-
Yolu olmayan.
Örnek kullanım: Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız. (F. R. Atay) hepsini göster
-
Yavaş giden (taşıt).
Örnek kullanım: Bu gemi yolsuzdur. hepsini göster
-
Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız.
Örnek kullanım: Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi. (R. H. Karay) hepsini göster
-
Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan.
Örnek kullanım: Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı. (M. Ş. Esendal) hepsini göster
-
Parasız, züğürt.
hepsini göster