bir çorba efsanesi en büyük rakibi (bkz: ezogelin çorbasının) tersine, esnaf lokantasındaki formatı değil, evde el emeği göz nuru yapılanı, anne çorbası olanı insanı serin sulardan kızgın kumlara koşturur. hele içinde belli belirsiz süt tadını alabiliyorsam vay haline...
çeşit çeşit yapılabilir. bu yalnızca biri.
bir su bardağı mercimeği tencereye atıyoruz. üzerine de bolca su. ocağın en küçük gözüne oturtuyoruz. altı da kısılı olacak. su yavaş yavaş ısınacak, mercimekler ısındıkça şişecek. kaynamaya yakın üzerinde beyaz bir köpük birikiyor. o köpük kevgirle sıyrılıp alınacak. bütün bakliyatlarda bu işlem gazını almak için gerekli. kaynamaya başladıktan sonra bırakın, kaynasın. arada bir karıştırın. mercimekler eriyip helmelenene kadar kaynayacak o tencere.
öte yandan bir kaçarolada tereyağı kızdırılacak. içine iki kaşık un. bunun başını boş bırakmıyoruz. hemen yanıverir. unun çiğ kokusu gidip hafif pembeleşmeye başlayana kadar sürekli karıştırıyoruz. öte yanda oda sıcaklığında süt bulunacak elimizin altında. tereyağının içinde fokurdayan unlar kıvama gelince sürekli karıştırmaya devam ederek sütü ekliyoruz. hızlı karıştıracağız. top top olmayacak. muhallebi kıvamına gelene kadar süt eklemeye devam. kaynamaya başlayınca mercimeklerin üzerine ekleyeceğiz. beceremeyip topaklandırdıysanız el blenderına ihtiyaç var bu noktada.
tenceremiz kaynamaya devam ederken, minik bir kasede tuz, pul biber, kuru nane ve yarım çay kaşığı da zerdeçalı birbirine karıştırıp son olarak baharatını ekliyoruz. bir taşım kaynasın servise hazır.
öğrenci ya da bekar evinde yapılması en zor olan çorbalardan. direkt su salça ve karıştırma tekniğininin dışına çıkan bir hazırlanışı var. o da bizi aşıyor. ama dışarıda yediğimde vazgeçilmezim olmuştur hep.
korona günlerinde kendimizi mutfağa verdik. dün akşam yıllardır yemediğim bir mercimek çorbası yaptım. annem yapardı. severdim. aklıma düştü yaptım. bu bildiğimiz kırmızı mercimekle yapılan bir çorba değil. yeşil mercimek kullanıyoruz. mercimek haşlanıp süzülecek. bir kenarda dursun. öte tarafta bir baş soğanı tavla zarı doğrayıp kavuruyoruz. tercihan tereyağında, iyice kavruluyor. sonra üç kaşık un ekleyip biraz da unla birlikte kavuruyoruz. ondan sonra suyunu ekleyeceğiz. soğuk su değil de kettle da ısıttığım sıcak suyu ekledim. suyu eklerken sürekli karıştırıyoruz ki un topaklanmasın. bu karışım kıvamlıca bir çorba haline gelene kadar su ekleniyor. ondan sonra daha önce haşlayıp süzülen mercimekleri ekliyoruz. biraz da öyle kaynıyor. beş on dakika kadar. üstüne bolca nane. kara bir rengi oluyor bu çorbanın görünüşü pek iştah acıcı değil. ama lezzetli. hep aynı şeyleri yemekten sıkıldıysanız deneyebilirsiniz.
soğuk kış günlerinin kahvaltı malzemesi. yoğun nişasta deposu olması hasebiyle de enerji kaynağı olup, içinizi de ısıtır karın doyurmasının yanı sıra..
kırmızı mercimek kullanılarak yapılan ve en yaygın olan çorba çeşididir. mercimek kırmızı ama çorba gri ve yeşil duruyor, ilginç bir durum doğrusu.
kendim de sabah akşam içsem bıkmam. şimdi bambaşka bir menü şekli paylaşayım. çorbamız yeterince sıcakken bir kase alacaksınız ve küçük bir kaseye de üzüm pekmezi dökeceksiniz. aldığınız sıcak pideleri pekmeze banıp yiyeceksiniz ardından kaşık kaşık çorba alacanız. of yani! yaşadığınız yerle bağlantılı olarak sıcak pide veya lavaş, bulamasanız somun ekmeği ile idare edin.