamışsanız ya da verdiğiniz bilginin çok değerli olduğunu düşünüyor ve karşılık bulmasını diliyorsanız ama girdiniz sanki hiç orada yokmuş, hiç olmamış gibi muamele görüyorsa buyrun buna üzülün. ama kendi içinizde üzülün tabii.
Girdilerde eksikliğe çok bakmıyorum. Zira bir kimsenin herhangi bir konuda tam bilgi sahibi olabileceğini düşünmüyorum. Sanırım bunu biraz açmam gerekiyor. Herhangi bir konunun uzmanı hatta profesörü dahi olsanız, o konuya dair her şeyi bilmenizin mümkünatı yoktur. Bir tarihçi tüm tarihi olayları, bir fizik profesörü tüm fizik kurallarını, bir matematikçi bütün matematik sorularının çözümlerini bilemez. Ancak her bir birey, bir diğerine bilmediği şeyler aktarabilir. Bilginin az olması sorun değildir tıpkı eksik olmasının sorun olmayacağı gibi. Bir kimse, konusu geçen şeyin bir yönünü, diğeri de öteki yönünü anlatabilir. Bu da farklı ağızlardan, farklı kültürel geçmişe sahip bireylerin düşüncelerinden süzülerek geçen bilgileri, yine o kişilerin yorumlarıyla parça parça öğrenmek anlamına gelir; Müthiştir.
O yüzden herhangi bir bilgi içeren bir girdiyi şayet verilen bilgi salt yanlış değilse eksilemem. Girdi eksik olsa da benim için sorun teşkil etmez. Sebebini yukarıda yazdım.
Yazım yanlışı gördüğüm girdiyi ise büyük ihtimal eksilerim. Bazen gözden kaçan şeyler olabiliyor. Yine de dayanamıyorum. İsterse girdilerini sürekli olarak takip ettiğim, severek okuduğum kişi olsun; acımıyor ve basıyorum eksiyi. Hatta onların girdilerini daha çok eksiliyorum. Mesela bugün sözlükte birkaç girdide yazım yanlışı gördüm, yazara baktım ve eksi vermedim. Nadiren okuduğum kişilerin girdilerine pek dokunmuyorum. Yorum olarak yazayım diyorum, bu sefer de sözlüğün kuralcısı olarak anılma endişesine kapılıyorum. Gerçi öyle anılsam da hiçbir problem olmaz. yazarken biraz daha dikkatli davranılması hoş olur. Noktalamaya pek dikkat etmiyorsunuz, en azından yazım yanlışlarını minimize etmeye gayret gösterin.
Özellikle bağlaç kullanımı konusunda yapılan hatalar beni deli ediyor. Evet, her şeyi bilemeyiz. Bunu ben söylüyorum ama bir insan liseyi, üniversiteyi hatta yüksek lisans/doktora eğitimini tamamlamış ise nasıl bağlaç kullanımını bilmez; aklım havsalam almıyor.
Sonuç olarak genellikle iki tür girdiye “olmamış” diyorum: 1. Yanlış bilgi verilen girdi. 2. Fazla yazım yanlışı bulunan ya da bağlaç kullanımına özen gösterilmeyen girdi.
pınar gültekin başlığı altındaki yazım daha 14. dk.'sında eksilendi. Bu ne hız arkadaş? Hazır bu başlık altına biri yazsa da eksilesem diyenler mi yerleşmiş temiz dediğim sözlüğümüze?
Trolleme kafası ile başlık altına yazanları tahrik etmekse maksat kimsenin haberi olmadan yapılandan haz duyan, amaç güden faydasız zihniyete acırım ancak. Sağlıklı insan ruh hali değil bana göre. Gün o gün değil, olay bu olay hiç değil!!!
Diğer taraftan yazılan düşünceler gerçekten hoşuna gitmemişse sakıncalı bir kişilik var aramızda. Bu daha da üzücü. Kimse bana özgür iradesini kullanmış demesin; o da kuyruk sallamasaydı diyenlerden bir farkı yok bu düşünce yapısının bana göre. Bugüne kadar sözlükte temiz ortam sağlamış olmakla övünen moderasyonun bu konuda da bir düşündüğü vardır diye düşünüyorum.
yazarın kötü bir girdi yazdığını göstermez. önceden ben de takılırdım, ne yazdık da bu kadar tepki gördük falan diye. ama sonradan anladım ki, aynı fikirde olmayan bir çok yazar yorum yapıp muhalefet olmak yerine eksilemeyi tercih ediyor. yani eksilenmek girdinin kötü olduğuna değil, zıt görüşe sahip yazarların olduğuna delalet eder. o yüzden alınganlığa lüzum yok sayın yazarlar.
hemen hemen tüm sözlüklerde olduğu gibi, kişisel bir eylemdir. yani, yapan da bunu kişisel olarak görür, yapılan da böyle görmelidir. yazdığınız girdilerin içeriğinden bağımsız olarak eksilendiğinizi düşünmeye başlayın artık ya.
"temiz sözlük" denilen nane, eksilenmenin seri olması ya da sürekli olmamasıyla da açıklanamaz. "yazılan girdinin içeriği değil, yazan bana sevimsiz, samimiyetsiz, itici geliyor. o zaman eksiye abanırım" diye eksilenmenin mantıklı olmadığını sabaha kadar savunabilirsiniz. ama eksilenince durup düşünerek bundan sosyolojik çıkarımlar yapmak eşeğin altında buzağı aramaktır. ruh haliyle ilgili ortaya sorular saçarken bunlara da dikkat etmenizi şiddetle öneririm.
fikirler tek bir eksi oy ile ortaya dökülemediği gibi, söz konusu eksi oyun girdinin içeriğiyle ilgili olup olmadığı da bilinemez. "ama başlık altındaki bütün girdiler eksilenmiş" tek bir şeye işaret edebilir: başlıktaki yazılanların seri eksilenmesi. bunun ötesindeki "moderasyon da bi' şeyler düşünüyordur bu konuda hakkında" benzeri berbat, göz korkutma amacı taşıyan, "benim kim olduğumu biliyor musun?"cu zihniyetin ürettiği argümanlar, çıkarımlar, yaygaralar sizi sadece daha da itici gösterecektir. temiz ortam diye birkaç kere üst üste belirtilen ortamın içeriğine yönelik "ben eksilendim, şunları yazmıştım. demek ki eksileyen tam ters fikirlere sahip. o zaman eksileyen kesin şucu, bucu. moderasyon uyuma!" şeklindeki galeyanı ufak ufak, çaktırmadan sokmaya çalışmak aymazlıktır, ikiyüzlülüktür; tepki gösterdiği toplumsal olaya dair sadece alkış bekleyen kafanın sıçmığıdır.
duvar ben olayım, bana sallayın. altında belli amaçlar gizlediğiniz saçmalıkları moderasyona yüklemeyin, ortamı daha da germeyin. bu yazdıklarımı, isteyen, istediği şekilde üzerine alabilir, istediği açılardan kırılabilir, kızabilir, küferedebilir.
normal bir hadisedir. bu sözlük özelinde gözlemlediğim bir şeyi eklemek isterim. o da popülasyona göre genelde bunun bir dengesi oluyor. burada bu denge biraz daha negatif gibi. belki üyeler daha zor beğenenlerden oluşmuş olabilir. belki daha açık sözlüler, artık o kadar inceleyecek kadar bu sözlüğü bilemiyorum ama böyle bir durum var. tabii ki eksiyi kafaya takıp artıya sevinmek o kadar gerekli değil ama şu da bir gerçek, en azından benim açımdan artı vermek daha kolayken eksi vermek biraz daha zor geliyor. belki de dengeyi böyle kurmak lazım. yani biraz beğenilse bile artı verilebilir ama biraz sevmeyince eksi vermek gerekmeyebilir. öyle bir denge işte.
Okunduğunuzu gösterir eylem. Tabi hasbelkader basılmıyorsa o tuşa. Okunmamaktan çok daha iyi. Sözlerinizin bir yere ulaştığını biliyorsunuz.
Söz konusu seri eksileme mevzusuna gelirsek. Ben eksilenen yazarlar gibi "art niyet" var kesinlikle demiyorum, diyemem. Her cinayette, yaşanmaması gereken her olayda yazılanlar da aynı, çizilenler de. Belki eksileyen bu çözümsüzlük ve kabullenmişliğe tepki gösteriyor. Her yitip giden canda tepki gösteriyor olmanız, o tepkinin işlevsel olduğu anlamına gelmiyor. Olsaydı görürdük zaten. Şimdi bunu tepki göstermek gereksiz gibi anlayıp algılayanlar olacak mesela, olsun napalım. Bilemem o yüzden. Belki de art niyetli ya da sıradan bir troll. Ama peşin hüküm vermek gereksiz.
Kuralına uygun yapılması gereken şeydir. Tıpkı diğer oy türleri gibi.
Dikkatimi çekiyor. Sözlükte arkadaş olan, birbirini tanıyan yazarlar -girdiye bakmaksızın- birbirlerine ait girdilere “olmuş bu” oyu veriyorlar. Girdiye bakmaksızın diyorum çünkü; 3 dakika önce girilmiş üstelik bilgi içermeyen, sıradan bir girdide 5 nays olabiliyor. Aynı başlık altında, saatlerce önce yazılmış bilgi içeren uzunca bir girdi ise hiç oy almamış olabiliyor. Bir hayli garip.
Örneklendireyim. Başlığımız adana olsun. X yazara ait girdi: Adana hakkında çeşitli bilgiler veren, aydınlatıcı ve uzunca bir girdi. Girdi yoğun bir emeğin ürünü. Çeşitli araştırmalara dayanıyor. Oluşturma saati de 15:00 olsun. Y yazara ait girdi: ''(bkz: sıcaktır), gidilmez.'' yazıyor. Oluşturma saati 17:00 olsun.
X yazara ait girdi yazılalı 2 saat geçmesine rağmen olumlu oy almıyor ya da bir tane alıyor. Y, girdi oluşturulduktan 3 dakika sonra 5 oy alıyor. Y, büyük ihtimal ile kadın yazarlarımızdan biri oluyor. Kadın yazarlarımıza herhangi bir ithamda bulunmuyorum. Sadece farkına vardığım bir hususu dile getiriyorum. Sözlükteki bazı yazalar birbirlerine oy göndermeyi çok seviyor. Aksini iddia eden olursa, seve seve bu konu hakkında tartışabilirim.
Tam tersi bir durum olarak “olmamış” verenler de mevcut. Bazen benim de başıma geliyor. Arka arkaya oluşturduğum ''salt bilgi içeren'' girdiler dahi eksileniyor. Fazla aldırış etmemek lazım. Yine de girdiyi oluşturmak için verilen emekten ziyade girdiyi oluşturan kişiye odaklanmak pek doğru bir davranış değil diye düşünüyorum. Herkesin istediği oyu vermekte özgür olduğunu belirtmek gerekiyor. İsteyen, istediği ''girdiye'' herhangi bir oy türünü uygun görebilir. Değinmek istediğim nokta, yukarıda da belirttiğim gibi ''yazara değil, girdiye bakılmalı'' noktasıdır.
Kendi adıma, bu zamana kadar nadiren girdideki düşünceyi beğenmediğim için eksilediğim girdi olmuştur. Düşünce ayrılıkları insanlar arasında her daim mevcut ve girdi eğer ahlaka aykırı, hakaret içeren vb. söylemler dışında oluşturulduysa, saygı duyulması da gerekir. Nitekim ayrı düşünce, kişiyi zenginleştirir. Yazara bakarak hiç eksi vermedim. Artı da vermedim. Girdi benim için ana neden. olumsuz oyların çoğunu da girdilerin eksilenmesi/#178810 numaralı girdide bahsettiğim sebepten ötürü vermişimdir.
Her zaman burada "yazım nesnel bir yazıydı, keşke sebebini açıklasaydın niye eksiledin vs." tarzında girdileri hiçbir zaman desteklemedim. Hatta bir ara buradan bir arkadaşa bu durum için girdisine yorum yaparak, "Belki seni sevmiyordur onun için veriyordur, belki yazdığın başlığın gereksizliğinden belki başka bir şeyden ve bunu açıklayarak seninle polemik yaşamak istemiyordur" şeklinde yazmıştım.
Gel gelelim bağlantılı başka bir duruma. Burada dün bir eksileme olayı yaşandı. Eksilenen girdilerin çoğu vahşi bir katile kınama içeren yazılardı. Arkadaşın biri "şu ana kadar yazdığım yazıların hiçbirine eksi geldi diye umursamadım, nedenini sorgulamadım. Ama bir tek şeyi anlamak istiyorum; neden sadece katile kendimce feryad ettiğim bu yazımı eksiledin? Baskı görmek istemiyorsan özelden yaz. Ben senin o katili meşru görmediğini anlayayım yoksa bir şey yazmazsan yoksa ona hak verdiğini düşünecem" diye bir yazı yazdı ve hiçbir geri dönüş almadı.
Bu arkadaşın durumunu anladığımı ve bu olayın ilk olmadığını ve burada cidden sıkıntılı birinin aramızda olduğunu belirtmek için bir yorum yazdım. Hiçbir şekilde kimseye ne yazarı ifşa edin ne de gelin taşlayalım anlamında demedim, denilmedi. Kendi kendime sövmek istedim ama sinirden onu da tam yapamadım. Ki bilen bilir burada linç olayı en son yaşandığında tüm tepkilere rağmen karşısında duran tek kişiydim. Yine haksız bulsam yine durarım. Linc haklı bile olsa katılmam. Katılmadım. Ha arada anlam vermesem de birkaç arkadaşımız moderasyonu göreve çağırdı. Ve zaten mod ekibinden birkaç arkadaş güzel bir şekilde bu durumun çok absürt olacağını ve kuralların keyfiyete/duygusallığa kurban gideceğini belirtti ve bu arkadaşlar da moderasyona hak verip vazgeçtiler bu isteklerinden.
Şimdi gelelim bu durumun ısrarla çarpıtılıp üzerine saçma sapan yazıların yazılmasına. Eğer ki burada böyle sıcak bir durum varken üzerine 'girdi eksileme' başlığına farklı şeyler yazılıyorsa ve "altında belli amaçlar sakladığınız yazılar" "sosyolojik çıkarımlarla eşeğin altından buzağı aramak" gibi ithamlar ve göndermeler yazılıyorsa ve buna neredeyse sözlüğün yarısı destek veriyorsa harbiden hepinize yazıklar olsun. Katile, katili sövülen yazıların karşısında "sıçmık" deme gereği duymayıp da bu duruma tepkisine dile getiren kişilerin yazılarını "sıçmık" olarak betimleyip yazdın/onayladın ya yazıklaaar olsun! Başka da bir şey demiyorum. Sakın yoruma gelip daha fazla saçmalamayın yoksa bu girdide zar zor koruyabildiğim üslubumdan en ağır, saldırgan payınızı almış olursunuz!
Herkes yazacağını yazdı, söyleyeceğini açık bir şekilde söyledi. Ötesi, ötesine geçer.
eksilenir eksilenmez neden umurumda olsun benim anlamadığım bi durum.
ben kafama eserse burayı açarım ne bi şey okur, ne bi şey yazar öyle asılı kalırım, kafama eserse en dipte kalmış şeyleri okumaya dalarım, kafama eserse arka arkaya bi çok başlık/girdi yazarım ister okunsun, ister okunmasın, ister bazılarına iyi gelsin, ister bazılarına berbat, iğrenç, anlamsız gelsin. afedersin sikimde bile olmaz. zaten bence normal olan da budur.
kardeşim girdi kurallar içinde yazılmamışmı, hakaret, ceza unsuru falan içeriyormu, yönetim siler, olur biter. onun haricindeki tüm girdileri istersem gerine gerine eksilerim kimse de umurumda olmaz. haa girdiğim bi sırada kafam iyidir önüme gelen hepsini artılarım yine kimseyi sallamam.
başkasının benim verdiğim eksiyi artıyı değerlendirmek hem hakkı değil hem haddine değil.
eksi artı değerlendirmesi kişiye ait değil mi? sanane o kişinin ne yapacağı. banane o kişinin ne yapacağı ve yaptığı. ben söyleyeceğimi ortaya korum, isteyen alsın beline dolasın, isteyen alsın münasip bi tarafını uydursun, isteyen yok bana alerji yapıyo deyip çekilip gitsin. banane. ben ortaya koydum işim bitti, gerisi beni bağlamıyo.
başkası niye burda, niye yazıyo bilmem, zaten alkış için yazanı da anlamam, öyle düşünüyosan, o zaman git kitap yaz kardeşim götün yiyosa bastır sat, takdir arıyosan, alkış istiyosan, etrafına birileri toplanıp seni övsün istiyosan. yazdıkların sence çok kıymetli, ille alkışlanması gerekiyosa.
kısacası, eksileyin kardeşim, isterseniz değişiklik olsun diye arada artılayın, araya da bi tutam (ne diyorsanız) o eksi ve artının ortasındakinden atın yakışır kardeşim, devam..
en az girdilerin artılanması kadar normal bir olaydır.
pınar gültekin başlığına yazılan 12 girdinin 9 tanesi eksilenmiş ve eksileyen ya da eksileyenler tarafından herhangi bir neden açıklanmamış. bu da doğal eksileyen kişi herhangi bir neden göstermek zorunda değil. ancak toplumun her kesiminin (bazıları hariç) bir olduğu ve hemen hemen herkesin aynı duyguları paylaştığı ve hassas olduğu bir olayda insan ister istemez bazı şüphelere düşebiliyor.
bu nedenle ''girdileri eksileyen'' kişiye (öyle biri olduğunu var sayarsak) tepki gösteren yazarları da anlamak gerekiyor. ayrıca her yıl onlarca kadın cinayeti/tecavüzü haberi medyaya bomba gibi düşüyor ve insanlar bir şey yapamamaktan, bir şey yapılmamasından dolayı sinirli ve üzgün. pınar gültekin başlığına yazılan girdilerin eksilenmesine oluşan tepkinin bir nedeni de bu olabilir.
Bu bazen ciddi ciddi o girdinin beğenilmemesiyle alakalı fikir farklılıklarından kaynaklı olsa bile bazen de “yazarlık kariyerini bir daha düşün” gibi bir tepki ile “sen yazma artık” demenin kibar (!) yolu olabilir. Bunu yapan yazar sizi sevmiyor olabilir, girdilerinizin içeriğini beğenmiyor olabilir, “hakkım bu benim kullanırım” deme ihtiyacı olabilir, sadece can sıkıntısından yapılıyor olabilir, belirli kategorileri sevmeyen yazarlar olabilir... Yani birçok sebepten olabilir de olabilir işte. Benim de beğenmediğim yazılar hatta bazen yazarını çok çok sevmeme rağmen içeriğini beğenmediğim ve/veya doğru bulmadığım için eksilediğim girdiler var ki bu çok normal biriyle anlaşmak her girdisini “doğru bulmak” anlamına gelmemeli.
Peki kafaya takmak doğru mu ? ya da başkalarının sizin düşüncelerinize dair “yazma, sus” deme hakkı var mı sahi ? Bırakınız insanlar kendi dünyaları çerçevesinde istedikleri gibi yaşasınlar. Bu ufacık şeyler onları bir şekilde tatmin ediyor ve/veya anlık mutluluklarına sebep olabiliyorsa; dışarıdan bakıldığında kötü gibi görünen bu durum için “iyi ki yazmışım da birileri yine benim sayemde ufak mutluluklar yaşadı” diyebilin. Takmayın demem bir şey ifade etmeyeceği için demek istemiyorum, sadece insanların hepsi aynı şeylerden mutlu olmuyor ve sizin gibi düşünmüyor. Bu sebeple sadece şunu düşünün: “birisi benden dolayı mutlu oldu işte ehehehehe”
*bu kadar iyimserlik de biraz sinir bozabilir gerçi ama olsun =))
Girdilerin eksilenmesi, yağmur gibi bir doğa olayıdır, "bugün niye yağmur yağıyor yha!" Diye oturup içlenmiyorsak girdimiz eksilenince de içlenmemeli, kişisel algılamamalı, ama en çok da şaşırmamalıyız. "Nasıl eksilenirim, nasıl?" Şeklinde bir düzeltme gördüğümde benim girdinin aslını eksileyeceğim yoksa da düzeltme sonrası mutlaka eksilerim. Çünkü sözlük oraya "bu butonu koyuyoruz ama litfen şu yazarda kullanmayalım, o katiyen eksilenemez," diye bir bildirim yollamadı bana.