bu kadınla in other worlds: sf and the human imagination ile ilk kez tanıştığımda öykücülüğünden habersizdim. dönüp dönüp le guin'le olan bir tartışmasına çıkıyordu sözleri. hayranlık beslediği, bu yüzden tartışmak istediği belliydi.
işin ilginci george r.r. martin ile de öyküleri değil, kurgu üzerinde yazdıklarıyla tanışmıştım. onu da le guin ile bir tartışması üzerinden bulmuştum. çember kendi üzerine kapanıyor, hermetik işler.
1939 yılında doğmuş kanadalı yazar. bilim kurgu yazarı olarak bilinir ama kendisi bu yakıştırmayı reddederek spekülatif kurgu yazarı olduğunu öne sürer. atwood'a göre bilim kurgu uzay gemileri, uzaylılar vb üzerine kuruludur ve olmayacak bir fantazyadır. kendi kurgusu ise olabilecek şeyler üzerine spekülasyondur. atwood romanlarının bir kısmı feministler tarafından sevilen ve yazarın feminist olarak tanımlanmasına yol açan romanlar. yazar feminist olarak sınıflandırılmayı da reddeder. ikisi de kadın olduğundan olsa gerek sık sık da ursula k. le guin ile kıyaslanır. le guin'in neredeyse tüm külliyatını okudum. atwood'un da hakkında bir kanaat edinecek kadar romanını okudum. daha da okurum. ikisinin tarzları çok farklı. atwood'un dili sert. kurguladığı toplumlar da distopya ağıklıklı. okurken rahatsız ediyor ve umutsuzluk aşılıyor. buna karşılık le guin kurgusunda her zaman bir ışık var. ve diyor ki bu ışık senin içinde, başarabilirsin. çözüm senin elinde. biri mücadeleci ruhu tetikliyor diğeri akıl ve düşünce ile yol açıyor. ikisi de çok sevdiğim yazarlar ama okumak için farklı farklı ruh halleri gerekiyor.