Bildiğim kadarıyla kendisi bu "Ankaralı X" sahne adını ilk meşhur eden kişidir. Ayrıca birçok rakibinin sadece sahne adı olarak bu ismi almasına karşın*** Turgut gerçekten Ankaralıdır, Çinçin bebesidir.
Canlı yayında yavuz bingöl ve kendisiyle röportaj yapılırken sunucunun, "yavuz beyin siyasal duruşu belli, sizin politik bir bakışınız var mıdır, şarkılarınızdan pek belli olmuyor" sorusunu "biz bir devrimcileri, bir de dev yolu biliriz" diye cevaplayan babayiğit. Gariban dostudur da.
dün hayatını kaybeden güzel müzisyen, türkücü, müzikli laf ebesi.
ağustos başında "karnım ağrıyor" diyerek hastaneye gittiğini, akciğer kanseri olduğunu, kanserin karaciğere ve diğer iç organlara bulaştığını, kendisinin "karaciğer sarkması" olarak anlattığını durumun düzelmesi için 2 hafta boyunca hastanede kaldığını, hakkında "son günlerinde hastanede eridi" haberlerinin yapılmasına neden olan 12-13 kiloyu da bu tedavi sırasında verdiğini bilelim. sağda solda yazılıp çizildiği gibi "adam ağır alkolikti. içti, sıçtı, bu hale geldi" değil olay. öyle olsaydı, sirozun etkilerini daha da gençken görürdü kendisi.
karaciğer mevzusunun ardından akciğer kanseriyle mücadele etmeye başlamış. 61 yaşındaki adam "akıllı ilaç" denilen tedavi yöntemi için ilacın adedine 65 bin lira para vermiş ve büyük sıkıntıya düşmüş. bakın; serdar ortaç denen zibidi, kumarda milyorları defalarca ezdikten sonra "yaşamak istemiyorum" diyerek sikko kanallarda ağlarken, bu adam en az 4-5 tane hit şarkısı olmasına rağmen telif ücreti alamadığı için maddi sıkıntıya düşüyor. ikisinin de yaşadığı aynı dünya, aynı ülke. paralel evren bile değil.
ben kendisini her zaman konuşması gereken yeri bilen, bilmediği durumlarda da ortamda aykırı duran ama başını eğmeyen, zorunda kalmasaydı o saçma sapan "efsane başbakan recep tayyip erdoğan" şarkısını da yapmayacak biri olarak hatırlayacağım. bu ülkede bazı şeyleri kimsenin doğrudan anlamayacağı ama anlayabilmek için bakanın da "ne güzel demiş adam be" diyeceği şeyler yazdı, söyledi. sadece adalet yürüyüşündeki şu pozu bile benim için tamamdır. gerisi fasa fiso. yavuz bingölgillerden baya farklı bir adamdı. hele hele kendisinin başını çektiği "3 ankara atlısı"nın bel kemiğiydi (diğerleri; hayatı boyunca uyuşturucudan başını kaldıramamış ankaralı namık ve berbat bir aile hayatı olan oğuz yılmaz). artık 3'ü buluşmuştur cehennemde. umarım ateşi az ve kısa süreli olur.
kendisi hakkında bilinenleri ve efsaneleri aşağıya ekleyeyim, bir arada dursun:
- ayşe arman'ın yüz yıllar önce yaptığı bir sabah programında, yavuz bingöl'le birlikte konukmuş. bingöl o sıralarda dümeni yavaş yavaş sağ cenaha kırmaya başladığı için arman "siyasi fikirleriniz açısından bir değişiklik var galiba" diyor buna. bingöl kem küm ede ede "yaptık bi' şeyler" diyor. arman, ayıp olmasın diye aynı sorumsu kalıbı turgut'a da soruyor "sizin siyasi fikirleriniz ne durumda?" diye. turgut lafı koyuyor: "ben pek o işleri bilmem ama gençken mahallemizdeki dev-yolcu abilere bakarak büyüdüm. onlarla aynı şeyi düşünürüm".
- adalet yürüyüşünde en aklı başında röportajı vermiş olan da gene kendisidir. şunları söylemiş: "adalet hepimize lazım. birilerine adalet var da birilerine yoksa o, adalet değil. biz 80 milyon olarak hepimiz adaletin eşit şekilde olmasını istiyoruz. ben de bu yürüyüşe adalet için geldim. her konuda, adalet için destekliyorum ben bu insanları. kendilerine yonttukları bu adalet, bir gün gelecek onlara da lazım olacak. bir kişiye adalet olmaz, 80 milyona adalet olur. onun için ben, adaleti desteklemek için buradayım. ama sanatçılardan beklenen destek yok. sanatçı görünümünde olan yalakalar var. parası olanın yanında yer alan sanatçılar. bugün o sanatçıların burada olmasını istiyoruz biz. çünkü adalet hepimize lazım. bir gün gelecek, onlara da lazım olacak. onun için biz, kendimiz için değil, sadece bir kişi için değil, hepimiz için adalet istiyoruz."
- aslında çocukluğu ve gençliği baya düğün ortamlarında geçmesine rağmen uyuşturucuya, alkole o kadar da saplanmamış. bağlama çalmayı 10 yaşlarında kendi kendine çözdüğünü söylediği röportajları vardır.
- metresiyle birlikteyken karısı tarafından basılmış ve topluca karakolluk olmuşlardı. gazeteciler haberi hemen almış ve karakol çıkışı 3'lüye flaş üstüne flaş patlatmışlardı. turgut araya girip kadınları kaçırmış ve gazetecilere flaşlar altında şunları söylemiştir: "sizin de işiniz bu, anlıyorum ama yanlış yazmayın: (sol tarafını işaret ederek) bu karım, (sağ tarafını işaret ederek) bu da metresim".
- kanser mevzusu yüzünden baya borca harca batmış gibi görünüyor. bi' instagram canlı yayınında, kendisine bakan kızı ile birlikte, diğer 3 çocuğunu ve damatlarını/gelinlerini topa tutmuştu. kanseri öğrendiğinde sanırım zaten öleceğini biliyordu ama biraz daha yaşayabilmek için ilaçlara ihtiyacı vardı. buna da maddi açıdan gücü yetmeyince yardım konserleri düzenlendi turgut için. işte, bu konserlerin paralarını 3 çocuğunun çaldığını söyleyip baya beddua etmiş, topunu evlatlıktan reddetmişti.
- büyük ihtimalle yalan bu ama olsun, burada kalsın: "vasiyeti ortaya çıktı!!!" haberlerine kendisi de meze oldu tabii hemen. kendisini her zaman gariban olarak gösterip böyle de yaşadığı için vasiyeti olduğu iddia edilen eski bir röportajında kendisinden baya beklendik ama gene aynı düzeyde iç burkan bi' söylemi var: "benim bu dünyada malım mülküm kalmadı. sadece bu sazım var. onu da ankara'da bir müzeye koyarsanız sevinirim. bu da size vasiyetimdir.