2011 tarihinde kadir topbaş'ın "istanbul'da artık trafik kilitlenmiyor" beyanı gazetelere düşmüş, haber olmuştu. zaytung bile bu kadarına cesaret edemezdi herhalde. www.cnnturk.com/...
harun erikçi isimli vatandaş, dört yıl önce kendisinden elli iki yaş büyük olan nuran erikçi ile evlenmeye karar verdi. evlendiklerinde nuran erikçi 83, harun erikçi 31 yaşındaydı.
geçtiğimiz günlerde nuran erikçi vefat etti (87 yaşındayken). nuran erikçi'nin önceden herhangi bir çocuğu olmadığı için 4 milyon dolarlık mirasın tamamı 35'lik kocasına kaldı. bu durum karşısında nuran erikçi'nin kardeşleri harun erikçi'ye dava açsa da harun bey bu konuda şöyle diyor:
"zaten duygusal bir evlilikti dersem ayıp olur. bu evlilik maddi idi, mantık evliliği idi."
birkaç gündür ortada ''gülnaz şırınga'' ve ''gülendam enjektör'' isimleri dolaşıyor.
şimdi efenim*; söylentiye göre zaytung bir haber yapıyor. (araştırdım ama haberi bulamadım.) haberde şu fotoğraf kullanılarak; devlet bahçeli'ye aşı yapan hemşireler olan gülnaz şırınga ve gülendam enjektör ismindeki iki hemşirenin, aşıyı yaparken bahçeli'nin canını acıttıkları; ülkü ocakları'ndan birkaç kişinin de bunu duymasının ardından hemşireleri darp ettiği söylenmiş. bildiğiniz zaytung tarzı dürüst, tarafsız, ahlaksız bir haber. *
işin gerçek haber kısmına gelelim: halk tv sunucularından olan özlem gürses hanımefendi bu olayı gerçek zannedip -hiç araştırıp etmeden- canlı yayında şunları söylemiş. *
daha sonra, devlet bahçeli de özlem gürses'i ti'ye alarak grup toplantısında kısaca birkaç bir şey söylemiş. (adam prompterdan okuduğu için önce ciddi zannettim ben de*)
zamanın birinde türkiye - iran sınırındaki gürbulak sınır kapısının türkiye tarafına bisikletli bir adam gelmiş. bisikletin arka tarafında da bir çuval varmış. gümrük memurlarının gözleri çuvala takılmış. çuvalı bir açmışlar ki çuval kum dolu. elle bir yoklamışlar, bakmışlar kumdan başka bir şey yok. yapacak bir şey yok deyip adamı geçirmişler iran'a.
bir gün sonra aynı adam aynı şekilde tekrar gelmiş sınıra. yine aynı çuval, arama tarama, yine hiçbir şey yok. adam her gün gelmeye devam edince gümrük memurları uyuşturucu tespit eden köpek getirtmişler. çuvalı köpeğe koklatmışlar, çuvalda uyuşturucu da yok. gümrük memurları bakmışlar bu adamla uğraşılmıyor, bir daha da doğru düzgün aramamışlar adamı.
gel zaman git zaman, adam bu işleri bırakmış. bir gün iran'a işi düşmüş. yine sınır kapısına gitmiş, bir bakmış ki aynı memurlar... selam, hoş beş derken memurlar adama sormuşlar ''yav kardeşim, onca kez kum çuvalıyla geldin geçtin bu kapıdan. sen ne kaçırıyordun iran'a?''
yeni akit'te bugün yayımlanmış "Netflix ahlaksız dizi 'Friends' ile gençleri hedef almayı amaçlıyor!" bașlıklı yazı sanırım bunlardan bir tanesidir.
özellikle "Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışan ABD merkezli dijital medya platformu Netflix, Türkiye’de abonelik fiyatlarını yüzde 50’ye varan oranda artırmasıyla abonelik iptallerinin yaşanması üzerine yeni bir pazarlamaya girdi." kısmı çok hoșuma giden yazıya linkten ulaşabilirsiniz:
link
Ülke olduğu gibi zaytung'un kendisi olmuş: Ayasofya imamı ekonomiyle ilgili konuşur, merkez bankası yeni başkanı dua eder, eski başkanı kovulduğu için teşekkür eder... Bildiğin şeriat gelmiş ülkeye.
insan kaçakçılığı yapmaya başlayan belediyeler.
doğal afet yaşanan illere çevre illerden yollanan yardım kolilerini aylarca depolayıp kendi yardımıymış gibi dağıtmaya başlayan belediyeler.
pandemi döneminde esnafa ayrılan parayı cukkalayan belediyeler.
Ticaret bakanı ve eşinin kurduğu dezenfektan üreticisi şirketin ticaret bakanlığı bünyesindeki kurumlara dezenfektan satması.
Günümüz Türkiye'sinde karşıma çıkan her haber, malum partinin her söylemi. Evde otururken bir aile bireyim aniden bana bir haber okursa ben zaytung mu diye sorarım. Şu an bulunduğumuz coğrafyada yaşamak için debelendiğimiz bu hayat başlıbaşına zaytung.