1. "bazı kuşların yuvaları kanatlarıdır." diyen şair.


    "yalnızlığın lirik şairi; yalnızlığı yaşamın dağdağasına boğulmamak için oksijen çadırı gibi kullanan şair, şiir yazdığı anlar dışında insansız kalmaktan nefret edermiş. turgut uyar'la birer cin için gittikleri barda hiç konuşmamışlar; turgut uyar cinini bitirdikten sonra sessizce kalkıp gitmiş. diyor ki; "fark etmedim, turgut karşımda konuşup duruyordu oysa." - mahmut temizyürek


    şairin bazı şiirleri için,

    (bkz: )
    (bkz: )
    (bkz: )
    (bkz: )
    (bkz: )
    (bkz: )
    (bkz: )
    #6105 ma icari | 8 yıl önce
    0şair 
  2. bir kadına doğum gününde verilebilecek en değerli hediyenin sırrına eren şair.

    'ın her doğum gününde tomris için yazdığı bir şiiri, o hayran olduğu kadına armağan etmiştir.

    *****

    "...
    seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
    ..."
    #9490 kesret | 8 yıl önce
    0şair 
  3. 'nın edip cansever'e yazdığı bir şiirdir -cemal süreya'nın edip cansever'e yazdığı şiirin adıdır,


    yeşil ipek gömleğinin yakası
    büyük zamana düşer.

    her şeyin fazlası zararlıdır ya,
    fazla şiirden öldü edip cansever.
    #10746 ma icari | 8 yıl önce
    0şiir 
  4. "insanın duaları kendisine benzer, rüyaları da öyle" diyen 1928 doğumlu şair.
    #20456 fly | 8 yıl önce
    0şair 
  5. 2013 yılında 12. sınıf ders kitabında sansüre uğramış şair.

    'Bir bira içmek istiyordu kaç gündür,
    Masaya biranın dökülüşünü koydu.'


    (bkz: )
    #44065 no pasaran | 8 yıl önce
    0şair 
  6. Mert fırat’ ın ismini şair edip cansever’ den aldığı şiiri.
    “Çok şiirden değil yalnızlıktan öldü cansever!”

    “Yaşın getirdiği vicdan azabı çokluğu da getiriyor yanında.
    Ne kadar çok kelimelerin var oysa
    Ki azlığın olduğu şu garip dünyada...
    Her gün yeniden yakılan sigaralar,
    Geçip gidilen taş kaldırımlar, yükü bedenimden ağır hayatlar...
    Erkekliğin günahından uzak kadınların yaşadığı,
    Dar ince sokaklar arasında yükselen çığlıklar.
    Hangi yana baksam gölgem peşimde.
    Evden ayrılalı yıl olmuş.
    Şimdi: gözlerim arıyor yarı karanlık sularda bıraktığım düşlerimi.
    Bir güne daha aydı gözlerim.
    Geceden kalma korkularımı bir içki masasında,
    Bir ela gözler, kadife dudaklar içinde bıraktım.
    Sarıyı siyaha kattım saçlarında bıraktım.
    Ihlamur çiçekleri açtı dallarımda.
    Kapıyı kaç kez çaldı ayaklarım Etiler'den Hisar'a doğru.
    Belki uzun yollarda yürürken denk düşmedi hayatlarımız.
    Sen hep bir başka şiir dizesine
    Konu olurken ben fazla şiirden ölüyordum
    Ucu yanık, birkaç mürekkep dökülmüş sarı saman kâğıtlarda...
    Bir insan ne zaman ölür demiş Romalılar
    Seni anladığım gün olmadı ki öldüreyim hem seni hem kendimi.
    İsmini değiştirme dedim hep,
    Oysa her gün değişiyordu ismin bazen bir
    Rakı sofrasında, bazen bir kadehte, tütünün en ince dal sarımlığında.
    Dünyayı dolaşır gibi dolaşıyordun kalbimde
    Sen rakıyı seviyordun ben seni.
    Yuvarlanıyor kelimeler yüksek
    Kaldırımlardan, dağların dik yamaçlarından,
    Beyaz elbisenin en çok yakıştığı omuzlarından dizelere.
    Şiirlerim ayçiçeği tarlasında yüz sürüyor ellerine.
    Sen ' ' dersin ben 'yeniden buluş'
    Belki sevemedin beni bir "Gök", belki sevemedim seni bir "Reis" kadar
    Yarışların birincilikleri sana, yenilmelerin kaygıları bana düştü hep.
    Unutulmuş çirkinlik
    Kasıklarından başlıyor şimdi ıslak saçlarının kokusu
    Dağların tepelerin dönüyor yüzünü güneşe
    Dik yamaçların kırılıyor düzlüklere
    Ellerinde ayçiçekleri açıyor
    Hep başladığım yerden kaybediyorum kendimi
    Belirsizlikler dünyasına açmışım gözlerimi
    Yeni yaşım kefen beyazında
    "Doğdun" dediğin gün ölüyorum
    Avuçlarından akıyor sözcükler
    Toprağa düştükçe filizleniyor umutlarım,
    Bekliyorum çiçek versin bana bakan gözlerin
    Yaşlar akıyor gözümden, Hisar'ın sularına karışıyor ölçülerim.
    Toprağı toprağa, denizi denizle ölçsem ne olur?
    Aşkını aşkımla ölçemedikten sonra.
    Sen Şairlerin Kadını!
    Ben şiirlerin yenicisi.
    Bir İstanbul sabahında üstümde ince ceket,
    Ayağımda bilindik kösele, en unutulmuş yalnız adamdan daha yalnızım.
    Yürüdüğüm yollar varmıyor ya sana...
    Kaçıyorum kalbinin kalabalığından...
    Anlatacak ne çok şey var.
    Sol yanım darmadağın.
    Işıklarını yakmış oturmuşsun kalbine,
    Bekliyorsun kim sever?
    Çok şiirden değil, yalnızlıktan öldü Cansever”
    #177647 idealistkuzu | 5 yıl önce
    0şiir 
  7. "Her gün biraz daha yalnız Robespierre
    Ve Fransa biraz uğultulu
    Yalnızdır akşamı yok edilen bir subay
    Bilinmez ürkütülmüş atları ne çok sevdiği
    Her yalnızlık biraz ihtilal.

    Çok şeyleri kadınlar için yaptım, kadınlar
    Onlar ki yokmuşum gibi sevdiler beni
    Beğenmek, beğenilmek gibi ayrı kaldılar
    Bir gün de akşamdı, ben o akşamı hiç unutmam
    Her sessizlik biraz ihtilal.

    İşte bir tanrı evi, kimler ki geçerken uğruyorlar
    Sonra çılgınlar gibi kalabalığa
    Belki de yarı kalmış bir sevgiye koşuyorlar
    Belki de her boyun eğdikleri, her diz çöküş
    Yavaşça bir ihtilal."
    #289668 migfer tokmakel | 1 yıl önce
    0şair