Şubat 1989'da mike mignola ve brian augustyn tarafından kaleme alınan aynı isimdeki çizgi romandan uyarlanmış 2018 yapımı dc comics animasyonu.
bilenler hak verecektir, batman esasında bir süper kahraman değil, bir süper dedektiftir. uzun yıllardır sınırsız sayılabilecek bir servetin sağladığı oyuncaklar ve çeşitli zamazingolar yardımı ile suç ile mücadele eden batman, diğer süper kahramanlardan farklı olarak muazzam bir stratejist ve dedektif olarak ön plana çıkmaktadır.
batman: gotham by gaslight hikayesi de batman'in sahip olduğu dedektiflik özelliklerini bir steampunk sherlock holmes hikayesi içerisinde eritip harmanlamakta ve en yakın örneğinin marvel'in 1602 serisi olduğunu düşünebiliriz; ancak bu karşılaştırma bile yanlış olabilir farklı açılardan düşünüldüğünde.
gotham by gaslight hikayesi bizi steampunk havasındaki bir gotham şehrine götürmekte. buradaki steampunk temasının kafa karıştırmaması gerekli; zira bahsettiğim steampunk, türün tüm özelliklerini bize yansıtan net bir steampunk sayılmaz. düşük profilli bir steampunk demek daha doğru olacaktır. 19.yy. dolaylarında var olan; sanayi devriminin yeni başladığı aynı zamanda geleceği inşa etmek isteyen futuristlerin olduğu bir gotham'dan bahsediyoruz. ve bu düşük profilli steampunk gotham'ı içerisinde batman, jack the ripper'ın cinayetlerini çözüp, amansız bir seri katili yakalamanın derdine düşüyor.
gerçek ile hayal arasındaki ince bir çizgide seyreden bu alternatif gotham kurgusu içerisinde batman serilerini okuyanları gülümsetecek minik deyatlar çok güzel serpiştirilmiş durumda hikayeye. posion ivy, hugo strange, selena kyle, dick grayson, jason todd, tim drake, harvey dent, james gordon gibi isimleri farklı karakter tasarımları ve hikayeleri ile görmek hoş olmuş.
animasyonun yönetmen koltuğunda dc comics animasyonları ile özdeşleşen isimlerden sam liu oturmakta. alternatif ve sıradışı hikayeleri animasyona dönüştürmeyi seven bir yönetmen kendisi. 2017'deki son animasyonu batman and harley quinn'den daha iyi bir hikaye seçmiş diyebilirim yönetmek için.
bu yılın farklı dc comics animasyonlarından biri. belki de en farklısı olabilir.
spoiler vermeden bu farklılıkları sıralayıp bitireceğim:
- kesinlikle en çarpık*batman hikayelerinden birini izleyeceksiniz. izlemeden önce hiç araştırma ve yan okuma yapmadığım için genel bir batman hikayesi bekliyordum, dumur oldum. kurguya alışması da, zannedildiği kadar zor değil.
- beğenmeyebilirsiniz çünkü batman, çizgi romanlarındaki genel portresinde değil. evet, gene dedektif; evet, gene gotham'ın tek kurtuluş umudu ve evet, tabii ki yardıma muhtaçlara yardım eden tek kişi. ama zaman şimdiki ya da gelecek zaman değil (19. yüzyılda geçiyor hikaye), teknolojik zımbırtıların bokunu çıkartmamış durumda (buna rağmen, halâ iyi dedektif) ve çevresinde yardım alabileceği kişi sayısı hemen hemen hiç yok (robin bekleyen gözler halâ kan ağlıyor).
- gotham'ı oluşturan insanların kötücüllük seviyeleri, genel batman çizgi romanlarındakine göre daha beter bir halde (hırsız, katil ,dolandırıcı, göçmen, cahil ve anarşist. gotham halkı bunlardan oluşuyor). böylelikle o bildiğimiz karanlık şehir gotham, kapkaranlık bir hal alıyor.
- arkham tımarhanesi, şimdiki haline göre daha da şer yuvası haline gelmiş ama yan hikayecikler doğuracak kadar değil. belki bu kısım hayal kırılığı yaratabilir sizde.
- reklamlarında da bolca döndüğü için bunu yazmamda bi' sıkıntı yok: victoria dönemi gotham'ı, tabii ki ingiliz elitliğini de taşıyor. bunu sadece, fuar açılışlarında yer alan bruce wayne'de, gotham'ın polis teşkilatının en üst rütbelilerinde, arkham'ın başındaki hugo strange'te görebiliyorsunuz. yani, bir avuç kişide. gotham'ın genel çerçevesi ise, her köşe başında birinin öldürüldüğü, sokakları pislikten geçilmeyen, karanlık ara sokaklarında farelerin çürümüş insan eti yediği bir yer. hem elitliğin hem de tam anlamıyla keşmekeşliğin hüküm sürdüğü gotham içinizi sızlatabilir. ben gotham'a hiç böyle bakmamış, şehri böyle hayal etmemiştim.
selina kyle'ı dexter'dan hatırlayacağınız jennifer carpenter, batman'i ise star trek'in yeni nesil serisinden hatırlayacağınız bruce greenwood seslendirmiş. fena bir macera değil. çarpık hikayeye hemen alışamazsanız, başka bir şey izleyin çünkü hikaye sizi baştan etkilemezse, animasyonun sonuna kadar sıkılırsınız.