ahmet kaya'nın sesinden bir veda havasıdır. www.youtube.com/... Vakit tamam seni terk ediyorum Bütün alışkanlıklardan öteye Yorumsuz bir hayatı seçiyorum Doymadım inan kanmadım sevgiye.
Korkulu geceleri sayar gibi Birdenbire bir yıldız kayar gibi Ellerim kurtulacak ellerinden Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşksa bitti gül ise hiç dermedik Bul kendine kuytularda hadi dal Seninle bir bütün olabilirdik. Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal canımın içi, hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum Bu incecik bir veda havasıdır Parmak uçlarına değen sıcaklığı İncinen bir hayatın yarasıdır.
Kalacak tüm izlerin hayatımda Gözümden bir damla yaş aktığında Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan Kan tarlası gelincik şafağında.
Ölümse korktun savaşsa hep kaçtın Vur kendini korkularda hadi al Sen bir suydun sen bir ilaçtın Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal Sen bir suydun sen bir ilaçtin Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşça kal...
"kısaydı aranızdaki günlerim, söylediğim sözler daha da kısaydı. Fakat sesim kulaklarınızda zayıflayacak, sevgim belleğinizde kaybolacak olursa, o zaman geri geleceğim.
Daha zengin bir yürekle ve ruha daha fazla boyun eğen bir ağızla konuşacağım. Evet, gelgitle döneceğim. Ölüm beni gizlese ve daha yüce sessizlik beni sarsa da, yine anlayışınızı arayacağım."
hindistan'ın kadim dini metinleri. sanskritçe yazılmışlardır. millattan önce 18. yüzyıla uzanan geçmişleriyle dünyanın en eski dini metinlerinden biri olarak bilinirler. kayda geçirilmeden önce uzun bir sözel aktarım geçmişleri olduğu varsayılmaktadır.
bir yerden, bir şeyden, bir kişiden ayrılırken edilen. kimi zaman bir söz, kimi zaman diyalog, kimi zaman sadece eylemlerle olur.
hepimiz çok kez içinde bulunmuşuzdur vedaların. kimi önemliyken kimi değildir, bazılarında o sırada "veda" kelimesi aklımıza bile gelmez hatta. ben, eğer bir vedanın içindeysem bu veda mutluluk verici bile olsa hüzünlenenlerdenim. bence birçok kişi böyledir ama ben orada bulunup o vedayı etmenin gerekliliğine inananlardan, bunu başarmaya çalışanlardanım.
hiç hoşlanmadığım ve bir daha belki hiç gelmeyeceğimi bildiğim bir yere, son kez orada bulunmak için gitmiştim mesela. ve gözlerim dolmuştu. halbuki orada geçirdiğim zamanların hiçbirinde oradan ayrılışımın böyle olacağını düşünmemiştim. bir anda aklıma gelmeyecek kadar güzel göründü her şey, bir anda geçmiş aklıma gelmeyecek kadar yerli yerindeydi.
dün sevdiğim birine bu konuyu ufak da olsa açınca, tekrar düşündüm. bazı vedaları etme şansımız olmuyor maalesef, herkesin bunu yaşadığı bir olay vardır bana kalırsa. bazen o anları düşünüp "keşke bilseydim" der, bazense bilsem o anlarımın katıksız bir hüzünle dolup taşacağının farkında olduğum için bilmediğime mutlu olurum. böylesi bir kaçınma o an çok şey getirebilir ama uzun vadedeki düşüncelerde, hüznü tercih ederiz bence.
çok uzun süreli bir yürüyüşe çıktığınızı ya da bir süredir yapmadığınız kadar ağır spor yaptığınızı düşünün. o günün ertesi sabahı uyanıp kasların ağrıdığını fark etmenin hazzı çok az şeyde vardır benim için. bugün aynı his, veda konusunda bahsettiklerimin de tam olarak böyle olduğunu fark ettirdi bana.
bu ağrılar rahatsız edici olabilir ama yaptığınızın işe yaradığını gösterir. ve zamanla azalacaklardır, zamanla alışacaksınızdır.