ayrıca tırnak bakımıyla ilgili ürünleri genelde buradan aldığım için (eskiden klasik gitar çalıyordum) "biz bir gratis'e gireceğiz sen gez istersen" diyen dişi cinsi arkadaşlarımı "ben de geleyim, törpü alacaktım zaten" şeklinde cevaplayıp boş boş "nasıl ya?!" ifadeli suratlarına bakmışımdır.
varsayalım klasik gitarla hiç ilgim alakam yok, neden bir erkeğin tırnak bakımı yapması kötü karşılanır ki kadınlar tarafından? saçma sapan insanları hayatımdan ayıklama filtrem olmuştur bu mağaza bu sebeple...
ayrıca ingilizce'de "ücretsiz" anlamına gelir bu kelime. yarın bir gün "oha bedava ürün satan bir yer" diyen bir turist girer mi acaba bu mağazadan içeri merak ediyorum.
bizim evin altında var bir tane gratis mağazası. geçtiğimiz hafta beşyüzüncü mağazalarını açmış olma bahanesiyle yüzde elli indirim yaptılar. kapının önüne yığıldı kadın milleti. temel ihtiyaç olacak bir ürün yok burada, lüzumsuz sarfiyat. tıklım tıklım dolu, kapış kapış, itiş kakış bir haller. hatta pazar günü iki saati aşan bir elektrik arızası yaşadık. mağara gibi dükkanın içinde cep telefonlarının ışıklarıyla yağmaya devam ettiler. ekonomi hagatten çok eyi galiba.
kişisel bakım ürünleri satan enteresan biri marka. neden mi enteresan? dışarıdaki kıyamet kalabalığı yüzünden. bakın içeriye hiç girmedim. ama önünde o kadar bekledim ki. gratis sırasından iki arkadaş bile edindim. hatta içeride beklediğimiz kız arkadaşlarımızı değiştirsek de hala arkadaşlığımız devam ediyor.
gratis sanırım en büyük iyiliği bizim gibi arkadaşlara yaptı. o sıralarda neler konuşuluyor bir bilseniz?
-içerden biri el sallıyor kimin kız arkadaşı arkadaş? +benim benim bırakın sallasın, para istiyodur gelir birazdan.
- bu çantanın içinde ne var abi eşek ölüsü gibi sabahtan akşama bize taşıtıyolar yok tuvaletiydi yok alışverişiydi. yeter be! +neyse sus geliyolar. - tm.