1. 2024 yılına dair tüik verileri bugün açıklandı. geçen sene dağınık şekilde başlıklara yazmıştım, bu sene tek başlıkta toplu şekilde yazayım.

    ülkenin nüfusu 2024 yılında 292 bin 567 kişi artarak 85 milyon 664 bin 944 kişi oldu. geçen seneki verilere göre 2023 yılında bu artış yaklaşık 92 bin kişi idi.

    nüfus artış hızı binde 3.4 ile yine endişe verici boyutlarda ilerliyor. geçen seneki verilere göre 2023'te bu artış binde 1.1 idi ama deprem sebepli kayıplar bunda önemli etkendi. geçen sene öyle büyük çaplı bir kayıp olmamasına rağmen nüfus artış hızında büyük bir artış gerçekleşmedi.

    kır nüfusu oranı bir önceki yılla karşılaştırıldığında %7'den %6.6'ya düşerken, kent nüfusu oranı %93.4'e yükseldi.
    geçen seneki verilere göre 2023'te istanbul nüfusunda bir azalma söz konusu iken geçen sene yaklaşık 45 bin kişilik bir artış meydana geldi.

    ülkenin ı 34'ten 34.4'e yükseldi ve böylece ben de ilk kez ortanca yaşın üstünde kalmış oldum :(

    sinop yine ortanca yaşı en yüksek il olurken ( ), şanlıurfa da en genç ortanca yaş konusunda liderliği bırakmadı.

    ekleme: data.tuik.gov.tr/...
    #293961 tematik seviselim mi | 1 ay önce (  1 ay önce)
    0ülke 
  2. Zaman zaman fazla mı paranoyaya kapılıyorum diye şüphe ettiğim ama hemen akabinde bir şiddet, vurulma olayı görünce haberlerde vazgeçtiğim, dünyanın en güzel coğrafik yerlerinden birinde olup akılsız bir halka sahip olduğu için zehir zıkkım olmuş bir hayat yaşatan güzel ülkem olur kendileri.

    İlgi alanım olduğundan değil bakmasam bile o günün gündeminde bıçaklama, silahla vurma, tehdit, dayak vs vs birçok şey olmuş oluyor.

    Bu ara YouTubeuma bakıyorum şiddet, kavga dışında bir şey yok. En iyisi dramalar İnternet fenomenleri veya ünlüler arasında çıkan düşünün.

    Taksici belası çıktı güncel olarak, bizim buralar (Karadeniz) zaten boş durmuyor, sağlık çalışanlarına şiddet uygulama tavsiyesi veren bir bakan gördüm, erkek arkadaşını arabayla ezmeye çalışan bir kadın vardı, aynasını kırdığı için arabayla ezen birisi vardı, YouTuber bir çocuğa roman Mahallesi'nde saran bir kondom mağduru gördüm.

    Şimdilik gündem takip etmesem bile karşıma çıkanlar bunlar. Bizzat araştırsam neler vardır neler.

    Gerçekten ileride favelaya dönüşecek diye çok korkuyorum. Ben parası olan beyaz yaka sınıftan değilim, yurtdışına gitme şansım yok. Geleceğim karanlık. Şimdiden atansam dahi en erken 2027 veya 28de göreve başlayabilirim.

    Bir sürü sağlık sorunum var normal yaşayabilmem için ama hastane diye bir şey kalmadı artık, özele de para yetişmesi imkansız. Annemin fıtıkları coştu ve şimdi o da hastane hastane koşturuyor ama hiçbir yerde sıra yok adam gibi, özele kalıyor işin, o da bir boka yaramıyor, yaramadığı gibi hayvan gibi paralar isteniyor.

    Fındık vardı bir ekstra gelir olarak. Fındığın para etmemesini geçtim, fındıklar bu böcek sorunundan ötürü bitti. Piyasadaki çikolatalardan tutun, paket olarak alacağınız kavrulmuş fındıklarda dahi acılık dolu. Yiyenler farketmiştir çoktan.

    Mahallem ve civarı belalı, Suriyeli, ne idüğü belirsiz dolu. Karşımızda Suriyeliler var. Arka caddede ve uzaklarda da bir sürü var. Durmadan bir para geliyor bunlara bilmediğimiz. Hiçbiri bi yerde çalışmıyor ve bir ara birbirlerini sopayla dövmeye çalışıyorlardı. Tabi etrafa verdikleri zarar, rahatsızlık umurlarında değil.

    Bunların ileride işleyebileceği potansiyel suçları hayal edin. Meksika gibi Latin ülkeler de aynen bu güç ve para uğruna iktidarların yozlaşması ile bu yola girdi. Çok benziyoruz. Kaldı ki bu karteller Türkiye'den ev almışlar zaten, Türkiye kriminal aktivite için üs görevi görüyormuş.

    IŞİD vb İslami örgütleri saymıyorum bile. Onlar zaten aramızda Fink atıyorlar. Bir canlı bomba ile yine ortalığı karıştırmaları çocuk oyuncağı.

    Dünyada İsveç gibi Fransa gibi ama sömürü, ama mülteci alarak ülkelerine suç oranı getiren ülkeleri görüyoruz. Amerika'da seri katillerin altın dönemi olan 60lar 70ler de aynı göçmen sorunundan sonra ortaya çıkmıştı.

    İleride Türkiye'de (eğer ki böyle giderse, bu halk akıllanmaz ise) sokaklarda koparılmış uzuvlar, parçalanmış cesetler, alınmış kelleleri caddelerde, okullarda, parklarda görmeye alışırız gibi geliyor.

    Bunlara karşı nefsi müdafaa kanunu afedersiniz b*k gibi işliyor. Memur olma hayali kuran birisi olarak, sırf bir manyak sardı diye herifi öldürmeden kendimi kurtaramayacağım durumlarda dahi suç almadan yırtmam çok zor.

    Ama bu ibnenin evlatları 78 sabıka kaydı ile sokaklarda geziyor, katil olanları dahi af vs yüzünden çıkıyor az yatıp.

    YouTubeda Türk seri katilleri inceleyen bir çocuk vardı, o çok güzel söylüyor bunları. Bir ara pandemide af çıktı, bu katiller de çıktığı gibi eski eşlerini vs öldürmeye başladılar, ondan çok kadın cinayeti oldu vs diye.

    Bugün uzun süredir devam eden bir gerginlik yine vuku buldu şahsi olarak. Kız arkadaşımın kaldığı yersen yurt, esasında ise bir tarikat uzantısı olan yer kıza durmadan mobbing uyguluyor.

    Neymiş erkek arkadaşı varmış, geç saatlerde geliyormuş (işten çıkışımız 8), sarılarak, öperek bırakıyorum onu yurdun önünde diye esnaf vs rahatsız oluyormuş, çok geziyormuş.

    Sorunca da tek dertleri giriş saati olarak söylüyorlar, yobazlıkları belli olmasın diye. Bunları söyleyen ve bu sistemi devam ettiren de kadınlar ha. İnsan hemcinsi olarak empati kurar ama bunlarda nerede.

    Kısaca orospu yaftası yapıştırmaya çalışıyorlar. Kızın ailesi, benim ailem, hepimiz birbirimizi tanıyoruz biliyoruz halbuki. Özel hayata müdahale son noktada.

    Daha önce kahve içmeye gittiğimiz yerde de garson düzgün durmamız konusunda uyarmıştı, naparsın bizim buralar böyle işte.

    Sevgilin ile öpüşmek ve sarılmak aşırı anormal. Ekşi sözlükte zaten başlığı da var Fatsada öpüşen çiftlere laf eden dayı diye.

    Ramazanda sigara içe içe gidiyorum diye yüzüme beni öldürmek isteyen gözlerle bakan binlerce oç gördüğüm için, sevgilimle yürürken de bakışlara şaşırmıyorum.

    Bunun dışında çok liberal ve yine Trabzonlu olan patronumuz beyefendisine de bi haller oldu. Kayıt yapamadıkça bize sarıp, ekstra elementler uydurup işte baskı yapıyor. Yeni asgariye gelen zam da beyefendiye fazla gelmiş olsa gerek işten çıkartma yapacakmış, durmadan mırın kırın ediyor.

    Kız arkadaşımı işe çağıran kendisi, kız tarikat yurdunda kalıyor çalışmak için ama şimdi çıkartmaktan bahsediyor. Ne kadar adam (!) olduğunu oradan anlayın.

    Muhalefeti sindirme çabaları hala devam ediyor. Ekrem İmamoğlu ile uğraşmalar, ümit Özdağ vs vs derken kimse kalmasın istiyorlar belli ki.

    En son diyelim bari abi siz ayrı kendiniz yaşayın, bizi ayırın bu ülkeden diye. Yaşamaya dair bir şey bırakmamak için ellerinden geleni yapıyorlar çünkü.

    Ama işyerindeki aslında inanılmaz iyi biri olmasına rağmen cehaletinden ödün vermeyen abla gibiler yüzünden, biz hala "Başkası gelse de çalacak." Bahaneleri ile sinir krizi geçiriyoruz.

    Bu toplum niye böyle bir sürü açıklama yapabilirim ama bazen gerçekten açıklamalar yetersiz kalıyor.

    Işte hem şahsi, hem genel perspektiften Türkiye şu an böyle bir yer benim için.

    İçim kapkaranlık. Duygu hissetmekte zorluk çekiyorum. Sürekli tetikte ve atak bir moddayım. Bir gün canımdan olurum veya ederim diye de korkuyorum. PTSD yaşatan ülkedir diyerek bitireyim.

    Bizim ortamlarda yaşamayan, böyle bir hayat deneyimi olmayan sözlük yazarlarına tekrar hatırlatma:
    Kaçın gidin ve de hayatınızın değerini bilin.
    0ülke