steve buscemi'nin başrolünde yer aldığı 2017 yapımı film.
Yıl 1953. Joseph Stalin'in, sağlık durumu -biraz paranoyak olması dışında- gayet iyidir ve ona karşı çıkan herkesi terörize edip, gözünü kırpmadan ortadan kaldırmaktan imtina etmemekte; bu durum yakın dostlarını dahi hizaya getirmektedir. Ta ki bir sabah çalışma odasında ölü bulunana kadar.
stalin'in ölümü sonrası yaşananları kurgu da katarak anlatan film.
zaten adı üstünde bir film. belgesel olarak yaklaşmamak lazım.
ayrıca politikacılar arasındaki rekabet oldukça komik. işin garip yanı bu filmde güldüğümüz şeyler hakikaten gerçek hayatta da görülen şeyler. demek ki politika ile uğraşanlar aslında komedyenlerden farksız.
hayat bir trajikomik film ise demek ki...
bir de komünizmi temsil edenler iktidar mücadelesi verirken, komünizme yürekten inanmış kişilerin komünizmi temsil edenler tarafından ölümlerinin hazırlanması sanırım aslında ideolojilerin içindeki insanların çok da samimi olmadıklarını, ideolojileri sadece kendi menfaatleri için kullandıklarını anlatıyor.
bu sebeple yönetmenin veya senaristin artık her kimse, benimle aynı politik duruşta olduğunu düşünüyorum.
ideolojiler, partiler falan hep yalan dolan, asıl gerçek bir yerde güç varsa insanların o gücün üstüne akbabalar gibi saldırmasıdır.
işte bu sebeple ideolojiler de, partiler de, politikacılar da yerin dibine batsın diyorum. çünkü kimsenin halkı düşündüğü yok aslında. güya sözleşme imzalamıştık, bizi rahat ettireceklerdi. hepimizi kandırdılar be rousseau...
yıldız tilbe'nin de dediği gibi "zaten aşklar hep yalan dolan, sonu hep sızı hüsran"...