1. tanım: Akne tedavisinde kullanılan ve oldukça etkili bir ilaç.

    Suratımda bir anda 7-8 tane ve sırtımda da aynı şekilde sivilceler çıkması ile beraber doktora gidip, kan tahlili yaptırmam ardından 20 miligramlık dozajından tarafıma ulaşması ile beraber kullanmaya başlayacağım ilaç. Doktorum, dudak kuruması için da yazdı. Kuruduğunu hissettikçe dudaklarıma ve burnumun çok fazla içine sürmemek kaydıyla dış bölümlerine doğru uygulamam telkinin de bulundu. Güneşli günlerde, korunarak ve çok fazla zaman geçirmemek suretiyle işlerimi halledebileceğimi söyledi. Neyse bakalım, vatana millete hayırlı olsun.

    Kullanmak isteyen veya kullanacak arkadaşlara yardımcı olmak adına aklıma geldikçe buraları editleyeceğim.

    #76774 oblivion | 7 yıl önce
    0ilaç 
  2. Evet ilk hafta bitti. Bir haftadir ortaliklarda yokum bunun sebebi, ilactan dolayi depresyona girmem. Hahaha saka lan saka.. Evet, ilac hakkinda ilk hafta izlenimlerim,

    - Bugun itibari ile dudaklarim hafiften catlamaya basladi.
    - Yuzumde 7-8 tane sivilce vardi. Ilaca basladiktan sonra, ilacin 3. Gununde yok olup gittiler. Fakat bunun ilacla bir alakasi oldugunu sanmiyorum. Hep cikardi, 1 hafta icinde kaybolurdu.
    - halsizlik, bel agrisi, burun kanamasi gibi yan etkileri henuz hissetmedim. Doga ile ic ice yasamam buna biraz etki etmis olabilir. Temiz oksijen kardesim..
    - Bugun Iki tane mutant sivilce cikti sag ve sol yanagimda. Bugune dek bu denli sivilcelerim hic olmamisti. Ilginc bir duygu, ama doktor bunlarin normal oldugunu soyledigi icin cok kafaya takmiyorum.

    Zaman zaman tekrar yazacagim buralara..
    #78354 oblivion | 7 yıl önce
    0ilaç 
  3. Ikinci haftayi da bitirerek verilen ilk kutuyu tamamen yedim.

    - Dudak catlamalari biraz daha artti krem surup gecistiriyorum.
    - Ilk baslarda bir anda cikan sivilceler kurudu. Mutant olan iki sivilce ise biri gitti digeri de gitti gidecek.
    - Alin bolgemde sivilceler biraz artti.
    - Yalnizca dudak kurumasi sikintisi cekiyorum onun disinda bir yan etki gormedim henuz.
    - Burnum iyiden iyiye soyulmaya basladi. Yanaklarimda da soyulmalar var.
    - Ilk gunlerde hapi ictikten sonra karacigerimde agri oluyordu. Artik agri falan kalmadi cok sukur, vucut alisti sanirim.
    - oyle asiri derece de su icmiyorum. Gunde en fazla 1.5 litredir.
    - Ilaci kullanirken gunese bol bol ciktim ama yuzumde kizariklik vs olmadi. Mevsimden dolayi sanirim, yaz aylarinda daha farkli olabilir.
    - Ilac ile aramda bir bag olustu.. Sanirim birbirimizden hoslaniyoruz gecen gun romantik bir yemek yedik.. Yan etkilerde sizofreni yaziyor muydu? Hahaha saka lan saka espri yaptim..:))


    Eyyorlamam bu kadar
    #79392 oblivion | 7 yıl önce
    0ilaç 
  4. Muadilleri , , olan bir ilaç. Yan etkileri tuvalet kâğıdını andıran bir te yazılır.

    Lise yıllarımın keşke ilk senesinde kullansaymışım. Ancak bazı sebeplerden dolayı anca son senesinde 8 ay boyunca kullandım bu ilacı.

    Bu ilacı kullanma evresine gelene dek milyon tane öneri denenir. Ayva çekirdeğini suya koyup ertesi gün merheme dönüşen karışımı sürmekten tutun, sirke buharını surata tutmaya dek.
    Kullanan bilir. Son çaredir, diptir, savaşta esir olmamak için sakladığınız intihar kurşunu gibi bir şeydir. Ben de o yıllardan hatırladığım kadarını yazayım.

    Kullanmaya başladığım ilk haftalarda, suratımdaki sivilce oranı aşırı derecede artmıştı. (Ki kantine girdiğim zaman, insanların yedikleri sandviç, tost veya dönerlerini yarıda bırakıp çöpe atmalarına şahit olan biriyken daha da artmış hâlini siz düşünün). Yine ilk haftadan başladı dudağımın çöl toprağı gibi kuruması. krem dudak için tek ve efsane çare.

    İlk ay bitiminde yavaşça sivilceler, akabinde burun içi de kurumaya başladı. Koştuğum zaman, yorulduğum zaman ya da burnuma küçücük bir darbe aldığım zaman burnum kanıyordu.

    İkinci ayda, kışın bitip baharın da gelmesiyle açan güneş kâbusum oldu. Vücuduma ve özellikle suratıma değdiği an yüzümü kızartıyor ve yüzüm kabuk atıyordu. Güneş kremini sürekli unuttuğum için İlkbahardan yaz bitimine dek kapşonla dolaştım. (Vampir sanan veletler oldu)

    Üçüncü ay itibarı ile iyileşme gözle görülür hâle gelmişti. Yavaş yavaş yok oluyorlardı. Yorulunca burun içi kanamaya devam etti tabi. Diğer dudak çatlaması, güneş gibi yan etkiler de.

    Dördüncü ayda iyileşme yüzüm için %80 sırtım için ise %25 gibi bir orana gelmişti. Ancak bu evrede halüsinasyon gördüm. Odada uzanırken eve at girdi. Evet bildiğiniz at. Salondan geçti yürüdü gitti.

    Beşinci ay, surat sivilce bakımından tertemiz ancak dudak ise bişiye benziyordu. Sırttakiler azalmaya devam ediyor ve her ay yapılan kan tahlili, "ilaca devam edebilir" kararı veriyordu.

    Altı, yedi ve sekizinci ay hemen hemen aynı geçti. Bu aylara dair yazılabilecek tek şey, artık yürürken yere bakmak zorunda hissetmemek, saçlarınızı 3 numara dışında bir tarzda kesebilme cesareti, tenefüslere çıkabilmek, iğrenç bakışlara mağruz kalmamak için kış ortası binmediğiniz otobüse, minibüse binebilmek gibi hislerin muhteşemliğiydi. Hatta durakta beklerken gülümseyen, göz kırpan bir kıza inanamayıp defalarca arkamı kontrol edip kikirdetmiştim.

    Aradan yıllar geçti belki kullanan biri bu satırları okur. Aynı hisleri hissetniş biri olarak gülümser.

    Onlara söylemek istediğim şey özetle şöyle olsun. kullanım esnasında dikkatli olun, hametan kremi aksatmayın. Haplarınızı aynı saatte almaya alışın, örneğin sabah dokuz akşam dokuz gibi. Belki bir faydası yok ancak günlük dozlarınızı unutmanızı engeller disiplinli kullanırsınız. Bir de ilaç kullanırken herkesin ruh hali daha önce olmadığı birine dönüşüyor ilk aylarda. Kasmayın, gelip geçici bu his. 4. Aydan sonra tüm hisler mutluluğa dönüşüyor. artık aynaya, küfretmek için değil de biraz daha iyileştiğinizi görmek için bakıyorsunuz. Bu çok hoş bir duygu.
    #139466 bursariaa | 6 yıl önce
    0ilaç 
  5. her sayfasında "hamileyken kullanmayın" uyarıları barındıran uzun bir prospektüse sahip, kullanmadan önce okurken dalga geçtiğim neredeyse her şeyi kullanırken yaşadığım ilaç. iyi yönünden bakarsam bana büyük konuşmamak gerektiğini öğretmiştir.

    öncelikle yeni kullanmaya başlayacak veya kullanmayı düşünen insanlar, insancıklar için bir şeyler karalamak istiyorum buraya. lütfen, eğer fazla sayıda sivilceleriniz olmamasına rağmen doktorunuz ilk olarak roaccutane'ı önerdiyse direkt uzaklaşın ordan. doktorunuzu değiştirin, ilk çare hiçbir zaman roaccutane değildir. roaccutane'a varana kadar bir sürü merhem bir sürü çözüm var denemeniz gereken. tüm çözümleri deneyip sonuç alamadınız mı? beslenmenizi düzeltin. eğer ergenlik sivilceleriyse zaten bitecekler, niçin ilaçlarla uğraşasınız?

    roaccutane öncesi tüm çözümleri deneyip sonuca ulaşamadığınızı ve roaccutane'a başladığınızı varsayarak devam ediyorum. kullanırken dudaklarınız çatlayacak, vücudunuz kuruyacak, durduk yerde burnunuz kanayacak bunlar küçük ve zamanla alışacağınız yan etkiler aslında. yaşarsanız korkmayın, normaldir. krem kullanmayı sevin. bolca ihtiyacınız olacak. ben kullanmamayı seçmiştim öyle de hayatınızı idame ettirebiliyorsunuz. belli bir zaman sonra depresif bir hale bürünebilirsiniz. "10.000 kişide bir görülen çok seyrek bir yan etki"ymiş bu, roaccutane öyle iddia ediyor en azından. bu yan etkiyi yaşarsanız eğer seçilmiş kişi olarak hitap edebilirsiniz kendinize, belki yüzünüzü güldürür.

    kullandığınız süre boyunca en başta ayda bir kan vereceksiniz sonra bu iki ayda bire falan düşüyordu galiba. karaciğer enzimlerinizin normal seviyelerde olup olmamasına bakıyorlar bu tahlillerde. normalse veya küçük farklılıklar varsa devam edeceksiniz kullanmaya. sürecin geneli bu şekilde.

    ---

    benim neler yaşadığıma gelirsek, ben kullanmadan önce bu tip yazıları okumuştum. o yüzden belki faydam dokunur birilerine. daha öncesinde başka ilaçlar merhemler falan da yazmıştı doktorum bana. ben merhemleri kullanmadım kullansam fayda edebilirdi. krem sürmeyi sevmediğimden ötürü kullanmamıştım, tek nedenim bu değildi tabi. ergenlik sivilcelerimdi onlar, öyle çok da değillerdi. bana kalsa geçeceklerdi yani. annem, babam bir olup götürmüşlerdi beni doktora. neyse merhem faslını bu şekilde geçmiştim. kullansam fayda ederlerdi bence.

    sonra annem iyice taktığı için yüzümdeki sivilcelere, roaccutane mevzusu çıktı ortaya. ilk başta olumlu yaklaşmıştım. sonrasında araştırdıkça gerek enzimler gerek depresyonlar içimi bunaltmıştı okuduklarımda. gerçi ruhsal sorunları umursamamıştım çok, doğabilecek fiziksel sorunları daha çok önemsemiştim. ben güçlüydüm, komiktim, eğlenceliydim, "ben mi depresyona giricem hahaha"ydım, kendimle dalga geçerdim, insanları çok da umursamazdım... atlatırdım yani kısaca. ben, ben kalır yoluma devam ederdim. neyse, ben aileme "bakın bu ilaç böyle böyle sonuçlara yol açabiliyormuş, ben kullanmak istemiyorum" demekten yorulmadım onlar da çeşitli tehditler savurmaktan yorulmadılar. gittiğim doktorlar, annemin hemşire arkadaşları bile şaşırmıştı aklımdan asla çıkarmadığım bir cümle vardı "normalde çocuklar ister aileler izin vermez, sizde tam tersi var çok şaşırtıcı".

    20 mg'la başladım kullanmaya. her şey normaldi aslında en başta. "ne olabilir ki kullanıcam 8 ay biticek sonra yüzümde de kalmaz bir şey işte" deyip geçiyordum aslına bakarsanız. bir yerden sonra derslerin ortasında durduk yere burnum kanamaya başlamıştı, bazen ben fark etmiyordum hatta. ya arkadaşlarım ya da hocalarım fark ediyordu. kaç dersin ortasında çıkıp tuvalette kanamayı durdurmaya çalıştığımı bilmiyorum. dudaklarım çatladı, krem sürmediğim için ara ara kanadılar da hatta. acı çekmek istemiyorsanız krem sürün dudaklarınıza. bazen insanlar zorla sürüyorlar çünkü. hatta bir keresinde sahneye çıkıcaz, dudaklarım nemlensin diye arkadaşım ruj sürmüştü bana.

    kan tahlili günlerini gerilerek beklerdim ben. kimse damarımı bulamazdı ya patlatırlardı ya üç dört kez denerlerdi. annem almaya başladı sonra kanımı, hem okuldan da kaytarmamış oluyodum tahlil yapılacağında. annem hemşire olduğundan zaten her gün gidiyordu hastaneye, sadece o gün sabah kanımı da alıp gitmiş oluyordu. ama annem de damarımı bulmakta zorluk çekiyordu, bende de böyle böyle kan verme fobisi oluştu sonra. tahlillerimde bir sorun yoktu her tahlile itiraz etmek için ben de bakardım çünkü. "bak işte değerlerim kötü çıkmış" demek için fırsat kolluyordum. ama hiç o fırsatı yakalayamadım.

    ilacın dozu 20 mg'da kalmadı tabii ki. 40 mg'a kadar çıkarmıştık bunu. birkaç ayın ardından sonra dudak kuruluğum halen daha devam etse de burnum kanamıyordu eskisi kadar. ama ruhsal sorunlar yaşamaya başlamıştım. bazen neye üzüldüğümü bilmeden ağladığımı hatırlıyorum. kimselere göstermeden, bazen salonda bazen odamda, banyoda, okulda... "bitse de gitsek" dediğim şeyin ilaç olmadığını fark etmiştim. herhangi bir kötü olay normalden çok daha fazla etkilemeye başlamıştı beni. normalde denemelerim veya sınavlarım kötü geldiğinde üzülmeyip sonrakilerde düzeltmeyi bilirdim, ilaca başladıktan sonra tüm olumlu yanlarımı kaybetmiştim. dediğim gibi olumsuz küçücük bir olayda yıkılırdım. kendimi yeniden yapmaya çalıştıkça, gücümü toparlamayı denedikçe yaptığım kısımları yıkan bir şey vardı sürekli içimde. ben değildim, yemin ederim ben değildim kendimi yıkan. bir çıkış yolu, bir ışık var mı hiç emin olamadım.
    güya güçlüydüm ya, beni darmadağın eden şey yirmişer mg'lık iki adet küçük pembeli beyazlı haptı. güçlüymüşüm çokça. sonra ekşi'de okuyup hafife aldıklarım aklıma gelmişti, "sağlam bir psikolojisi olan insanları bile hiçe sayabiliyor bu ilacın yan etkileri"...

    en son her şey dayanılmaz hale gelince gidip "ben bu tükürdüğümün ilacını bırakmak istiyorum, farkında değilsiniz hiçbir şeyin ama ben intihara yürüyorum" diye yarım bir blöfle geri adım attırmayı başarmıştım. çok da ciddiye alınmamıştım ama bir ay daha erken bırakmıştım ilacı. bence başarı sayılır.

    şöyle ya da böyle bir şekilde atlattım, benden çok o anlarda bana yanımda olduğunu hissettiren insanların emeği var. sadece halen daha her şeyden eğlence çıkarabilen kendimi özlüyorum. çok çok özlüyorum hem de, çünkü o zaman daha iyi ifade edebiliyordum kendimi en azından, "insanlar ne der?" diye düşünmeden bazen rezil bazen güzel şeyler yapmaya cesaretim vardı, şu an yok. tek etken roaccutane olmayabilir bunda ama büyük bir payının olduğundan eminim.

    ilacı bıraktığımda aslında herkesten yüzüme dair iyi yanıtlar almıştım. bahsettiğim sahneye çıkmadan önce bana zorla ruj süren arkadaşım, durup durup "tertemiz olmuş yüzün maşşşalllah" derdi. yani ilaç sivilceleri geçiriyor ben aksini iddia etmiyorum.

    bırakalı 1,5 yıldan daha fazla oldu, şu an tekrar sivilceler çıkıyor yüzümde. ben yine umursamıyorum sivilcelerimi, annem yine takık.

    son bir not olarak, ben öncesinde başka şeyler denemeniz için size yalvarırım. kimsenin yaşamasını istemediğim şeylerdi çünkü. kullanan herkes yaşar demiyorum ama ihtimal var. değer mi değmez mi düşünüp tartın isterim.
    #177543 nemo | 5 yıl önce
    2ilaç 
  6. Eski eşimin bir zamanlar kullandığı zehir.

    Cildini düzeltemediği gibi psikolojisini de bozdu.

    Majör depresyon sebebi. intihara kadar gidebilecek depresyon yaratıyor.

    Çok kötü günlerdi, kesinlikle tavsiye etmem.
    #177550 Keltox | 5 yıl önce
    0ilaç 
  7. Bir zamanlar dünya gündemine de "intihar ettiren ilaç" olarak gelmişti.

    Yurt dışı adı accutane olan bu ilaç için çok tartışma var ve özeti şöyle. İlaç üreticileri "yok canım ne depresyonu, ne alakası var. O depresyon dediğiniz şeyin yüksek çıkması da kullanıcıların sivilceleri kafasına takmasından" derken ilaç kullananların yakınları (ilaç kullananlar değil) "hayatımızı kararttı" diyor.

    Eski eşim kullanmıştı bunu. Nilanlıydık o zamanlar. Hayatımı karartmıştı evet. Kötü günlerdi. Emin olun boşanmaya iten sebepleri yaşamak daha kolaydı.

    Bugün başıma gelse, bugünkü aklım olsa "sivilcelerinle seviyorum seni. Ya roaccutane ya ben" derdim.

    Hastalıkta ve sağlıkta... roaccutane hariç. Çünkü bu kullanılması kaçınılmaz bir ilaç değil. Bir tercih ve insanların tercihlerinin sorumluluğunu tek başına üstlenmediği bir tercih.

    Sivilce eninde sonunda geçer. Ama roaccutane kullananların çevresine yaptığı eziyet unutulmaz.

    Sivilceler için ruhunu şeytana satmak ile eşdeğer bir ilaç.

    #274070 Keltox | 3 yıl önce
    0ilaç 
  8. kullanımı sırasında greyfurt yemenin kesinlikle yasak olduğu, alkol alınacaksa ilacı 3 gün önce bırakıp alkolden 3 gün sonra devam edilmesi gerektiği, ayrıca yanında krem seti ile birlikte gelen ilaç.
    vücut için ayrı krem, dudak için ayrı krem, yüz için ayrı krem, ayrıca güneş gören yerler için de güneş kremi.

    ilacın kendisinden ziyade kremler bi yerden sonra işkence haline geliyor.

    ilk defa bir ilaç için "iyi ki düzenli kullanmamışım" diyorum yukarıdakileri okuyunca.
    Geçen sene cildiyeye gittiğimde vermişti doktor bu ilacı.

    anlatılanlar gibi ağır depresyon halleri olmadı ama zaman zaman kafam bozulduğunda "ulan acaba bu nanenin bi etkisi var mı" diye düşünmedim değil.

    bugünlerde yine cildiye randevusu almayı düşünüyordum. yukarıda yazılanları okuyunca vaz geçtim. hele ki saç dökkülmesi ile ilgili kısım beni üzdü. ben ki saçları 50'den önce dökülmeye başlamayacak olan insan...

    ha, bu depresyon halleri ilaçtan önce de vardı, sonra da var o yüzden ilaca pek kabahat bulmak aklıma gelmemişti.
    ama kullandığım dönemde deride hissettiğim kuruluk şimdi de devam ediyor.

    ne akıl kaldı kafada ne saç, meğer hepsi bu meretin bok yemesiymiş.


    #274075 maraz1 | 3 yıl önce
    0ilaç