grupta yer alan şairlerin şiirlerine pazar postası adlı gazete kucak açmıştır. hatta gruba "ikinci yeni" ismi yine bu gazetede muzaffer ilhan erdost tarafından verilmiştir.
attila ilhan'ın bir akım olarak bile görmediği hareket. "daha kendi aranızda ne yaptığınız üzerine bir anlaşma yok, önüne gelen aklına eseni yazsın" diye akım mı olur? diye çıkışmıştır bunlara. ayrıca "ne dediğinizden haberiniz yok, sanki üstünü örtünce derin meseleleriniz varmış gibi geliyor, hani nerede" de demiştir. bir başka eleştirisi de, birinci maddenin sonucu olarak, şiirlerin karaktersizliği, şairlerin kendi seslerinin olmaması üzerinedir.
ben de pek sevmem ama m.f.ö.'nün "geçiniz" okumasını severim. artık mfö de sevmiyorum. olsun.
İkinci Yeni, 1950'den sonra Garip'e karşı doğmuş bir harekettir. Garip şiiri, Varlık dergisinde Orhan Veli ve iki arkadaşının bir arada yayımladıkları şiirle hemen hemen aynı anda başlayıvermişti. İkinci Yeni şiirinde böyle bir iş birliği de eş zamanlılık da söz konusu değildir.1950'lerin başlarında "Yeditepe" ve "Pazar Postası" gibi dergilerde birbirinden habersizce şiir yayımlayan şairler arasında görülen ortaklık İkinci Yeniyi ortaya çıkarmıştır.
Cemal Süreya
İlhan Berk
Edip Cansever
Ece Ayhan
Turgut Uyar
Ülkü Tamer
Sezai Karakoç
Bu edebiyat akımı ya da anlayışında adı sayılan bireyler bunu bilinçli olarak oluşturmadılar, zaten bununla ilgili bir çabaları da yoktu. "ikinci yeni" adlandırması tamamen dışarıdan yakıştırılmıştır, buna sebep olan şey ise tarz ve içerik olarak birbirlerine yakın oluşlarıydı.
Modern insanı serbest tarzda şiirlerinde yansıtmışlardır. İmgeli, kapalı, soyut, yalnızlık, iletişim problemleri gibi şehirli bireylerin iç dünyalarına dokunmuşlardır.