orada daha çok dönem üzerinden gider insanlar. benim abilerim, ablalarım, teyzelerim shouwa dönemli mesela. shouwa dönemi çok uzun sürdüğü için ninelerim de dahil o gruba.
89-2019 nesli ise heisei dönemi bebeleri.
otakular falan hep bu heisei bebeleridir. haliyle esasında z kuşağı orada daha erken başladı.
ama ben shouwa kuşağından olmak isterdim. esas japonya'yı onlar yaşadı. heisei kuşağı en amerikanlaşmış nesil.
Doğdukları dünyanın sahip olduğu teknolojik imkanları nedeniyler bir önceki kuşaklardan özellikle multitasking (aynı anda birçok şeyi becerebilme diyebiliriz en basit anlamda) ve eleştirel düşünce bakımından daha gelişmiş olan jenerasyon.
Kişiler tarafından kendinden sonraki jenerasyonların gitgide kötüleştiği sürekli olarak iddia edilse de bu böyle değil. Çünkü eğitim materyali ve bilişsel zekanın/becerilerin geliştiği dönemde zengin dış uyaranlar arttığı için bu arkadaşlar çok daha şanslı. Şu an birçoğu ergen olduğu için tüm jenerasyon embesil olarak görülüyor. Ama ergenlik zaten böyle bir şeydir.
ekseriyetle y kuşağının ve sadece gözlemleri olan ve gene ekseriyetle x kuşağının ebeveynliğini yaptığı bir garip kuşak. gözlemlerim kendilerini değil benim gözlemlediğim grubu bağlar. ama genel bir portre çizmenize yardımcı olabilir.
bu partili cumhurbaşkanının youtube yayını esnasında maruz kaldığı dislike şiddeti sebebiyle gündeme geldiler. sınavlarının; otellerin batmaması için öne alınıp, gençlerin sağlık durumları riske edilmesi kaynaklı bir restleşme oldu, artık keskin bir "azınlığa" düşmüş iktidar cenahı ile kendileri aralarında. iktidar yapması gerekeni değil, yapmaması gerekeni yapınca da restleşme kendini bir muharebeye bıraktı. iktidar kesimi "dinimiz, ahlakımız" diyerek sosyal medyayı yasaklamaya çalışıyor, bu nesil ise "özgürlüğümüz, hayat standartlarımız" diyerek ilk seçimde tarihi bir yenilgi yaşatmayı. şimdilik durum iktidar için felaket olabilecek bir senaryoda ilerliyor zira oy aldıkları nesil birer birer toprak altına girerken, yeni gelenler ise birer birer muhalefet saflarında, muhalefetin argümanlarıyla kendilerinde bir şeyler bulabiliyorlar. 2023 yılında yapılacak seçime, 7 milyon yeni seçmen kitlesi katılacak, ve doğrudan oy alabildikleri 3 milyon seçmen kitlesi ise vefat etmiş olucak. direk 10 milyonluk bir kayıp söz konusu olabilir. ayrıca bitirdikleri ekonomi, kalitesiz hale getirdikleri yaşam düzeyi, bitirdikleri ahlak neticesinde son seçimlerde oy aldıkları 6 milyon seçmen oy vermeyeceğini anketler vasıtasıyla belirtmiş durumda.
neyse efendim, iğneyi onlara batırmadan evvel; çuvaldızı bir kendi nesillerimize batıralım. öncelikle x kuşağını ele alalım. x kuşağı 1965-1980 yılları arasında doğan, ilk gençlik yılları, 80'ler sonundan 2000'lerin başına kadar uzanan bir garip nesil. bir kısmı 70'lerin sol iklimini görmüş, bir kısmı ise evren'in despot yönetimini. o yüzden en kararsız, aralarında en çok rengin bulunduğu kuşaktır. siyasetimize genç siyasetçi olarak yeni yeni katılan, yeni yeni lider olarak giren mensublarını görebiliyoruz. üzerlerinde çok garip bir çekiniklik var, çoğu konuda fikir belirtmek istemiyorlar, yönlendirmelerle ayakta kalabiliyorlar. kendilerinden önceki "baby boomer" nesline göre teknolojiyle araları fena sayılmaz ama y nesliyle kıyaslanamazlar bile. kararları; ya y nesli tarafından manüpile edilmiştir ya da baby boomer nesli tarafından dikte ettirilerek aldırılmıştır. kendi bildikleri ya da kendilerine öğretilmiş olan şey onlar için mutlak doğrudur. gerçek bir tanedir. genel olarak ortalamalarına bakıcak olursak %65 civarı iktidar yanlısıdır, geri kalanı muhalif. hayatlarında baskıcı rejimler mutlaka olmuştur ve olmalarında fayda görürler.
gelelim benimde içerisinde bulunduğum ve aralarında en tırt, en saçma olarak gördüğüm y nesline. y nesli neden mi tırttır. çünkü rahatla büyütülen, kreşlere, anaokullarına ilk gönderilen, çalışan ana baba sebebiyle büyük ebeveynler tarafından yetiştirilen, dede ve nine tarafından en çok şımartılan nesil budur. çocukluk yılları dijital dönüşüm dönemine tekabul eder. değil anne baba, abi abla nesline telefon ve bilgisayar kullanmayı, çocuk yaştayken, öğreten nesil budur. ülke içerisinde aklı analitik kullanmayı öğretilen ilk nesildir. çoğunluğu sebeplerle değil, sonuçlarla ilgilenir. peki bu tırtlık nerede başladı? rahatlarına çok düşkün olmalarıyla. ortalama ilk katıldıkları seçimler 2007 seçimleridir. misalen; "olm adamlar vurguncu, islamcı" dersin, "olsun olm, altyapı yapıyorlar, memlekette yol yok onu yapıyorlar" der. "olm adamlar bu referandumda tüm yetkiyi fettoş'a vericekler, bu işin sonu kötü dersin", "olsun olm dolar, euro düşük der.", "adam baskıcı, faşizan, bak geziye katılanlara neler neler dedi" dersin, "olsun olm, bak yurtdışına gidip oralı gibi takılabiliyoruz" der. der oğlu der. onlar için tek motivasyon götlerinin rahatlığıdır. anca 2016-2017'den sonra işler terse dönünce, fetö darbe teşebbüsünde bulununca, ekonomi batma noktasına gelince akılları başlarına gelmiş, siyasal islamın bir bok yumağı olduğunu görmüşlerdir. benim yakın 2 arkadaşım vardı liseden, oy verdiklerini gururla anlatıyorlardı. şimdi ise geldiğimiz nokta sebebiyle erdoğan'ı fena şekilde suçluyorlar. çok feci muhalif olmuşlar. hadi yakınlardan örnek vereyim. beni gezi parkı günlerinde gezi parkına alıp götüren arkadaşım bedelli askerlik sebebiyle son seçimlerde erdoğan'a atmış oyu. şimdi ise her kötü olayda arayıp sayıp sövme kapım oldu, sayesinde sinirimi çıkartabiliyorum. kendisi benden daha pişman ama çıkar ve götünün rahat olması bizim neslin en temel özelliği. misalen bir özellik daha vereyim çok aşırı muhalif arkadaşlarım son cb seçimlerine gitmediler. sandığa gidip oy atmadılar. atsalar ne değişirdi bilmiyorum ama erdoğan toplam seçmen üzerinden %43 oy alarak seçimi kazandı, 2014 ise daha felaketti, tüm seçmenler üzerinde %38 gibi bir oy oranıyla cumhurbaşkanı oldu erdoğan. sebebi bu nesilin hem götünün rahatlığı hemde ekmel amca saçmalığı. neyse bir oranlama da bu nesil için vereyim, toplam muhalif oranı %70in üzerinde, geri kalanı iktidar yanlısı, ama seçime katılan sorumluluk sahipleri olarak bakınca %60 iktidar yanlıları üstün. bu nesil bundan biraz tırt.
gelelim iğneyi batırma kısımlarına; başlığın esas sahibi z kuşağı için yapacağım ilk çıkarım, tamamen dijital bir ortamda büyüyen ilk nesil. akılları belirli bir olgunluğa erdiği zamanlarda bilgisayar yaygındı, rahatça kullanabiliyordu, akıllı telefonlarda hemen yetişti ilk ergenliklerine. bu arkadaşlar rahatça görebildi bir ingiliz nasıl yaşar, bir fransız, alman, isveçli nasıl yaşar görebildi. kendi parasının nasıl değersiz olduğunu, kendi hayatının nasıl değersiz olduğunu gördü. bunu kendi nesildaşı ingilizin, fransızın neler yaptığıyla mukayese ederek gördü. sonra gitti arap yarımadasındaki bokluğu gördü, dünyanın geri kalanıyla ilgili ilk elden fikir edinebildi. güneş balçıkla sıvanmaz derler ya, bizim nesiller için sıvanabiliyordu ama sıvanın ilk tutmadığı nesil bunlar oldu. baskıcı nesilin baskısı biraz ters tepti, ülke içerisinde; ateist, deist veya agnostik oranı bu nesilde fazla. sonra diyanet kendi ufak dünyasınca; "gençleri deizm sapıklığından" kurtaracağız deyince patlama yaşandı bu oranlarda. şimdi ise bu oy restleşmeleri. bu gruptan oy almak istiyorsanız; tek şiarınız olmalı, baskıya geçit yok, ekonomi düzeltilecek, günden güne fakirleşmenin önüne geçilecek, nepotizm çöpe atılacak, ülke içerisinde tekrar liyakat kurulacak. bunları sağlamadan karşılarına çıkarsanız, "dislike şiddetine" maruz kalırsınız, kaldınızda. ama kalınca da ağlamamanız gerekli. daha dün a. selvi bunları tehdit etti. bu tehdit işini bu kadar kolay yapabilmesi y neslinde işe yaramış olması ama bu nesil bunu a. selvi'ye yedirecek kudrete sahip. kısaca toplamak gerekirse; en boş nesil yaftasını üzerlerinden atıp, tekrar bunu en çok hakeden y nesline verecek olan nesildir.
son olarakta kimse kimse üzerinden umutlanmıyor. nehirin akış yönüne bakıyoruz sadece. yolcu yolunda, orası belli. merasimini kim yapacak, tabuta son çiviyi kim çakacak. tartışmamızın temel argümanı bu sadece. ama siz genede geleceğe umutla bakın ki, gelecek umut olsun. saygılarımla.
konuşmaktan aşırı keyif aldığım nesildir kendileri. fikirleri, kendilerini ifade etme şekilleri, teknolojiye olan hakimiyetleri ve bakış açıları zaman zaman ufkumu açıyor. şimdilik dalga konusu olmalarının sebebi hala ergenlik çağını yaşıyor olmaları. hangimiz o yaşlarda saçmalamadık? "bizim zamanımızda böyle değildi hede hödö" demesi kolay. her nesil bir sonraki için bu cümleyi kurabilmeyi bir marifet sayıyor zira. webde gezerken bilmemkaç bin yıllık bir tapınak yazıtı denk gelmişti bir yerlerde, "şimdiki yeni nesil de çok bozdu" gibi cümleler vardı içinde. dünya her nesilde bozuluyorsa şimdiye yok olmamız gerekirdi sanırım. kuşak çatışmasını aşıp söylemek istediklerini dinleyebilmek eminim hepimize çok şey katar.
16 yaşındaki yeğenimle olan konuşmadan kısa bir kesit: fool: sizin nesle güveniyorum kuzum. yeğen: dünyayı bu hale siz getirdiniz. f: tamam işte, siz düzelteceksiniz. y: neden sizin pisliğinizi bizim temizlememizi bekliyorsunuz? f: sus gebertirim.
bu z kuşağı denen yeni yetmeler bildiğimiz homo sapiens sapiens'e en uzak insan nesli. yani, daha önceki nesillerin taşıdığı evrim kaynaklı bi çok hayvansal özellikten en uzaklaşmış nesil. mesela dünyanın en yok edici, istilacı türünden olabildiğince uzaklar, örneğin artık üremek, yeni yavrular türetmek kendilerinden önceki nesildekiler kadar önem taşımıyor bu nesil için. bu yeni nesilde daha önceki nesilde karşılaşılan bazı aşk, nefret, kin beslemek gibi duygular da sanki törpülenmiş gibi. daha önceki nesiller gibi başkalarını düşünme, onun derdiyle dertlenme, empati gibi duygular eskisi kadar yoğun hissedilmiyor gibi sanki. bir araya gelmek, organizasyon yetenekleri oldukça yüksek ancak bu ortaya çıkarkan kendi içlerinden bazılarının liderliğini kabullenmekte zorlanıyorlar. toplumsal olayları, gelenekleri, kalabalığı, hiç ama hiç sevmiyorlar, yanlızlığı sevenlerin oranları eski nesillere göre çok yüksek. cinsel yönelimleri çok çeşitli ve bunu dile getirmekte önceki nesillere göre çok daha cesurlar, önceki nesillere göre cinselliğin önemi de düşük bu yeni nesilde, kendilerini hiç kasmıyorlar, ille olsun veya "nasıl olacak yaa" diye, çünkü daha önceki nesillere nazaran daha cücük kadarken işin bilimselliğini bile çözmüş oluyorlar. değer yargıları kendilerine has, ağırlıklı olarak yerel değil de daha evrensel, dini inançları çok zayıf aslında ama bir kısmı hala bundan emin değil ve bir kısmı da, bunu çevre baskısı yüzünden açık edemiyor. her nesilde olduğu gibi bazı konularda fanatiklikleri var, futbol hala ön sıralarda ama artık ilk sırada neredeyse bağımlılık haline gelmiş bilgisayar oyunları var, kadınlarda makyaj konusuna eskisinden daha tutkulu bir çoğunluk var gibi. siyaset konusunda çoğu apolitik, ideolojiler onlar için anlamsız, ama bir çoğu 1984 dendiğinde, tam olarak anlamını bilmese de az veya çok bir fikre sahip. ideolojileri anlamsız görmelerinin yanında onlar için pek bir şey ifade etmediğinden bu konuda onlara bir şeyler anlatmak da zor, özellikle zavallı solcular eğer hala eski jargonu kullanmaya kalkarlarsa sittin sene bu nesille iletişim dahi kuramazlar, (bu söylediğimin doğruluğu konusunda iddialıyım)
her neslin kötü yanları olduğu gibi, iyi yanları da var.
bence en iyi yanları, mesela bu nesil çok ama çok zeki, öyle böyle değil biz eski nesillerin anlayamadığı kadar zekiler. bakın bir çok insan yakınıyor ya, tembeller, odaklanamıyorlar diye. evet çünkü hala biz eski nesillerin kurduğu eski eğitim sistemi düzeninde karşıladık onları, aslında onların ne zeki olduğunu kavrayıp buna göre bir eğitim standardı oluşturmadık ki, sıkılıyorlar, bizim onlara öğretmeye çalıştıklarımızı öğrenmek anlamsız geliyor çünkü onlara. belki bilinç altında "bu işi zaten bir süre sonra robot yapacak, ben niye öğrenmeye çalışıyorum bu saçmalığı" düşünceleri geçiyor zihninden.
en kötü yanları da, başta yazdım.. insana en uzak robota en yakın nesil olmaları.. tabi bu kötü yan bence. bir başkasına göre iyi bile sayılabilir
not: abicim benim sosyolojiden anlıyom gibi bi iddam yok hee. bu yazı taraflı, kafadan uydurduğum benim fikierlerimi içerir. hiç bi kimseye kasıtlı hakaret niyeti yoktur. bundan sona böyle yapıcaz abi, yakında kanun çıkınca geri zekalının teki yazdığımız bir kelimeden alınıp mahkemeye verir felan neme lazım. :))
En basit ve düz haliyle otorite karşıtlığı daha belirgin bir nesildir. Bireysilcilik daha ön plandadır. Bununla beraber aile bağları daha zayıftır. Bunun iyi mi kötü mü siz karar verin.
1997 ile 2012 yılları arasında doğan nesile verilen isim, bu nesil genel anlamda teknolojinin etkisi altında büyümüştür ve büyümektedir. Orta yaşlı nesil tarafından beğenilmemektedirler, fakat bu olağan karşılanmalıdır. Her gelen nesil eski nesilleri tarafından sevilmemektedir.
z kuşağı gelecek kuşağı eleştirecektir, bu tarih boyunca böyle olmuştur bu sebeple kuşalar çatışmasından ziyade, kalıplaşmış bir tutumdur. z kuşağı günümüz dünyasında çok önemli bir pozisyona sahipten, ülkemizde eğitim sorunları ve maddi imkansızlıklar yüzünden yeterli eğitimi alamamaktadırlar. Geç z kuşağı bireyleri koronavirüs salgını sebebi ile daha kötü bir eğitim almaktadır bu onların en büyük şanssızlığıdır. z kuşağı tek bir iktidar görmüştür
Artık mensuplarının rahat bırakılması gereken kuşaktır. gerçekten Rahat bırakın artık şu çocukları/gençleri; nasıl mutlu oluyorlarsa onu yapsınlar, onu söylesinler, onu izlesinler, onu dinlesinler. Size ne ? Çok eleştirdiğiniz, küçümsediğiniz, "ulen amma da salak bunlar hehe" diye hor gördüğünüz bu çocukları sizlerin, bizlerin yetiştirdiğini unutmayın. Dünya yeni bir çağa girdi; ismi konulmadı o kadar. Bu çocuklar tercih etmedi dünyaya gözlerini açar açmaz telefon ile oynamayı, tablet ile susturulmayı.
Z kuşağı, x kuşağı, boomer, yoomer, travesti, türbanlı, mor saçlı, vesaire. Rahat bırakın insanları artık, rahat !
(Not : Benden çok tavırlarını eleştiren olmasın ama en azından içimden eleştiriyor ve değiştiremeyeceğimi / değiştirme haddim olmadığını biliyorum.)
illa bir sınıflama yapılacaksa naçizane 2000 sonrası doğumlulardan başlaması gerektiğini düşünmekteyim. zira çocukluklarında akıllı telefon ve sosyal medyayla tanışmaları bakımından 2000 öncesiyle daha fazla ayrıştıklarını gözlemliyorum.
ancak şanssızlar. instagram, tiktok, youtube gibi saçmalıklarını binlerce insanın görebileceği platformlar var. bende şahsen sadece facebook vardı, onda da arkadaşlarına rezil oluyordun ve bitiyordu. şimdiyse 2000 öncesi nesil, z neslinin ne kadar gerizekalı ve kötü yetişmiş olduğunu konuşuyor zira kendi zamanlarında böyle platformlar yoktu.
ayrıca akıllı telefonla lisede tanışmış biri olarak sosyal medyadan ve dijitalden uzaklaşmakta bu kadar zorlanıyorken bunlarla çocukluğunda tanışmış kişilerin nasıl uzaklaşacağını, dijitalden biraz da olsa kopup analog hayatı yaşamayı nasıl becereceklerini çok merak ediyorum. eğer bunu yapamazlarsa, 30larımda dijital diyetler yapan biri olarak muhtemelen geri kafalı görüneceğim: "toprağa bas, güneşi hisset, telefonu biraz bırak ve sadece anı yaşa."
antik mısır yazıtlarında bile gençlerin terbiyesiz, cahil, düşüncesiz olduğuna dair satırlar bulunabiliyor. bu olağan bir şey. yaşlılar değerlendirme yaparken kendi gençlikleri ile değil, yıllar içinde sahip oldukları donanımla bu değerlendirmeyi yapma yanılgısına düşüyorlar. bu nedenle bu gibi eleştirileri gereksiz görüyorum. öte yandan ülkemiz sınırları içinde yaşayan z kuşağı gerçekten talihsiz bir kuşak. içine doğdukları büyüdükleri ülke akp türkiyesi. başka bir iktidar, yönetim biçimi görmediler. ellerindeki telefonlar tabletler teknolojik araçlar ise onlara bütün dünya ile iletişim imkanı sağlıyor. başka ülkelerdeki akranları ile kendilerini kıyaslıyorlar ve hayatı ıskaladıklarının farkına varıyorlar. gitgide kronikleşen ekonomik kriz, orta sınıfı yerle yeksan edip nüfusun büyük çoğunluğunu yarı aç yarı tok bir bitkisel hayata mahkum ederken bu çocuklar hayal kurabilme lüksünden bile mahrum kalıyor.
Takip ettikleri fenomenleri, ünlü ettikleri insanları, çektikleri tiktok vb videoları görünce üzüldüğüm nesildir. Ayrıca araç ve ev sahibi olanların şanslı sayılacağı nesil olacaktır.
oğlumun yer aldığı kuşaktır. Teknolojinin içine doğan, şanslı/şanssız ne olduklarını kestiremediğim bir "şey"dir. Nereye doğru evrileceklerine dair hiç bir öngörüm bulunmamaktadır. Okumaktan ve yazmaktan pek haz etmediklerini düşünürüm. Zannedersem materyalist bir özelliğe sahip olacaklardır. En azından bu yaşında olayların sebeplerinden çok sonuçlarına odaklanan bir mentaliteleri var. Galiba biz biraz daha nedenlere takılırdık, bunlar değişik. İzleyip her gün başka şeyler öğreniyoruz...
zorunlu tanım: 1995 - 2012 arasında doğan kişilerin içinde bulunduğu kuşak.
"z kuşağı hayatı çok sanal yaşıyor" diyen dinozorlar, evlerine renkli televizyonun ilk girdiği günü herhalde hiç hatırlamıyor. kuşağın son kertesinin üyelerinden biri olarak bu konuda edecek iki lafım var. kuşağımızı kültürsüz, cahil, sanal vesair buluyor olabilirsiniz. açıkçası bu çıkarımlarınızda pek de haksız sayılmazsınız. ancak, z kuşağını kültürsüzlüğe ve cahilliğe hapseden, sizin ve sizin ebeveynlerinizin seçtiği iktidarın şekillendirdiği eğitim sistemi ve siz ve sizin gibilerin öğretmenlik ettiği okullar değil midir? sizler hayatı boyunca "birey olmak" nedir öğrenememiş, "elalem ne der?" lafıyla yetişmiş bir neslilsiniz ve bu sağlıksız değer yargılarınızı z kuşağına da aktararak onları topluma konform etmeye zorladınız. e çocuk çevresindeki örneklere bakıyor; ve onları içselleştiriyor doğal olarak. neden? çünkü birey olmanın ne demek olduğunu kavrayacak entelektüel altyapı, bugün onu gömenlerin dahil olduğu kuşak tarafından ona sağlanamamış.
siz z kuşağı için ne yaptınız ki, z kuşağının gençliğinin varoluşuna dair ahkam kesme cüretini kendinizde buluyorsunuz?
z kuşağını ne eğitebildiniz, ne ona birey olmayı öğretebildiniz, ne de hayatı yaşaması hakkında bir fikir verdiniz. üstelik, eline avcuna, politik sorumsuzluğunuz sağolsun, rezalet bir ekonomi ve sosyal adalet sistemi bıraktınız. şimdi bir de üzerine şikayet mi ediyorsunuz? ok boomer. bu yaptığınız kibrin başka bir boyutu olsa gerek, ben böylesine patolojik bir narsisizmin eşine çok az yerde rastladım. kendi hatalarınızın sorumluluğunu sizden sonra gelenlere yıkarak vicdanlarınızı kandırabilirsiniz ama beni kandıramazsınız.
Aşırı yumuşak ve korkak tipler sanırım. Sınıf grubunda bugün bir yazışmalar oldu, elemanın teki biraz sert isyan etmiş, herkes çocuğun yanındayken birden tartışma olmuş biriyle.
Özelden yazmış çocuğun tekine, tehdit etmiş falan. Bu korkak sözde erkek olacak götlek de hocaya söylemiş. Ulen bu kadar mı yumuşaksınız lan siz?
Dekana şikayet edelim okuldan attıralım falan deniyordu en son sonra düzeldi konu halloldu.
Allahım yazmamak için kendimi zor tuttum buraya yazdım. Bunlar ne kadar bebe lan?
Biri beni tehdit etse dekana gitmek aklımın ucundan bile geçmez, kızlar da zaten gazı veriyorlar git et falan diye bir grup kendi fikri olmayan mal sürüsü.
Ben bu nesille nasıl aynı geçiyorum aklım almıyor yeminle
Maldır ciddi anlamda söylüyorum. Meraksız, entelektüel eleştiri ya da tahlil etme yeteneğinden yoksun, olaylara anlık ve duygusal tepkiler veren, büyük çoğunluğunun şımarık veletler olduğu topluluk.
Ak partiyi devirmek dışında bir faydaları olmayacaktır, beklemeyin çünkü fedakar değiller, hedonist ve benciller. Kimseyi sevmezler flört ederler, kimse ile sevişmezler takılırlar, kimseyi merak etmezler merak beklerler, saygı yoktur çünkü ne gerek vardır onlara göre vs vs
Daha buraya birçok spesifik örnek sayabilirim, başımdan geçen gerek, gerek gözlemlediğim. Geleceği sikecekler, berbat edecekler aha da buraya yazıyorum, korkun bu nesilden.
Gelecek insanların daha da makineleşmeye başladığı bir yer olacak, duygusal ve hassas bireylerin sistem tarafından ya da intihar etmeleriyle elimine olacağı bir yer.
Bunun başlangıcı z kuşağı ile olacak. Şimdi masum ve sevimli duruyorlar evet ama gelecekte iktidara geçince, hepsi kurumsal yerlerde, önemli yerlerde söz sahibi olunca, bizi yönetince doğru ve rasyonel kararlar alamadıkları için bizi bataklığa sürükleyecekler.
Bir bok olmaz çoğundan umutlanmayın yani, ben dahil (97'liyim)