dünya'da uzun saçlı erkeklere bakış açısı, ingilizler, almanlar ve özellikle amerikalılar sebebiyle oldukça olumlu aslında. metal ölçeğinde düşünüldüğünde de, wacken open air, (tabii ki) hellfest, summer breeze, download, (elbette) brutal assault ve inferno gibi festivaller sayesinde uzun saç yadırganmayan bir şey olarak görülüyor şimdilerde. bizim ortadoğu coğrafyasında ise durum oldukça farklı.
1990'ların sonu ve 2000'lerin başında şöyle haberler yapılıyordu bizde. "uzun saç=satanizm" olarak görüldüğü için o dönemlerde siyah tişört ve uzun saçla dışarı çıkan her erkek terörist gibi görülüyor, toplumdan dışlanıyordu. ablamların arkadaş gruplarından biliyorum; polisler izmir'de "satanist avı" operasyonu yapıyor, alsancak ve civarında gezen uzun saçlı erkekleri devriye arabalarına doluşturup karakola çekiyordu. bu ülkenin uzun saçlı erkeklere bakış açısı hiçbir zaman olumlu olmamıştır.
otobüsle afyon'a anneannemi görmeye gittiğimi hatırlıyorum. sene kaç emin değilim ama saçlarım omzumu yeni geçmiş, yeni aldığım mp3 çalarımdan bangır bangır dark tranquillity pompalıyorum damarımlarıma. polis rutin kontrol yapma amacıyla otobüsü durdurup sadece beni indirmişti koca otobüsten. yaşım küçük, hukuk bilgim de kıt o zamanlar, ne derse yapıyorum. benden çok da büyük olmadığından emin olduğum karşımdaki polisin otobüse tekrar binmeme izin vermeden önce şunları söylediğini halâ hatırlıyorum: "kedi kesip ayin yapmaya mı gidiyon lan? siktir git, bin otobüse. zaten karıya benzemişsin böyle". yıllar geçti bu olayın üzerinden. saçım belime geldi ama ilk kez bana bakanların göz bebeklerinin içinde buna benzer cümlelerin yankılandığını halâ görüyorum.
birkaç yıl önce taşındığım evin yakınında mahallenin mandırası vardı, halâ da var gerçi. gittim, peynir ve tereyağı alacağım. benim yaşlarda, sarışın, büyük kafalı, geniş omuzlu biri var peynirlerin falan bulunduğu camlı yerin arkasında. "hoş geldin" dedi ama göz bebekleri saçlarımı yakıyor. "peynir alacaktım" dedim, ilgilendi benimle. tattırdı, tarttı, verdi, parayı ödedim, tam kapıdan çıkarken şunları mırıldandığını duyum: "senin erkekliğini s....m". iyi ki yorgun ve mutsuz bi' günümdeydim. iyi bi' ruh halinde olsaydım, duymamış gibi davranır, yürür giderdim. arkamı dönüp "ne diyon lan sen göt" diye bağırdım. biraz münakaşa ettim, yandaki tekelin sahibi gelip ayırdı. peyniri, yağı falan fırlatıp atmışım ben buna tabii, hatırlamıyorum. birkaç kere daha alışveriş ettim bu mandıradan (çünkü çevrenin en iyi mandırası), bu elemanla da buzları erittik konuşa konuşa, tartışa tartışa. karadenizli olduğunu, bu çevrede travestilerin çok olduğunu (ki öyle, evet) ve beni de travesti sandığını söylemişti. yani sadece uzun saçlı bir erkek olmak travesti olaak nitelendirilmenize; bu da yeterli değil; arkanızdan laf edilmesine sebep oluyor. "sadece saç b'olm" değil olay işte.
uzun saça bakış açısının bizim gibi ortadoğu ülkelerinde gelişmesi için yüzyıllar geçmesi lazım. böyle şeyler düşünmek için henüz erken. ben uzun saçı metal özelinde düşünüyorum tabii. genel olarak duruma bakıp yazacak olanlara da başarılar dilerim.
çinlilere göre saç kesmek anayı babayı kesmekle eşdeğer olduğu için ("bize bedenlerimizi onlar verdi" diye bedenlerine zarar verecek davranışlarda bulunmuyorlarmış), eskiden çinli kadınların ve erkeklerin bolca kullandığı saç şekli.
çok bakım isteyen bir saç modelidir. fönden, boyadan falan hemen kurur, uçları kırılır. aslında sıcakta en iyi saç modelidir. tepende topuz yap gitsin. mis. hem sıcakta kurutmadın, sinüzit olursun derdi de yok. ama dediğim gibi, çok bakım lazım yoksa ring'deki o zavallı kız gibi olur çıkarsın.
düzenli şekilde bakımı yapılması gereken, üşengeç kişilerin tercih etmemesi gereken saç modeli.
saç tipinize uygun şampuan kullanmalı, saç kremiyle şampuanı mümkünse aynı markadan olmalı çünkü genellikle tamamlayıcı etkiyi anca böyle görebiliyorsunuz. kuruturken de nemini birden almasın ve yıpratmasın diye mümkünse havlu kullanmayıp pamuklu ve yumuşacık şeylerle kurutulmalı. ben eskiyen pamuklu tişörtlerimi kullanıyorum, saçım için hiç havlu kullanmıyorum. doğal dalgalar bozulmuyor böylece. dalgalı saçlılara tavsiye ederim. tararken de sert davranmamak gerekiyor, uygun tarak ya da fırçalarla taradığınızda bakımını da düzenli yapıyorsanız gerçekten ipek gibi saçlarınız oluyor. saç maskesi için zeytinyağı, argan yağı, hindistancevizi yağı veya badem yağı kullanılabilir.
berberin bir saç kesimine 75 lira demesinden sonra saçımı uzattım. daha önce de uzatmaya niyetim vardı ancak hangi berbere gitsem "senin kafan yuvarlak sana gitmez" demişti, bir de askerde kendisine sözüm ona "imaj maker" diyen bir acemi'yi kıstırıp sormuştum o da olmaz yakışmaz sana demişti. ha fakirlikten uzattım orası ayrı ama bildiğin yakışıyormuş lan bana, hatta benim odunsu saçlarım da bildiğin dalgalıymış...
saç yakıştı tamam ama bakımı ne zahmetliymiş yahu. saç kremi kullan, uygun şampuanı bul, günlük tara... daha bir ton iş. lafı şuraya getireceğim; kadınların uzun saçlı, erkeklerin kısa saçlı olmasını gerektiren kültürel normların nedeni aha bu bakımdan muhabbetinden kaynaklandığına emin oldum. hiçbir erkek sırf güzel olacağım diye saçıyla, kılıyla o kadar uğraşmaz. kadınlar da uğraşmamalı bence.
güney memleketlerinde insanı bezdiren, bir türlü şekil almayan, muhakkak ki kabararak günün her saati yataktan yeni kalkmış gibi görünmeye sebebiyet veren model. 3'e vurulmuş saçlarıyla salınan insanlara gıpta ile bakma sebebi.
Bir zamanlar yapmayı düşündüğüm ancak yeteri kadar sabredemediğim için bir türlü gerçekleştiremediğim eylem.
Şimdi tanım kısmını geçtiğimize göre bir rahatsızlığımı paylaşmak istiyorum. Öncelikle bu yazacaklarım erkeklerin saç uzatması üzerine. Zira kızların birçoğu zaten uzun saça alışık olduğu için onları ayrı tutuyorum.
Güzel insan seni takdir ediyorum. Eminim ki o saçların lüle lüle olması için çok çaba sarf ettin. Tahmin ediyorum ki aileni karşına aldın. İş hayatında ya da lisede çeşitli zorluklarla karşılaştın. Belki de rock müzik dinlediğin için bunu yaptın ya da havalı gözükmek için. Çokta umurumda değil. Ancak muazzam şekilde sabrettin. Umarım bu sabrını popi olarak ya da kızlarla sürekli takılarak geri dönüşünü alıyorsundur.
Belirtmek isterim ki karizma olmak ile bakımsız olmak arasında kocaman bir çizgi vardır. O saçlara gerekli bakımı yapmadığında ya da kırıklarını aldırmadığında inanılmaz çirkin bir görüntü oluşuyor. Hatta buluştuğumuz kedi gibi sürekli saçlarınızı toplayıp duruyorum. Eğer gerekli bakımı ve özeni göstermeyeceksen lütfen saçlarını uzatma. Kimse senin yağlı ve pamuk prenses masalındaki cadı gibi görüntünü çekmek zorunda değil. Yine de azmin için seni kutlarım. Umarım dediklerimi dikkate alırsın.
bir erkeğin içinde ukte kalmasındansa üniversitenin bir yılında da olma denemesi gereken saç stili. o yıllar sonradan bakıldığında en tolere edilebilir yıllar oluyor yargılama açısından da, ne kadar gülünç olursa olsun.
düz saçlı erkeklere -bazı istisnalar hariç- yakışmadığını düşündüğüm model. dalgalı ve kıvırcık saçlı erkeklerin ise hayatta bir kere bile olsa denemelerinde fayda var. kadınlarda ise durum fikrimce yaşla alakalı olarak değişiyor. özellikle ergenlik sonrası, genç yetişkinlikle birlikte kısalan saçlar bir daha uzayamıyor, uzun saçın çilesi çekilmez hale geliyor. kısa saç birden daha cazibeli bir hal alıyor.