2017 yaz sıcağında sürekli karşıma çıkandır. sosyal medyada eş dost kıştan kalma kar fotoğrafları paylaşıyor iki gündür.
hele bu da benden olsun. bakın serinleyin.
i.hizliresim.com/...
kış mevsiminin beyaz örtüsü. şapkasız. dünya ekonomisinin uğruna debelendiği şey şapkalı. bir de yine şapkalı olan ve yapılan işi belirtmek için kullanılan farsça kökenli kar var. (bkz: malakari) (bkz: telkari) (bkz: kündekari)
istanbul'da zemini olmasa da arabaların üzerini ve çatıları beyaza boyayacak kadar yağmış gece. hala belli belirsiz biraz atıştırıyor ama bu tempoda yağdığı sürece şehrin hareketliliğinde tutması ya da mevcut beyazlığı koruması imkansız.
sabah uyandığımızda pencereden bakınca bembeyaz bir manzarayla karşılaşmadık... yine...
bu kadar naz, aşık usandırır söyliyim. arabaların ve çatıların üstünü boyamış sadece; o da arabaya binmeden önce temizleme zorunluluğu ve zorluğundan başka bir sonuç ortaya çıkarmadı.
benim yavrular o 1.5 dakikalık süre içinde arabanın üstündeki karlarla kar topu oynamayı başardılar, mutlular.
oğlan bi de bana "anne temizlemeeeee" diyo. oldu canım, burda sabah sabah sizin kar topu yaparak arabadaki karları bitirmenizi bekliyim bi de.. eldivenlerini giydirmemiştim, çantaya koymuştum; onçin elleri donmaya başladı da hemencecik arabaya atlayıverdiler.
işşallaa akşama kadar yağar da, accık daha tutar da, akşam çocukları aldıktan sonra eve girmeden doya doya bi oynarız, işşallaaaaaa
günlerdir geldi geliyor, yağdı yağacak tantanası yapılan kar nihayet kadıköy semalarında belirdi. düştüğü yerde kalmıyor ama olsun. arap kızı gibi camdan bakıyorum.
Bugün dışarda yağan karın altında yürüyene kadar ne kadar özlediğimi, ne kadar sevdiğimi fark etmediğim doğa olayıdır.
Küçükken kardeşimle yataklarımız odanın iki duvarına yaslıydı, aramızda da pencere vardı manzarası kocaman bi park olan. Kışın sabahları kalkardık heyecanlı heyecanlı perdeyi aralardık, kar yağmış mı gece diye. Eğer yağmışsa o kadar mutlu olurduk ki hala beyaza bürünmüş bir çam ağacı görsem aklıma o parkın görüntüsü gelir.
Aynı zamanda kedimin anlamlandıramadığı doğa olayıdır da. Yavruyken ilk kar yağdığında yere korka korka basıyordu, şimdi yerde görmeye alıştı ama yağarken penceremin önüne oturdu uzun uzun izledi meraklı gözlerle :)
ingilizcesi snow, fransızcası neige olan bir doğa olayı nesnesi. yağdığında kim bilir neden, manevi olarak ortama bir ağır çekim havası ve dingin bir neşe verir.
"kar yağarsa mikroplar kırılır" gibi kısmi bir şehir efsanesine konu olan doğa olayı. hazır cumhurbaşkanı da dünkü akp kongresinde dile getirmişken, doğruluğuna göz atalım. çoğumuz büyüklerimizden duymuşuzdur. çocuklar kar yağdığında kar sevinci yaşarken özellikle anneanneler ve babaanneler yaşasın mikroplar kırılacak diye sevinirdi. zannedersin ki gökten deterjan çamaşır suyu yağıyor.
artık hepimiz pandemi yüzünden açık havanın önemini anladık bence. aynı şey burada geçerli. tüm zamanınızı buz gibi havada dışarıda geçiriyorsanız, evet mikrop kapma riskiniz büyük ölçüde azalıyor. ama maalesef artık büyük bir çoğunluk büyük şehirlerde, kapalı ortamlarda kalıyor. yani dışarıda kırılan mikrobun size bir faydası olmuyor çünkü mikrobu taşıyan kişi sizinle birlikte lebalep ortamlarda kapalı kalıyor. ayrıca soğuk havada insanların direnci düşer, hastalığa daha açık hale gelirler. kaldı ki birçok mikroorganizma, olumsuz koşullar altında uykuya yatıp kendini uzun süreler boyunca korumaya alabilecek yeteneğe sahip.
sadede gel lachatte: kar yağışının insanların hastalanması söz konusu olduğunda mikroplar üstünde pek bir etkisi olmaz.
ankara'da artık insanın ayarlarını bozma noktasına getirmiş hava olayı.
kendimi toronto'da bir yaşamın simülasyonunun içinde sanmaya başladım. kanada'da yaşam alıştırma rehberi gibi.
bu nedir?
istanbul'da sıkı 3 gün yağdı, uçaklar kalkamadı, yollar kapandı, okullar tatil falan... anlıyorum kolay değil ama;
aga biz 3 aydır her gün bata çıka, kaya kalka işe güce, okula gidiyoruz, devamlı yağıyor, devamlı yağıyor... sesimiz çıkmıyor diye sanmayın ki kuru kuru oturuyoruz.
her gün yağıyor, her gün.
dün hava durumuna bakarken ankara için "sağanak kar yağışı" diye bir şey gördüm.
o kadar saçma sapan bir hal aldı ki, kıçımızdan yeni tanım uydurduk, o derece.
yağdı yağacak, geldi gelecek, her yer karlarla kaplanacak, hayat felç olacak... diye diye yerde 1 kar tanesi bile görmeden okulları sürekli tatil ettikleri doğa olayı.
ben senin yağıp da yolları kapatabilme ihtimalini sevdim.
En son herhalde çocukluğumda yaşadığım yerde gördüğüm şey.
Onun dışında kar hep yağıyordu, lise okuduğum yerde kartopu, karda kaymalar ile geçti ama memleketimde uzun süredir tutan bir şekilde yağmamıştı. Ne güzelmiş onun soğuğunda sıcak evde uzanmak..
Bir de beni lise yıllarına götürdü, taş kalbim azıcık çözülüp melankolik oldu.
kendisi değil, soğuğu insanı hayattan soğutan doğa olayıdır.
değil birkaç yıl önce, neredeyse 35 yıldır merkezi yerlerine öyle lapa lapa kar yağmamış olan şehirlerde yaşayanlar (sana da selam antalya) "abi, burası geçen haftadan beri çok soğuk" dediğinde millet gülüyor ve "olm, sizin orda hava 10 dereceye düşse siz üşürsünüz lan" diyor. dün izmir'de meteorolojinin söylediği hava sıcaklığı 8 dereceydi ama hissedilenin en az -2, -3 olduğuna eminim ben. "nemli ayaz" diye bir şeyi hayatında görmemiş iç anadolu bebelerinin ağızlarının yüzlerinin kaydığı, sürekli akan burunlarını silmekten konuşamadıkları, "gel de şu parkta 2 bira içek" davetine karşılıksız kalmamayı seçip sonra da "olm ben parmaklarımı hissetmiyorum" diyerek resmen ağladıkları bir rüzgardan bahsediyorum. dünkü hava böyleydi; ben güneş battıktan sonra 1 saat kadar dışarıda ve sabit durumdaydım. ellerimin morarmaya başladığını eve dönerken anladım ama bira da elimdeydi halâ mesela =) en büyük sıkıntı, sarma sigara içiyorsanız sigaraya başladığınız güne küfürler ettiğiniz an oluyor. parmak beyinden gelen komutu yerine getiremiyor, küçücük kağıdı döndüremiyor falan. üstüne, bir de, dudakların donmuş, dilin dışarıya çıkıp kağıdı yalamak da istemiyor =) beyin ayrı, vücut ayrı havalarda resmen. sen bir de bu durumdaki beyni alkolle uyuşturup vücudu doğru yönlendirmesini istiyorsun: "challenge accepted" diyemeyen bir beyni, evet.
sırf yıllardır izmir'de kar görmüyor diye "bu sene 'kışın' annemleri görmeye gidip kar görücem lan artık, yeter" diyen insanlar var olm. kar güzel ama soğuğunu haftalarca çekip sonrasında hayatınızı normal düzenine döndürmeye uğraşmak büyük sıkıntı. influenza hazır azıtmışken, üstüne bir de nefis bir sos olarak kar soğuğu istememek gerek. mikail; lütfen insaflı ol artık ve o karı izmir'e düşür. bıktık yüz felci geçirten sürekli ayazdan biz olm! lütfen ya.