1. Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi.

    Örnek kullanım: Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. (H. E. Adıvar)
    #102633 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  2. Ön, kat, huzur.

    Örnek kullanım: İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar. (Y. Z. Ortaç)
    #102635 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  3. Bulunan yere göre önde, ileride olan.

    Örnek kullanım: Karşı evin kızları. Karşı mahalle.
    #102636 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  4. Karşıt, zıt, muhalif.

    Örnek kullanım: İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu. (M. Mungan)
    #102637 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  5. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

    Örnek kullanım: Bahçeye karşı oturmak.
    #102638 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  6. Karşılık olarak, mukabil.

    Örnek kullanım: Bir ölüm haberine karşı ben içimde bin ezinti, bin çöküntü duydum. (A. Ş. Hisar)
    #102639 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  7. İçin, hakkında.

    Örnek kullanım: Edebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl ve ne zaman başladı? (S. F. Abasıyanık)
    #102640 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  8. -e doğru.
    #102641 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim