budana budana ufaltıyordu, artık büyük adımlarla yokediliyor.
tamamlayıcı şu bu tartışılır, iki ileri bir geri kaktırılır ama o meşhur büyük resimde asıl amaç insanların bireysel emeklilik sistemine razı edilmesidir. ne zaman sosyal haklarda verem gösterilip zaatüreye razı edilsek, arkasından uzun vadede devletin sosyal sorumluluğunu üstünden atma niyeti çıkar.
eski yaşadığım yerde devlet okullarında onu kestim bunu kırptım diye özel eğitimi palazlandırma hamleleri olurdu, amerika'da da özel sigorta bok püsür diye genel sağlık hizmetini onyıllar içinde adım adım oydular. hakların kısılması, 70'lerde özele katkılarla başlamış.
bunda da yarın bir iki düzenleme daha gelir, insanlar "lan 60'ımda bile çekemeyeceğim paranın üstüne sıçayım, çıkarın beni sistemden, aynı parayı kendim kenara koysam istediğimde bozdururum" diyecek. başta devlet katkısını vs. de arttırır sonra onu da kuş ederler. lobisi de yapılıyordur.
emeklilik kaymağını en kral yiyen nesil boomerlar oldu, bize yar olmayacak anlaşılan.
Muhtemelen şaka yapıyorsunuz. Durum, bu paraya göz dikecek kadar vahim olamaz. Çalışanların en önemli güvencelerinden biri olan kıdem tazminatının “Fon” adı altında iç edilmesinden söz ediyorum. Umarım yapmayacaksınız, umarım yapamazsınız. Ayıptır... Hadi onu önemsemiyorsunuz, “Günahtır.” Hak yemektir. Kıdem tazminatı çalışanın garantisidir. Çalışanının çocuklarının rızkıdır, kısmetidir. Hele hele işlerin kötüye gittiği zamanlarda. Eskiden zaten çok önemli bir kaynaktı işçi, memur için. “Emekli ikramiyesi” idi adı. Çalışma hayatının sonunda bunu aldın mı, çok eskiden bir ev, bir otomobil alırdın. Sonra otomobil gitti ev alabilir oldun. Ardından ev gitti otomobil alabilir oldun. Şimdi belki 2. el bir otomobili zar zor alıyorsun. Ya da belki çoluk çocuğa düğün yapıyorsun. Ama olsun. Hiç yoktan iyi. Bu bir yönü. Diğer yönü… Aç kalmanın önündeki engel. Patron işleri iyi gitmediği için ya da artık sana ihtiyacı kalmadığı için seni işten çıkarıyor. Alıyorsun kıdem tazminatı ayrılıyorsun. Bazen aylarca, bazen yıllarca yeni bir iş bulamıyorsun. Hiç değilse bir süre o kıdem tazminatı ile geçiniyorsun. Çocuğun okul taksitini ödüyorsun, üniversite harcını ödüyorsun, birkaç ay da olsa evin kirasını ödüyorsun, aileyi doyuruyorsun. Yeni bir iş buluncaya ya da yeni bir hayat organize edinceye kadar bir kara gün akçesi oluyor o tazminat sana. Şimdi buna göz dikilmiş anladığım kadarı ile. Çalışanın bu hakkı cebellezi edilecekmiş. Fon adı altında. Biz biliriz bu fonların ne olduğunu. Mesela, şimdi ilk kez işe yaramış görünen işsizlik fonu yıllardır nerede? Otoyollara harcandığı söylenen deprem fonu nerede? Toplu konut fonu nerede? Bilmiyorsanız ben size söyleyeyim. Fon nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti? İnek nerede? Dağa kaçtı? Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu! Not: Genç okurlar arasında başlıktaki cebellezi kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeyenler olabilir. Lütfen sözlükten bakın. Google’a yazın o söyler."
işverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu para.