yunan mitolojisinde eos olarak geçen şafak tanrıçasının roma mitolojisinde aldığı isim aurora. isaac asimov'un romanlarında geçen bir gezegen ismi ayrıca. yazar, doğrudan şafak tanrıçasından esinlenerek insanların dünya dışında yerleştikleri ilk gezegene bu ismi vermiş.
Isaac Asimov'un robot serisinde konu edilen gezegen. Arz'da (şimdiki dünya) yıldızlararası seyahatin bulunmasından sonra keşfedilen ve yerleşilen ilk gezegen. Böylece de dış dünyaların en gelişmişi.
Nüfusu 200 milyon ve dünyadan yer ölçümü olarak %10 daha küçük. Bu yüzden de nüfus sorunu yok ve kaynaklar tüm insanlara bol bol yetmekte. Kaynak üretimi robotlar ile sağlandığı için kalitesi yüksek ve bol.
Geleneksel hastalıklar tedavi edildiği ve geleneksel virüslerden kurtulduğu için insan ömrü bir hayli uzun. 200'ündeki bir insana orta yaşlı gözüyle bakılıyor. Ama bunun dezavantajı da insan hayatının gereğinden fazla değerli olması. Hiçbir insan hayatını riske atacak hiçbir şey yapmak istemiyor. Bu yüzden cinayet gibi suçlar hiç görülmemiş.
Cinsellik dünyada olduğu gibi bir tabu değil aksine, çok rahat. Tek eşli olmak gariplik olarak algılanıyor.
Elijah baley bir rapor yazsaydı sanırım aurora hakkında, buna benzer olurdu *
tam adı aurora aksnes olan, viking asıllı iskandinav şarkıcı. çocukken ormanlarda oyun oynayıp kaybolduğunda kendi kendine şarkılar yazarmış, ilk bütünlüklü şarkısını onlu yaşlarında bestelemiş. pomme ile birbirlerinin fransız ve iskandinav versiyonları gibiler ama aurora'nın vikinglikten gelen bir vahşiliği de var. frozen'ın devam filminde elsa'yı derinliklere çağıran sese kendisi hayat vermişti, into the unknown'un uğultuları kendisinindir. sesi, ilk çıktığı yıllarda çok daha ergen ve ürkek duyuluyordu, yaşı ilerledikçe sesi tam olarak oturdu, o vahşi ve eğitimsiz, incecik ama güçlü sesin yerini giderek çok daha kendinden emin, sağlam ve yumuşak bir ses aldı, bu geçişe tanıklık etmekten çok memnunum. bir orman perisi gibidir kendisi, hatta tam olarak auri'nin hayata gelmiş halidir.