-
Yolu herhangi bir nitelikte olan.
Örnek kullanım: Bozuk yollu bir mahalle. hepsini göster
-
Çizgili.
Örnek kullanım: Sandığın altında, mor yollu beyaz bir iplik çul seriliydi. (O. Kemal) hepsini göster
-
Hızlı giden (taşıt).
Örnek kullanım: Yollu gemi. hepsini göster
-
Kuralına uygun.
Örnek kullanım: Bu hiç de yollu bir iş değildi. hepsini göster
-
Herhangi bir nitelikte, biçimde.
Örnek kullanım: İlk teklifimde direnir yollu konuşmaya başladım. (F. R. Atay) hepsini göster