kendi başına sayı değeri olmayan tek rakam. öte yandan istisnaları var. reelde değil, edebiyatta. asimov kurgusunun anahtar kelimelerinden biri olarak (bkz: sıfırıncı kural) . tam bunu düşünürken sol sırada bir de şuna rastladım. termodinamiğin sıfırıncı yasası. oluyormuş demek.
bir sayıyı kendisine bölmek istediğinizde tanımsız bir değer elde edeceğiniz sayı.
zira bir sayı diğer bir sayıya bölündüğünde aslında o sayının içinde kaç tane o sayıdan olduğu sonucunu alırız. haliyle bir sayının içinde hiçbir zaman sıfır olamaz.
tabii bu dediğim klasik aritmetik için geçerli. yoksa sayı/0'ın tanımlı olduğu uzaylar da vardır.
ama bilgisayar işlemcileri bizim gibi düşünmediği için sayının içinideki sıfırı arar, arar, arar ve en sonunda işini düzgün yapamayan japon psikolojisine girip kendilerini kapatırlar.
örneğin 21 eylül 1997 tarihinde uss yorktown gemisindeki ana bilgisayar sayı/0 hatası verdikten sonra kendisine bağlı tüm makineleri kapatmış ve uss yorktown işlevsiz hale gelmiştir.
Klasik antik dönemin en büyük matematik dehaları bile sıfırı bir sayı olarak düşünemiyorlardı. Bunun telafisini milattan sonra dördüncü yüzyılda sıfır kavramını bulup "0" şeklindeki sembolünü sayı sistemine sokan Hintli matematikçiye borçluyuz.
"Sıfır şimdi düşünce biçimimizde ve teknolojide öylesine merkezi bir yere sahip ki sıfırın bulunuşundan önceki zamanı hayal etmek zor. Sözgelimi sıfır olmasaydı bilgisayarlarda sadece birler olurdu."
Timandra Harkness
Bu durum iki açıdan önemlidir. Birincisi, sıfır niceliğinin diğer sayılarda olduğu gibi hesaplamalarda kullanılmasını sağladı. (Sıfırla yapamadığınız tek işlem onu bölmektir!) İkincisi, sembolik bir "sıfır", bir sayının değerinin bulunduğu basamakla gösterildiği, bizim ondalık sistemimiz gibi herhangi bir mantıklı sayı sistemi için gereklidir.
Yunan ve Roma rakamlarıyla karşılaştırıldığında, ondalık sistemin on hanesini kullanarak hesap yapmak çok daha kolaydı. Arap dünyası bunu fark edip hesaplamalar için sıfırı da katarak Hint rakamlarını benimsedi. Öte yandan Avrupalılar asırlar boyunca sıfırdan habersiz yaşadı. "Sıfır ilk kez Avrupa'ya geldiğinde yabancı, şaibeli ve hatta dine aykırı görüldü," diyor Harkness.
Sonunda on ikinci yüzyıl İtalyan matematikçisi Fibonacci, Arap matematikçi el-Harezmi'nin yazılarından etkilenip ondalık sistemi ve sıfırı Avrupa'ya başarılı bir şekilde takdim etti. Aslında biz şimdi günlük hayatta kullandığımız rakamlardan "Arap rakamları" diye söz ediyoruz ve "sıfır" sözcüğü Arapçada "boş" anlamına gelen sifr sözcüğünden gelmektedir.
eski çincesi ren olan sayı. japonca'da da ses değeri "rei"dir.
ilginç bir nokta ise; sıfır anlamına gelen ren kelimesi (zira başka eşsesli kelimeler de var) tibetçe'den çince'ye geçmiş ve tibetçe'de ren, "yağmur" anlamına geliyor.
tibetliler ise sıfırı khmerlerden öğrenmiş ve khmerler sıfıra "yağmur" diyorlarmış.
ben de hep merak ediyordum neden sıfırın çince yazımında yağmur radikali kullanılıyor diye...
ama daha da anlayamadığım nokta, neden khmerler sıfır ve yağmuru özdeşleştirmiş? çok ilginç cidden...
110'un 2010 yılında 4 gb usb bellek içinde pazarlanan, dağılmadan evvel yayınladıkları son albümleri. elektronik alt yapının en yoğun olduğu, rock müziğe en mesafeli albümleriydi. önceki 2 albüm kadar sevmesem de boş bir albüm olduğunu söylemek büyük haksızlık olur. içinde çok beğendiğim şarkılar mevcut. lirikal yönden kuvvetli bir yapım.
Bir nevi başlangıç noktası. Bir diğer nevi de nötrona benzeyişi. Ne pozitiftir ne de negatiftir. Gel gelelim başlangıç noktasının örneklerine. Sayı doğrusu olsun, koordinat sistemi olsun ve daha niceleri olsun başlangıç noktası sıfır kabul edilir. İlk kullanan kişinin harezmi olduğu söyleniyor. ( icat eden demiyorum ilk kullanan diyorum. Hatta onu da diyemiyorum, öyle diyorlar)
Sıfır ile ilgili bir iki ek bilgi de şu yönde. İlk başlarda çoğu avrupa ülkesinde yasaklanan bu rakamın, şifreler barındırdığı düşünülüyordu. [Sıfırın etimolojisi arapça kökenli Sifr kelimesi -boşluk,yokluk gibi anlamlarda- dir. Öyle ki fransızcaya chiffre (şifre) olarak geçti].
hintliler icat etti denilse de, amerika uygarlıkları da asya ve avrupa'dan bağımsız bir şekilde sıfıra ulaşmışlardır. tabii hintlilerin sıfıra ulaşması mö 7. yy gibi bir tarihken, amerika uygarlıklarında mö 1. yüzyıl gibi bir tarih veriliyor. yani biraz daha geç ulaşmışlar.
o kadar matematiğe, felsefeye rağmen antik yunanlar sıfır diye bir şeyin olabileceğini kabul edememişler. "'yok' olan nasıl bir varlık gösterebilir ki?" diye epey kafa patlatmışlar.