Diyarbakır'ın binlerce yıl evvelinden adının "kurtulmuş" anlamına gelen "Omid-Amid" olduğu yıllardan bu yana bu hep böyle olmuştur. Tarihe adını ve yaptıklarını bırakmak isteyenler, şehri adeta isimleriyle anmak istemişlerdir.
Bu Milat öncesi 40'lı yıllarda Birinci Dikran Krallığını kurup şehre "Dikranagerd-Tigranagerd" adını koyan kral döneminde de, Bekir Bin Vail adına izafeten "Dîyarbekr" adı konulan dönemde de böyle olmuştur.
1920'li yıllarla birlikte cumhuriyet, Türklüğü ve bakır tenli insanların diyarı mana ve ehemmiyetini pekiştirmek için olsa gerek "Diyarbakır"ı uygun bulmuş.
Kürtler ise Med atalarına izafeten "Amed" ismini yakışır bulmuşlar.
yıllarca tvde haberlerde falan gördükten sonra ilk defa 2019'da gittim. açıkcası şanlıurfa ve göbeklitepe'den sonra bi de gece yolculuğunun etkisiyle korka korka gittim. şehirde bi petrolde gece arabada uyudum, ertesi gün altta kapri, üste tişört gezdim. yolları, caddeleri, trafiği, çarşısı, konuştuğum insanları... ben hiç bir sıkıntı yaşamadım, hatta baya baya güzel düzgün bi şehirdi işte. gece şehre girerken arama noktasında polis durdurdu, heralde uzak yerden diyarbakır'a gece geliyorum diye arama yaparlar dedim ama öyle olmadı. emniyet kemeriyle ilgili video izletip yolcu ettiler. söylemesi ayıp ciğerciye de gittim, sabah çorbacısına da. kahvaltı salonları, dağkapı'sı, taştan yapılma binaları, tarihi camisi, surları falan güzeldi. illa vardır sıkıntılı yerleri, yok diyecek kadar gezmedim ama ben şahit olmadım. 2020'de de içinden geçip yola devam ettim, fikirlerimde bi değişim olmadı.
diyarbakır diyince aklıma et ve ciğer gelir. son yıllarda diğer şehirlere göre et kalitesini iyi korumuştur. zaten diyarbakır'da piknik yerlerine giderseniz o eski iştah açan et kokusunu alabilirsiniz. kuzu, koyun, dana of of... hele kahvaltıda ciğer olayı falan mükemmel. yani başka denilebilir ki... bir de burma kadayıf iyi unutmadan. yanına dondurma.
cumhurbaşkanının sınırlarını değiştirdiği 4 ilden biri. düşünsenize, bir gece diyarbakır'da yatıyorsunuz, ertesi sabah muş'ta uyanıyorsunuz. hem de bir santim bile yerinizden oynamadan.
yani mahalleniz ilçeniz falan değişmiyor, il değişiyor yahu, koskoca il. hepsi ne için peki? ara seçim geliyor muhtemelen. yoksa bunun başka bir açıklaması yok. sorarlarsa, "diyarbakır'ın en uç noktasıydı, karda çığda müdahale etmek zor oluyordu, muş'tan gitmek daha kolay oluyor o yüzden yani" dersiniz. denize falan bağlasaydı da bir faydası olsaydı bari.
yarın sabah uyandığımda kendimi çankırı'da bulursam hiç şaşırmam şimdi.
milli eğitim bakanlığı her şehir için ortaokul düzeyinde "şehrimiz" ile başlayan seçmeli ders düşünüp bunun için kitap hazırlamış, çok da güzel düşünüp pratiğe geçirmişler; aferin. meb; bu seçmeli dersin kitabını hangi il için hazırlamışsa/hazırlatmışsa derse o şehrin ismi de ekleniyor. işte, diyarbakır için de "şehrimiz diyarbakır" kitabını hazırlamış göndermiş; çocuklar okusun da kendini bilsin, ilim irfan sahibi olsun!
maalesef her bakanlık düzeyindeki kontrolsüzlük, özensizlik işin ehilleri tarafından yapılmasından ziyade sadakatinden ötürü makam teveccüh edilenlerin yapacağı iş de bu kadar olur. şehir tanıtılırken şu ifadeler kullanılmış: “Doğal afetler, şiddet, madde bağımlılığı, trafik kazaları, cinsel istismar şehirde karşılaşılabilecek risklerden bazılarıdır”