zamanında saint joseph lisesinde okumayı çok istediğim o zamanlardan beri, bu dili bildiğimizde zengin bir kültürün parçası olacağımızın farkındayım, yani birileri söylemişti aslında. tabii ben o liseye gidemedim, fransızca da kaldı öyle. fransızcayı ingilizce üzerinden öğrenmeye başladım bu günlerde, umarım tünelin ucundaki ışığı görebilirim. (bkz: oy josephim oy, sana küstüm demedim)
Roma imparatorluğunun etkisiyle ortaya çıkmış olan bir dildir. Latince konuşan Romalıların tüm galya bölgesini fethetmesiyle bölgede yaşayan galyalıların/keltlerin dil ve kültürleri romalılarınki ile kaynaşarak zamanla yeni bir dilin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Köy köy, bölge bölge farklı konuşma tarzlarına sahip olan bu yeni dil, Fransa topraklarını düşündüğümüzde güney fransa'ya göre daha iç içe olan kuzey bölgelerdeki dil daha derli toplu bir görüntü çizmiştir.
Fransızcanın dağınıklığı derebeyliklerin de etkisiyle 1400’lü yıllara kadar devam etmiş, başlayan iç savaşlarla 1500’lü yıllarda siyasi birliğin tamamen sağlanmasıyla kuzeyde konuşulan Fransızca zoraki olarak ana dil kabul edilmiştir. Bölgenin çok sık savaş görmesi, istilalar, salgın hastalıklar, çekilen acılar vs. 16. Yüzyıl itibarıyla ve takip eden yüz yıllarda her alanda dünyaca tanınmış Fransızcayı konuşan bir sanatçı ordusunun çıkmasına yol açmıştır. Sonrası ise malum, yayılmacı politikalar ve sömürgeleştirme faaliyetleri Fransızcanın uzun bir süre İngilizceden sonra ikinci geçerli dil olmasını sağlamıştır. Belki Çince, İspanyolca, Arapça gibi dillerden daha az konuşanı vardır ama elde tutulan siyasi gücü dile çok iyi yansıttıklarını söylemek mümkün.
Fransa toprağı bin yılda Fransızcayı yarattı * diye meşhur bir laf vardır. Fransızlar bu laf ile dilin soyunun sopunun çok önemli olmadığını mı vurgulamak istediler orası tartışılır ama organize olarak tüm roman dillerinden çok farklı bir fonetiğe ulaşma çabaları takdire değer.
merciiii!! bonjooorrr!! diye diye öğrenmek istediğim dil. telafuzu o kadar hoşuma gidiyor ki anlatamam. almanca ile olan savaşım ha bitti bitecek onda sonra; gelsin fransızca, gelsin daha ne kadar kaba-zor dil varsa, hepsini bir bir öğreneceğim. ek bilgi: gramer yapısı almancadan basittir, tek sıkıntı telafuzdur.
zaten 18. yüzyılda bir değişim geçirdiyse daha önce de değişim geçirmiştir.
yüksek ihtimalle ispanyolca'da olduğu gibi, kraliyet ailesi kökenli bir değişim olması mutemeldir. yoksa büyük ihtimalle eski ispanyolca gibi italyanca'ya epey yakın bir telaffuza sahip olacaktı günümüzde de, tıpkı portekizce ve romence gibi.
öğrenimi düşünüldüğü kadar zor olmayan dildir. ingilizce bilginiz b2 ve üstü ise rahatlıkla öğrenebilirsiniz. kulağınıza başlarda yabancı gelse de en-fr arasındaki gramatikal anlamda benzerliklerden ve tur-fr arasındaki eş sesliliklerden ötürü epey ilerleme kaydedebilirsiniz zira her iki dilde de -ingilizce ve türkçe- fransızcanın epey etkisi vardır.
lingua latina'nın galya'da kullanılan avam lehçesinde (lisanı frengi'de) öyleyse, yani, o yüzden, ingilizcedeki ''so'' gibi bir tabir vardır, adı alors'tur. kardeşi donc ile neredeyse hiçbir farkı yoktur, alors daha çok cümle başlarında kullanılsa da aslında hiç fark etmez: ''j'ai mal au ventre quand je mange du chocolat alors j'ai arrêté'' ''ne zaman çikolata yesem karnım ağrıyordu o yüzden yemeyi bıraktım''
etimolojik kökeni için de şöyle bir şeyler var: avam latincesinde ''illa hora'' yani o saat, o vakit lafından gelme ''lors'' ile à edatının birleşimiyle oluşmuş. ingilizcedeki ''then'' ile köken olarak daha bağlantılı sanki.
klasik batı müziğini yakından izlemek isteyenlerin öğrenmesi gereken dil.
almanca ve İtalyanca ne kadar literatür varsa zaten Fransızca'ya da çevrildiği için Fransızca yeter diye düşünüyorum ama elbette onları da öğrenmek işe yarayabilir.
her kelimenin sonunda kusacak ğ koyulduğu için -madamğğğ- - mösyöğğğ- hiç fonetik bulmadığım ve nasıl insanların en kibar en elit dil diye düşündüklerini düşündüğüm dil.
diğer bazı latin dillerinde olduğu gibi, nesneleri erkek-dişi diye ayıran dil.
ne gerek vardı ki böyle bir strese? araba* dişi olsa ne olur, olmasa ne olur. arabaya erkek desem araba olmayacak mı? araba dişiyken lastikleri neden erkek oluyor? ya da peynir neden erkek? masa neden dişi? kim karar verdi bunlara? *
güçlü bir dildir. uzun bir dönem boyunca uluslararası ilişkilerin, resmi anlaşmaların dili olmuştur. günümüzde bu gücünü kaybetmiş olduğu halde diplomasi dilinde halen çok sayıda fransızca kökenli sözcüğe rastlamak mümkündür.