-
çağan ırmak'ın senaryosunu yazıp yönettiği ve süper baba'nın da yapımcılığını yapmış mustafa oğuz'la birlikte yapımcısı olduğu 2009 yapımı türk filmi.
çağan ırmak'ın (bkz: kabuslar evi)'nden sonraki en iyi işi bu bence. annesiyle birlikte yaşayan, bekar hayatı zindana dönmüş 30'larının sonlarındaki egemen'in hayatını anlatıyor. egemen'in annesi gülseren rolündeki meral çetinkaya ve egemen'in patronu umay rolündeki derya alabora'nın filmi yükselttiğini söylemek mümkün. egemen'i de erdem akakçe canlandırıyor ve kendisinden başka bir türk aktörün bu rolün üstesinden gelebileceğini düşünemiyorum ben açıkçası.
filmi edinmeniz halâ kolay. çağan ırmak adı sizde tiksinti uyandırıyor olsa bile, izlemenizi şiddetle öneririm. yakın dönem türk sineması'nın en iyi örneklerinden biri bu film. ismini gölgesizlerle karıştırdığım için başlığı açılmış sanıyordum ama açılmamış.
afiş
fragman -
sinemadan anlayan bir arkadaşımın önerisiyle izlediğim gerçekçi, acı bir film. çok sevdim.
bahsettiğim arkadaşımla filmlerden bahsederken, maalesef izleme gafletine düştüğüm ıssız adam saçmalığına iyi sövdüm saydım. son düzlükte hızımı alamayıp "daha da çağan ırmak filmi izlemem" deyince, "karanlıktakiler'i izle, çok seveceksin." dedi arkadaşım. haklıymış. artık çağan ırmak'ın ıssız adam'ı keriz silkelemek amacıyla çektiğinden eminim ve kendisine gerçekten çok büyük saygı duyuyorum.
öncelikle, meral çetinkaya nasıl büyük bir sanatçıymış öyle. deliliğin sınırlarında gezdirdi beni de. yüreğine sağlık. göründüğü her sahneyi şimdi ne olacak gerginliğiyle ve büyük bir hazla izledim. tek kelimeyle muhteşemdi, muhteşem.
-- spoiler --
gülseren'in deliliği bu kadar ağır bir travmadan kaynaklanmasaymış da genetik sebepli olsaymış, yine de gayet güzel bir yapım olurmuş; ancak bizim topraklarda meşru bir mağduriyet, mağdurla empati yapabilmemiz için ön koşul gibi olduğundan konuyu tecavüze bağlamayı tercih etmiş sanki çağan ırmak. böylece gülseren'in öyküsü daha çok etkilemiştir birçok izleyiciyi, eminim. öyle ya da böyle, gayet etkileyici bir öyküydü.
bu dünyada hiç olmaması gereken egemen'in bir orada, bir burada, tutunamadan yaşamaya çalışması gerçekten yürek burkuyor. peki umay "tamam gidelim" deseydi? diyemezdi, gerçekçi olmazdı o zaman; ama ya deseydi?
filmin sonunda, gülseren ve egemen'in motosikletle uçurumdan uçtuklarını hayal ediyorum. thelma & louisevari bir son. ama suya değmiyorlar hiçbir zaman. benim dünyamda, gülseren ve egemen, öyle havada asılı keyifle uçarlarken zaman duruyor.
-- spoiler --