bizim gibi ekonomisi ikinci, üçüncü sınıf ülkelerde, bir çok parametreye bağlı yapılması gerekirken, ağızlardan çıkan bir kaç kelimeyle oranları belirlenen ve genelde de alım gücüyle ters orantı taşıyan fiyat artırımı. beyaz eşya ve küçük ev aletleri sektöründen örnek vermek gerekirse, dolar, euro, o, bu, şu, ve olağan zamlarla birlikte, 2 senede yüzde %245 oranında yükselme var. peki ya asgari ücret ? çok artmadı ama olsun!
en son geçen ay doğalgaza %10, elektriğe de %15 civarı zam gelmişti. zam birim tüketim miktarına geldiği için ne kadar çok kullanırsanız, o kadar korkunçlaşıyordu faturalar. 1 yıl içinde en az 7-8 ay tam 35 lira elektrik faturası öderken, 3 gün önceki faturada 62 lirayı görünce "evde kaçak mı var acaba?" demiştim. kaçağın sebebinin devlet olduğunu unutmuşum tabii. sanırım kışa kadar aynı miktar tüketime 100 lira civarı ödemek mümkün olacak(!). kışın elektrikli ısıtıcılarla ya da doğalgazla ısınan ve üç kuruş maaş alan insanlar 700-800 lira fatura ödeyecek. kışa kadar 1, yılbaşında da 1 zam bekliyorum ben.
1990-1997 arasında enflasyon, zam ve dolar her yıl %100’den fazla artıyordu. Buna rağmen ekonomik daralma, iflas bildirimleri ve refah düzeyindeki düşüşler günümüzdeki kadar sık ve şiddetli karşılaşılan bir durum değildi.
Cidden ekonomiden çok fazla anlayan biri değilim ama bu alanla ilgili tecrübesi olan yazarımız veya daha önce yazılmış bir girdimiz varsa; bilen birileri varsa rica etsek bunun sebeplerinin neler olduğu konusunda buraları yeşillendirebilirler mi acaba?
Yaklaşık 3 aydır üzerinde çalıştığım bir proje için fizibilite çalışmaları yapıyorduk ve açıklanacak elektrik zammını bekliyorduk.
En az %57, en fazla %87 hesaplanmıştık.
Hane halkına bir ihtimal yansıtılan ve enflasyon hesaplarında kullanılacak olan oran %50 oldu.
Fakat ilgilendiğimiz kısım olan tarımsal sulama elektriğine %94.8 zam geldi.
Tarlalarda su yok, kuyulardan su çıkmıyor zaten.
Bir çiftçi için 2022 yılında tarlaya bir şey ekmek risk. Çünkü yüksek fiyattan satılmaması için baskı gelecek. Ürünlerin toplama maliyeti bile satış maliyetini geçecek.
Çiftçi olsam bu sene sadece kendi yiyeceğimi ederdim. Riske girmeye gerek yok.
Yani şuraya bağlayayım.
2022 yılında yiyecek yok. Salgını falan bilmem ama kıtlık geldi.
Tanım: etkisi zincirleme olarak ekonominin tamamına yayılan ve eşik değerleri aştığında yap / yapma kararını etkileyen fiyat artışı oranı
dün yoksul halk "2 dilim ekmek kızartalım, 250 gram kestane pişirelim, 2-3 duble de bi' şeyler içeriz" derken 2022 için saplanmaya başlanan silsilelerden bir demet. hatta 2 gün önceden başladı. biz "eve ne alabiliriz şu kadar parayla" diye düşünürken, iktidar "hazineyi nasıl doldururuz, ki sonradan 128 milyar dolaresi buhar ettiğimiz gibi, bunu da boşaltabiliriz"i düşünmüş. aşağıya haber linklerini döşüyorum:
yukarıdaki zamların hiçbiri enflasyon verisi olarak işlenmeyecek, bu da burada dursun. patates bile verilerdeki bir kalem değil ki, doğalgaz olsun. ya adamlar yeni yılın ilk 8 dakikası içinde zam yapıyorlar, biz de evde ağzımızda düdük, kafamızda kukuleta, elimizde bi' duble bi' şey eş dostla goy goy yapıyoruz. böyle düzenin orta yerine sıçayım.
Yüzde 3 olur 5 olur, ne bileyim 6 olur zam dersin. Ancak türkiyedeki gibi fiyat artışı oranı %125 falan oluyorsa onun adı zam olmaz, fiyat artışı olmaz hele güncelleme hiç olmaz başka bir şey olur. Ya adamlar o kadar ustalaşmış ki konuda, köprü geçişine zam yaparken ücreti ikiye bölüp zama bile zam yapmış, iki kere sikmiş bizi.
fiyatların belirli ekonomik kriterler, belirli ekonomik kararlar vs. sonucu yükselmesi.
insanların, zamlar karşısında "bugün" verdikleri tepkiyi gereksiz buluyorum. zamlarla mücadelenin en kolay formülünü söylüyorum: almayın.
yani, maaşınıza zam gelirse onu elbette alın ama para verip alacağınız bir ürünün fiyatı arttıysa almayın.
işte, hangi ürünü alıp hangi ürünü almayacağınıza karar vermek geliyor sırada. o da basit.
çok kısa bi if döngüsü döndürüyorsun (yazılımdan anlıyormuşum gibi çek pampa)
- almayınca ölür müsün? - evet. - o zaman al.
-almayınca ölür müsün? - hayır - o zaman alma.
bu basit sorgulama sayesinde ayde 18 ekmek ile geçinebiliyorum. arada kendimi şımartıp 2-3 zeytin, bir kaç dilim peynir aldığım da oldu tabii. hiç de vicdan azabı çekmedim: "durumumuz var alıyoruz kardeşim" ekmek de mi alamıyorsunuz? o zaman: (bkz: fakirler ölsün)
türkiye tekel bayileri platformu başkanının açıkladığına göre, bu hafta bitmeden alkole %15-20 arasında geleceği ayyuka çıkmış olan hede. ayrıca sigaraya zam gelme olasılığı da yüksekmiş.
elalem münih'te 75 cent 'e marketten efes alabilirken, biz burada 35 liraya zor alıcaz. bak, sen üretiyorsun bunu, sen. bunun halâ dolarla, benzinle, savaşla falan ilgili olduğunu iddia edenleri tokatlayarak uyandırmak lazım. lan, dolar cinsinden bile 75 cent etmiyor bizdeki bakkal fiyatı. 1 sene içinde alkole yapılan 6. zam olacak bu. %20, %40 derken yıllık bazda alkole gelen zam %100'e yakın. ötv'si 2 ay önce daha da artırılan alkollü içkileri düşünmeden alabilen kesim artık zenginler olacak.
dün gece yarısı yapılan açıklama ile birlikte elektrik ve doğal gaz kullanımının birim fiyatlarında hayvani artışa neden olan hede. keşke dün alkolden bahsetmeseymişim. bu zamlarda katkım olmuş gibi hissettim.
elektrikteki açıklama gayet net: mesken ve tarımsal kullanımda %20, küçük iş yerleri ve kamu için %30, fabrikalar için %50 zam. ama botaş'ın açıklaması korkunç. bütün kalemlerdeki zammı "ortalama" çerçevesi içine almış. meskende %20,4 (ama %25 diyor çoğu kişi), küçük ve orta ölçekli esnaf için %47,6 (%55 diyor çoğu kişi), sanayide %50,8 (%55 deniyor), elektrik üreten santrallerde %49,5 (%60 deniyor) zam yapılmış. sanırım bir sonraki faturalandırma dönemi ile ağustos birim fiyatı karşılaştırması yaptığımızda gerçek zam oranını öğrenebileceğiz. bu haliyle "ortalama zam" kısmının hiçbir geçerliliği yok. ortalama yerine "en az" deselermiş, o zaman kazığın ucunun daha da sivri olduğunu anlardık en azından.
hem kıştan önce hem de ağustos'un son günü böyle bir zam tufanı üretmenin 2 nedeni var: 1- ağustos enflasyon verilerine bu zamların dahil olmaması için çakallık yapmak. 2- 2022'nin son çeyreğinde hiçbir ekonomik tedbirin enflasyonu dizginlemeyi bırakın, sabitleyemeyeceğinin farkında olmak. özellikle ilk neden çok acemice. zaten tüik enflasyon oranlarını yarı yarıya perdeleyerek açıklıyor ama buna rağmen gene de böyle katakullilere ihtiyaç duyan bir devletten söz edebiliriz. ikinci neden ise, görünen köyün deliler gibi yandığını cümle aleme açıklamaktan başka bi' boka yaramıyor.
özellikle sanayide kullanılan doğal gaza gelen %50 zam, toplu üretimdeki her şeyin fiyatını artıracak. tekstilden oyuncağa, camdan plastiğe, kağıttan ham maddeye her şey uçacak, 2022'nin son 4 ayında değil de, ilk 4 ayındaymışız gibi olacak. hatırlarsanız, 2021 biterken dövizin hızını durdurmak için günlerce bekleyenler, "2022'de her şey daha iyi olacak" falan diyordu. ilk 4 ayda fiyatı %100'den az artmayan hiçbir şey kalmamıştı (bira fiyatlarına baktım. 2021 aralık ayında tuborg %100 malt 50 cl 17-18 lira bandındaymış. yazın gelen zammı görmezden gelince bile fiyatı en az %70 civarında artmış oluyor. aynı şeyi ekmek ve tabii ki süt için de söyleyebiliriz). önümüzdeki 4 ay ve sonrasındaki "kara kış" bütün "zaruri" harcama kalemlerinde en az bu oranda bir artış olacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok.
bu zamlara sadece sosyal medyada ses çıkarıp oturduğu yerde oturmaya devam eden, "seçimi bekleyin" kırbacından ötürü sessiz kalmayı tercih eden türk halkına iyi uykular.
Anadolu'da kimsenin umrunda olmayan kavramdır. Kendi oturduğum bölge adına konuşayım turşuyu kavururlar, ormandan odunu keserler, belediyeden aldıkları ucuz kömürü de yakarlar otururlar.
Sonra belediyeden, kaymakamlıktan veyahut valilikten aldıkları yardımlarla elhamdülillah geçinirler içerdeki ve dışardaki düşmanları kudurturlar.
Veya belediye-memurluk ikisinden birine torpille çocuk sokmuşlardır ses çıkarmazlar.
Karı-koca tekstile girmiştir 2 maaş alırlar öyle alkoldür, tatildir, sanattır, devlet aygıtının işleyişidir işleri olmadığı için onlara yeter elhamdülillah.
Doğu, kuzey ve iç bölgeler elden geçmeden sosyokültürel olarak daha gelişmiş şehirlerde yaşayanlar bundan sonra rahat yaşayamaz.
Çünkü diğer bölgelerdeki cahillik dize getirilmeden bu durumdan kurtuluş mümkün değil bu cahilliği dizginleyecek ne kurum ne kanun ne de bürokrasi kalmadı artık.
Doğru teşhis koyulmadan her sene daha kötüye gidecektir her şey.
artık o kadar çok zam yapılıyor ki takip edemiyorum. kemal sunal'ın başrolünü oynadığı orta direk şaban filmini yaşıyor gibi hissediyorum kendimi. böyle olmama çok az kaldı.
1 yıldır başlığına uğrayanın olmadığı hede. son 1 yılda nelere ne kadar zam yemişiz ve sindirmişiz; onları yazayım:
- çay: son 3 ayda %88 zam yedi, 150 liranın altında 1 kilo çay alamıyorsun. tüik ise "çay ve diğer demlendirilen içecek çeşitleri" kısmındaki yıllık artışı %54,61 olarak açıklamış, yersen(!). (haber linki )
- aidatlar: 1 yıl içinde %40-%170 arasında zam yemiş. özellikle istanbul'daki aidat ortalaması aylık 600 lira civarında (haber linki ).
- kırtasiye: ortalama bir okul çantası 1200 lira. yıllık zam oranı %40-%75 arasında (haber linki ).
- vakıf üniversiteleri: kayıt ücretleri %300 artmıştı. protestolar haberlere bile yansıyınca sonra bunu %75 civarına çekmişler (haber linki ).
- köprü geçiş ücretleri: geçen yıla göre %123 zamlanmıştır (liste halinde burada var hepsi)
- et: kırmızı et %114, tavuk eti %70 civarı, balık en az %100 (hamsi, çipura, kalkan, istavrit hariç).
- akaryakıt: bu yılın şubat ayında 21 lira olan benzinin litresi, yarınki zamla birlikte 40 lirayı aşacak (henüz 7 aylık zam oranı neredeyse %100). hatta seçimden sonra düştüğü haliyle orantılayınca %100'den bile fazla zam oluyor 4 ay içinde (son zammın haber linki ).
- unlu mamüller: ekmek ve simit yıl içinde %100'e yakın zamlandı. simit 10, ekmek 7 liradan satılıyor izmir'de (yarım/çeyrek simit ).
bezdim. şu köşe yazısını da ağustos ayı tüik enflasyon açıklaması üzerinden değerlendirebilirsiniz, ben şiştim.
edit: bunu yazmazsam olmazdı: vergi, harç ve cezalara henüz 8 ayda %123 zam geldi. haber linki burada .
önemli edit: gelir idaresi başkanlığı, son tebliğ taslağı insanların aklını karıştırdığı için 1 saat kadar önce detaylı bi' açıklama yapmış: okuyun . buna göre, zaten lokantalardaki %10, birahane ve publardaki %20 oranı sabit kalmış oluyor. lokanta olup market gibi gıda maddesi sattığını öne sürerek %1 kdv ödeyenlerin canlarını yakmak istedikleri için böyle bir tebliğ hazırlamışlar. ben gene de "ateş olmayan yerden duman çıkmaz" diyorum ve bi' cumhurbaşkanlığı khk'sına bakan bi' artış beklememiz gerektiğini düşünüyorum. bu hükümete bağlı hiçbir organ önce zam algısı yaratıp "zam falan yok" demesine rağmen zammı dayamaktan kaçınmadı. "gene aynısı olur"'un oranı benim kitabımda 1,02. aşağıda yazdıklarım da o zamanda geçerli olmak üzere dondurulmuş olsun. haber verdiği için @tematik seviselim mi'ye tekrar teşekkürler. üst edit de iyi oluyormuş, daha sık kullanmak lazım.
ülkede haber okuyan, okuduğunu da doğru anlayan 100 bin kişi falan kaldığımız için özetleyeyim:
- %8 kdv %10',a %18 kdv %20'ye çıkacak (doğrudan kopyala: "kahvehane, kafeterya, pastane, hazır yemek şirketleri dahil lokantalarda kdv oranı yüzde 8’den yüzde 10’a çıkacak. bu işletmelerde alkollü içecekler için uygulanan yüzde 18 kdv oranı da yüzde 20’ye çıkartılacak").
- pub ve birahanelerdeki kdv de %18'den %20'ye çıkıyor.
- tebliğ taslağında 3 örnekle açıklama yapmışlar. alkolün a'sını bırakın, birahane ve pub adı bile geçmiyor örneklerde. şezlong, tost falan yazmışlar, şaka gibi. buradan da "yazın yazlık yerlerdeki fiyatlar daha da uçacak" anlamını bulmak mümkün.
%2'lik farka çok takılmıyor olabilirsiniz ama esnaf bu %2'yi katlanarak %5 olarak ödeyecek çoğu kaleminde. müşteriye yansımasının %10'dan aşağı olacağını sanmıyorum bunun. ekmeği fırından değil pastaneden alıyorsanız, 1 lira fazla verdiğinizde şaşırmayın. poğaça, açma gibi şeyleri sürekli tüketiyorsanız, artık cebinizi yakacak. 20 liradan ucuz bulamıyorum ben bunları mesela. artık 25 lira olur doğrudan. yeni nesil kahveciler yılbaşından önce ve seçimden önce olmak üzere 2 kere kallavi zam yapmışlardı. henüz yılın yarısı geçmeden bi' zam daha yapmak zorunda kalacaklar. 100 liraya içtiğiniz kahve en az 125 lira falan olur. dışarıdan pasta alabilen kaldıysa, onların çok etkileneceğini sanmıyorum çünkü 1000 liraya pasta alabilen ve bunu düşünmeyen insan 1500 lira da verir, sorun etmez. öğle aralarında sulu yemek yeri arıyor ve buralarda sık sık yiyorsanız, fiyatlarının en az %15 falan arttığını görüp adamlara küfretmeyin. çorbacılar da fiyat artırır şimdi ya. 100 liradan aşağı düzgün mercimek içemiyordum. 125 lirayı çıta olarak almak gerekecek.
nesli tükenmekte olan publar için durum daha da zorlaşacak. satış marjı 75-300 lira arasında olan bira ("bira lan bu, bira!"), publarda 100-400 lira bandına yükselecek. 100 liraya tüm gün bira satan güzel yerler halâ var. 150 liraya çekerler alt sınırı herhalde. üst sınırda da uçarlar ki artık "abeci gelip oturamasın, biz bize içelim, zaten batıyoruz" derler.