1981 tarihli camel albümü. madem şu sıralarda camel'in geyiği dönüyor... bu albümü pek kimse bilmez, gidin dinleyin. albüm, 2. dünya savaşı hala bitmedi zannedip 27 yıl filipinler'de tek başına çatışmaya devam eden ve zorla ikna edilerek ülkesine dönmesi sağlanan japon asker hiroo onoda anısına yapılmıştır.
nü, çıplak anlamına gelen kelime. kozmetik sektöründe ten rengine yakın renkleri tanımlamak için kullanılan bir renk ismi. rujlarda ve ojelerde çok çeşitli nude tonu var. neden? insanlar rengarenk de ondan.
down under natural's markasının organik saç bakım serisinin adı. vegan, doğa dostu, parabensiz, sülfatsız ve bitkisel karışımlı (bambu, nane, biberiye, okaliptüs) formülleri vardır.
gratis mağazalarında sıkça karşılaşılan marka adı yahut oje adı.
özellikle ojelerin bulunduğu reyona gittiğinizde oje şişelerinin üzerinde kocaman yazılmış nude'yi fark edersiniz. çeşit çeşit nude renkleri var. ten renginizle bütünleşecek ve tırnak yapınıza uygun istediğiniz nude rengini seçebiliyorsunuz.
ayrıca nude, çıplak ten anlamına geldiği gibi de sevgililet arasında sıkça gönderilen fotoğrafların başlığını oluşturur. tabii sadece sevgililer değil, her halükarda ilişkilerde çok görünür. gizliliği ne kadar sağlanıyor bilemiyorum. neticede sosyal medya gibi ağır ve hastalıklı, sökülüp atılamayan, silinip yok edilemeyen bir mecra var. paylaşıldı mı o zaman çık çıkabilirsen işin içinden. aman ha dikkat!
En bir müthiş radiohead parçalarından biri daha, adamların kötü yaptığı neredeyse hiç iş yok zaten.
Bu şarkıyı da fake plastic trees gibi farketmiştim. Bassline'ı ve vokaller, arkadan gelen ethereal soundlar falan çok ilgimi çekmişti tabi. Thom yorke'un inanılmaz güzel falsettosuna ve ses rengine en güzel şahit olabileceğiniz parçalardan biri bu arada.
Aslında her radiohead şarkısı gibi çok basit beste ama öyle güzel detaylar, değişimler var ki radiohead fırında ekmek yapsa onu da öyle yapar diyesim geliyor. Adamlar sound ve armoninin gücünü biliyolar, kapalı bir parçayı öyle güzel açıyorlar ki sen hayret ediyorsun.
Sözlere bakmadan ilk başta romantik bir şarkı zannetmiştim kendisini ancak yine umutsuzluğu anlatıyormuş swh (milleti üze üze kendine ev yaptın radiohead)
Abi şarkının giriş sözleri şu yani "Don't get any big ideas, they're not gonna happen. "
Daha ne olsun yani
In rainbows albümündedir bu şarkı, bir de kim neyi çalıyor görmek ve canlısına olan merakı dindirmek içindir basement versiyonunu da tavsiye ederim.
böyle bir karikatürün neden var olduğunun kanıtı olan radiohead şarkısıdır. dünya üzerinde sayısız hüzünlü şarkı vardır elbette ama radiohead şarkıları bir başka üzüyor, daha fazla üzüyor. aynı şekilde bu grup da diğer bütün gruplardan daha başka seviliyor, en azından benim tarafımdan.
normalde sizi üzen bir şarkı dinlediğiniz zaman şarkıyı dinlerken hüzünleniyor, -eğer kullanıyorsanız- bir sigara yakıp şarkıyla birlikte başka bir dünyaya geçiş yapıp şarkı bitince hayatınıza devam ediyorsunuz. radiohead şarkılarında durum böyle değil. dinledikten sonra günün geri kalanında da modunuzun ağzına sıçılıyor. "e kardeşim dinleme o zaman neden kendine bunu yapıyorsun?" sorusu çok geçerli ve yerinde bir soru ama ne yapalım çok güzeller, dinlemeden de duramıyoruz.