Devletler hukukunda ve milletlerarası ilişkilerde zaman zaman sözü geçen, İsveç'le Finlandiya arasında bulunan adalar grubudur. Baltık denizindeki stratejik durumu sebebiyle çok taraflı anlaşmalarla askerden arındırılmıştır. halkının büyük çoğunluğu isveç dilini konuşmasına rağmen, uzun çekişmelerden sonra 1921'de milletler cemiyeti tarafından Finlandiya'ya bırakılma kararı verilmiştir. Hem askersiz, hem de savaş halinde tarafsız kalması hükme bağlanmıştır.
lozan konferansı sırasında türk boğazlarının da aaland adaları gibi bir statü içinde olması ileri atılmıştır. fakat bunun türkiye tarafından devamlı olarak kabulüne imkan olamazdı. Zira türkiye savaş halinde boğazlarda tam hükümranlığını kullanacak durumdaydı. nitekim 1936 montrö sözleşmesi ile askerden arındırılma hükmü de kaldırılarak boğazlarda türk hükümranlığı kesinleşmiştir.
Kıbrıs sorununda da, İngiltere'nin adadan çekilmesi söz konusu olup, durumun birleşmiş milletlere aksetmesi üzerine, 1955'te türk görüşü olarak aaland adalarına benzer bir statü atıldı ve halkın büyük ekseriyeti rumca konuşmasına rağmen stratejik nedenlerle adanın türkiye'ye bağlanması gereği tarafımızından -ülkece- savunuldu.