1. Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi.

    örnek kullanım: Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu. (S. F. Abasıyanık)
    #80053 tdk | 7 yıl önce
    0eğitim terimi 
  2. Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre.

    örnek kullanım: Dersin bitmesine beş dakika var.
    #80054 tdk | 7 yıl önce
    0eğitim terimi 
  3. Öğrencinin öğrenmek zorunda olduğu bilgi.

    örnek kullanım: Bir yakınlık kurmak için derslerini soracak oluyordu. (N. Cumalı)
    #80055 tdk | 7 yıl önce
    0eğitim terimi 
  4. Bir olayın bellekte bıraktığı öğretici iz, öğüt, ibret.

    örnek kullanım: En iyisi, kıyının verdiği şu ekoloji dersini uygulamak mı dersiniz? (H. Taner)
    #80056 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  5. Nefret ediyorum, nefret, nefret...

    Daha doğrusu ezbere dayalı ders çalışmaktan nefret ediyorum, Canım Türkiye şartlarında neredeyse bütün dersler teorik ve ezbere dayalı olduğundan dolayı yukarıdaki isyanım geçerli oluyor.

    Ezber yeteneğim 0 ( yazıyla sıfır ) kitap okumayı ve özellikle şiir okumayı çok seven birisiyim ama sorsanız bana "ezberden bir şiir oku ya da falanca kitapta ne anlatıyor" diye, mal gibi kal kalırım. Ama uygulamalı ya da tartışmaya ve yoruma açık derslerde hocayı dinlemem bile o dersten üstün başarı ile bitirmemi sağlıyor.

    Misal okulu uzatmışım vizesi 30 olan dersin sınavına çalışmam gerekirken gelmiş burada ne yapıyorum. ( hasta olmamında etkisi olabilir, hakkımı yemeyeyim şimdi) neden çünkü ders ezbere dayalı!

    Fuck the system!
    #121816 biri beni silksin | 6 yıl önce
    0eğitim terimi