nedense bir türlü hafızamda yer etmeyen tabir. bir yere bakmadan başlığını bile açamazdım.
bu meret, en basit haliyle harf çevirisidir. eserlerin orjinal ismiyle başlıkları açılırken, latin alfabesi kullanmayan yahut kullansa bile türkçede kullandığımız latin alfabesindeki harfler dışında harfleri olan her tür eser adının bu işleme tabi tutulması gerekir.
örnek vermek gerekirse: dilimizde suç ve ceza isimli eserin orjinal ismi Преступление и наказание şeklindedir. ama başlığı açılırken transliterasyonu olan prestupleniye i nakazaniye kullanılır.
kulzos'da doğru yapılmayan daha doğrusu standardı olmayan mevzu.
larden "türkçede kullandığımız latin alfabesindeki harfler dışında harfleri olan her tür eser adının bu işleme tabi tutulması gerekir" demiş, pek güzel. bu gerekçe ile, fransızca, lehçe, slovakça eserlere ait başlıklarım "türkçeleştirildi". misal fransızca'daki aksanlı e ( é ), çekçedeki (á í) gibi harfler, şekli benzerliğine bakılarak dönüştürülüyor. buraya kadar hadi neyse. sözlüğün kuralıdır.
gel gör ki, ingilizce başlıklar bu kuraldan muaf. örneğe gerek yok ama ekslik kalmasın:
(bkz: queen of new orleans)
(bkz: matrix)
(bkz: win win)
bakın bunların hepsi latin kullanan diller. bunlar içinde sade ingilizce mi kıymetli ? torpili mi hakediyor ? diğerlerine direnelim de ingilizce'nin eziciliğine mi teslim olalım?
bunların transliterasyonunun göze garip geleceğinin farkındayım, dönüştürelim demiyorum. durum buyken sözlüğün bu işin içinden çıkması çok zor. en adil çözüm latin kullandığı sürece başlıklara izin vermek, transliterasyon olmadan araması bulması zor olacaksa yönlendime kullanmaktır.