çok küçük yaşlarda kapısından girdiği göztepe'de adını sayısız göztepe taraftarının kalbine kazımayı başarmıştır. tam 17 yıl aralıksız giydiği sarı-kırmızı çubuklu formayı layıkıyla taşımış, adnan süvari önderliğinde başlattığımız futbol ve kültür hareketimizin saha içindeki en önemli parçası ve lideri olmuştur. koca kaptanımızdır. kaptan gürsel aksel ve o efsane kadronun diğer isimleri istanbul takımlarından çok ciddi teklifler alsalar da bütün teklifleri reddedip göztepe'mize sadakatle hizmet etmeye devam etmişlerdir.
"biz göztepe'de formamıza hiç ihanet etmedik, ettirmedik. size şerefli bir forma bıraktık." gürsel aksel
koca kaptan lakaplı, göztepe ile adı özdeşleşmiş, 1937, edirne doğumlu milli futbolcu, teknik direktör.
yarın ölümünün üzerinden tam 40 sene geçmiş olacak. rize'deki bir benzin istasyonunda çıkan yangın da hayatını kaybetmiş olması, her göztepelinin olduğu kadar, her futbolseverin de canını acıtan hayat gerçeklerindendi. ölüm haberini alan eşinin bileklerini keserek intihara kalkışması, öldüğü yıl olan 1978-79 futbol sezonunda göztepe'nin siyah formayla maçlara çıkmak için istediği iznin federasyon tarafından reddedilmesi, güzelyalı'da uzun süredir hizmet veren ve kendi adını taşıyan spor kompleksinin yerine göztepe stadı'nın yapılacak olması beni duygulandırıyor. henüz doğru düzgün bir şey yazılmamış koca kaptan'ın başlığına. elimden geldiğince doldurayım.
güzelyalı çevresinde çocukluğunu ve gençliğini geçirmiş, halen de o civarda yaşamaya devam eden hangi insana futbol takımı ile ilgili bir şeyler sorsanız, size önce '60'ların sonundaki efsane göztepe'yi, ardından (bkz: adnan süvari)'yi ve tabii ki koca kaptan'ı anlatacaktır. bu anılarla geçirilmiş bir çocukluğu hafızasına atamamış çok fazla güzelyalılı olsa da, kalan sağlar bizimdir. koca kaptan'ın valhalla'dan güzelyalı'yı izlediği hayalini düşündükçe tüyleri diken diken olan şanslı azınlıkta olduğum için gurur duyuyorum.
uzunköprü doğumlu olsa da, gürsel aksel futbola manisa gençlikspor'da başlamış (muhacirliğinden ötürü akraba sayısının hem dağınık hem de fazla sayıda olmasından ötürü olabilir). kardeşi güler aksel'le birlikte başladıkları futbol hayatları 1955'te göztepe'ye de birlikte transfer olarak devam etmiş. 17 yıl aralıksız göztepe'de futbol oynayan koca kaptan, 11 yıl da göztepe takım kaptanlığı yapmış. 1972'de futbolu bıraktıktan sonra, kurslara başvurarak teknik direktör olmuş. ilk işi de, tabii ki, göztepe teknik direktörlüğü oluyor 1976'da. 1 sezon sonra orduspor'un, 2 sene sonra da rizespor'un teknik direktörü oluyor. yukarıda kısaca bahsettiğim benzinlik yangınında da henüz 41 yaşında hayatını kaybediyor.
1967-68 futbol sezonundan başlayarak 3 sezon boyunca avrupa'da daha önce hiçbir türk takımının gidemediği kadar ileriye gidip ülkenin adını dünya'ya duyuran göztepe'nin en dirençli futbolcularındanmış. orta sahanın göbeğinde, süvari'nin 2-3-5'indeki 3'ün tam merkezinde oynar, hem saha içinde hem saha dışında tüm takım arkadaşlarına ağabeylik yaparmış. bahsettiğim bu 3 sezon boyunca, o dönemki göztepe kadrosundan en az 5 futbolcuya (fevzi zemzem*, ali artuner**, nevzat güzelırmak*, halil kiraz* ve gürsel aksel*) kendi kendilerine büyük diyen istanbul takımlarının her sezon transfer teklifi yaptığı biliniyor. koca kaptan'ın, süvari'nin takımındaki arkadaşlık ve semttaşlık duygusu bozulmasın diye kendisine yapılan transfer tekliflerinin basına sızdırılmaması için büyük çaba gösterdiği de, o dönemlerden bu zaman kadar gelmiş detaylardan biri.
ölümünden sonra ne göztepe eski günlerine geri dönebildi (halen dönemedik, halen atletico madrid'le karşılaşmayı bekliyoruz) ne de onun kadar büyük bir ismi göztepe futbol takımı kadrosunda barındırabildi. adnan süvari 1991'deki ölümünden önce koca kaptan hakkında şunları demiş: "kendisi çok efendi bir insandı. takımda kim burnu büyüklük yapar gibi olsa, kim içinde barındığı yerin göztepe olduğunu unutur gibi olsa, karşısında benden önce gürsel'i bulurdu. antrenmanlarda gürsel kiminle bir kenara çekilip konuşuyorsa, anlardım ki, gürsel konuştuğu kişiye göztepe'yi anlatıyor."
'70'leri hiç sevmeyen, tam bir '80'ler hayranı bir insan olarak, '70'lere geri dönmeyi sadece kendisinin ölümünü engellemek için isterdim. şimdiki göztepe'yi hayattayken görebilmesi onu çok mutlu ederdi, eminim buna. huzur içinde uyu koca kaptan. valhalla'dan bize ışıltılı gözlerin, yakışıklı gülümsemen, hiçbir futbolcuda eşini benzerini görmediklerini 40 yıldır anlatmaya devam eden insanlardan duyduğumuz olgunluğun ve her göztepelinin bildiği göztepe sevdanla bakmaya devam et bize. adının geçtiği her yerde gözlerimiz gurur ve özlemle doluyor. unutan futbolculara senin şu sözlerini fısıldamaya devam ediyoruz:
"biz bugüne kadar göztepe'de formamıza, armamıza hiç ihanet etmedik; ettirmedik. size şerefli bir forma bıraktık."
kaynaklar: güzelyalı halkının toplumsal hafızasında barındırdığı anılar, onlardan bana geçmiş hikayeler ve tabii ki koca kaptan'ın kardeşi, yaklaşık 5 buçuk yıl önce hayatını kaybetmiş güler aksel'in anıları .
not: adnan süvari başlığında da gürsel aksel hakkında biraz bahsetmiştim. ilgilenenler süvari'nin başlığını da okuyabilir.
yarın ölümünün üzerinden tam 46 sene geçmiş olacak büyük efsane.
takip ettiğim göztepe ile ilgili bütün sayfalar kendisini paylaşmaya 2 gün önceden başladı. müthiş bir profesyonel, örnek bir göztepeli, karakterli bir insan ve aile babasıymış. 15 ekim 1978'te yapılan cenaze töreni ile ilgili fotoğraflar buldum. sadece güzelyalı çevresinde değil, konak ve alsancak'ta da kortejler kurulup tabutu omuzlar üzerinden indirilmemiş. tüylerim ürperiyor.
törende birkaç şey dikkatimi çekti: ilki, izmir mülki amirinden kara ve deniz kuvvetlerine kadar çok geniş çerçevede katılımın olduğu bir tören olmuş. hem törende aktif görev alanlar hem de çevredeki sade vatandaşlar içten bir üzüntü içindeler. ikincisi, göztepe camii'deki (şimdiki ya hakim efendi camii burası ya da güzelyalı yeni cami. başka cami yok bu çevrede zaten) törene 6-7 bin kişinin katılması izmir için rekor olmalı. eski de olsa, fotoğraflarda milletin birbirinin üstüne çıktığı falan görünüyor. tek sebep koca kaptan'a yapılan son görevde orada bulunmak. üçüncüsü, tek bir kargaşa, kavga dövüş, olay fotoğrafı yok o güne dair izmir için. sanki izmir'in tamamı o gün ülkenin geri kalanına "ne bok yerseniz yeyin, biz bugün iptaliz" demiş gibi. dördüncüsü, cenaze turgutlu'da karşılanmış. rize'deki benzinlikte çıkan yangının sonrasındaki patlamada ölmesinin üzerine otopsi yapılmış olmalı. zaten cenaze töreni ile olayın yaşandığı gün arasında 2 gün var. insanlar dönemin devasa genişlikteki, yere neredeyse sıfır arabalarının önüne bayrakları takıp turgutlu'ya gitmiş ve cenazenin izmir'e gelişine eşlik etmiş. koca kaptan'a asıl saygı duruşu bu olmuş. cenaze arabasına eşlik alsancak stadı'ndan geçerken korna falan çalınmamış. orası ülkenin adının futbolda dünya'ya duyurulduğu ilk yer ve koca kaptan da bunun bir parçasıydı. buna da saygı duyulmuş. son olarak, mithatpaşa caddesi'ni adeta tavaf eden koca kaptanın tabutuna ve binlerce kişiye eşlik eden bir de çelenkler var. yukarıdaki ilk linke tıklarsanız, sayfanın sonlarına doğru sol alt tarafta küçük bir fotoğraf var. en az 8 tane çelenk, resmen boyunları bükük durarak caddenin ortasında kare bir alan yapmış, sanki koca kaptan'ın yıllarca oynadığı futbol sahası şeklini kurmuş, üzgün üzgün bekliyorlar. kadrajın uzağında da binlerce kişi kendisini büyük ihtimalle sessizce getiriyor. gene tüylerim ürperiyor.
toprağın bol olsun, valhalla'daki neşen hiç bitmesin koca kaptan. 46 yıldır buralarda yoksun ama bizi izlediğini hissedebiliyorum. umarım senin "göztepelilik" anlayışına uygun olarak davranmayı halâ sürdürebiliyoruzdur. hatamız oluyorsa lütfen bizi affet şimdiden.