çoğunlukla çayı yla bilinen, hastalanmadıkça yüzüne bakmadığım bir tür bitki.
kuşburnunun içi de şöyle bir şeymiş. fotoğrafta görünen tohumları onlarca olabiliyormuş. hem bitki hem de meyve olarak geçiyor ve dünya'nın en çok c vitamini içeren meyvesi olarak tanınıyormuş. latincesi rosa canina, ingilizcesi ise dog rose (sen kuşun burnu diyorsun, adamlar köpek gülü diyor). sadece hasta olunca çayını yapıp içmemek, haftada 2-3 gün kendisinden faydalanmak gerek aslında.
edit: dog rose mu, yoksa rosehip mi dendiği konusu tartışmalı. biraz araştırıp güncellerim bu kısmı.
buldum editi: kuşburnuna hem dog rose hem de rosehip (bunun da doğrusu rose hip'miş) demek doğruymuş. rose hip ismi dog rose'dan çıkmış zaten. ayrıca dog rose dümdüz çeviriyle köpek gülü değil, değersiz gül demekmiş. 18. ve 19. yüzyıl arasında kuduz köpek ısırmalarına karşı panzehir olarak kullanılmış. dog rose adı da hem çiçeği güle benzemesinden hem de kuduz köpek ısırmalarına karşı kullanılmasından geliyormuş. her iki isim de doğru yani.
çayının yanı sıra çekirdeklerinin toz haline getirilmesiyle elde edilen kısmı su ile karıştırılarak tüketildiğinde şiddetli ağrı kesici etkisi bulunmakta. bazı markalar bunu draje haline getirerek hap şeklinde satışa sunuyor ancak içine ekstaradan neler karıştırdıklarını bilmediğimden doğal olan her daim sağlıklıdır mottosuyla uzak duruyorum.
Bunun yanında kış mevsiminde çayı düzenli olarak tüketildiğinde soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı koruma sağlıyor. ingilizcesi ise rosehip olarak geçiyor.