ünlü romancı ahmet altan, son yıllarda yazdığı üç dini havalı yazı nedeniyle zaman gazetesinin gündemine girdi. gazetenin altan'la bugün yayınlanan röportajında ünlü romancının dinle, işlamla ilişkisi uzun uzun konuşuldu. "hoşgörü" kelimesinin, okuyucudaki şiddet eğilimini patlatacak kadar çok geçtiği röportajda, ahmet altan'ın ilginç bir hayali de ortaya çıktı: altan, cami cemaatine vaaz vermek istiyor. altan, bayram sabahı süleymaniye'de vaz vermesi teklifini de memnuniyetle kabul ediyor.
işte, ahmet altan'la yapılan uzun röportaj ve altan'ı zaman'ın gündemine sokan üç yazısı...
dindar bir adam olmak isterdim
--- röportaj: sevinç özarslan - zaman---
altan, sürpriz yazıları için "ben birdenbire hidayete ermedim." diyor. aslında dindar olmayı çok istediğini söyleyen altan, allah sevgisini, merhametini, şefkatini, oruçlu olmanın keyfini, sahurları ve iftarların güzelliğini anlatırken bir din adamı görünümüne bürünüyor. "inanıyor muyum... hayır. inanmıyor muyum... hayır." diyen altan, ben o'nun biraz şımarık kuluyum galiba. niyetimi o biliyor. meseleleri, kendi aramızda çözeceğimizi düşünüyorum. o bence şefkatlidir. merhametlidir. eğer derse ki, "seni cezalandıracağım" yapacak bir şey yok... şeklinde konuşuyor. ahmet altan, dindarlara cesur olmadıkları, seslerini çıkarmadıkları, ini insanlara hoşgörü ile değil de korkutarak anlatmaya çalıştıkları için sitem ediyor.
- bayram namazına hiç gittiniz mi?
evet gittim, çocukken. 10-11 yaşındaydım. ben ibadeti sevdim doğrusunu istersen. eğer bu kadar hiddetle beni korkutmasalardı, belki de orada kalırdım. dini, sevgiyle ve hoşgörü ile herkese anlatmak isterdim. hâlâ camiye gidiyorum, bu sene kadir gecesi'nde sultanahmet camii'ndeydim.
- ne yaptınız? teravih namazına mı gittiniz?
teravihten sonra ziyarete gittim. yahudi bir arkadaşımı götürdüm.
- niye özellikle kadir gecesi?
kadir gecesi'nde istanbul'u hiç dolaşmamıştım. bu, hep istediğim bir şeydi. camilerin kapısından insanlar taşıyordu.
- çok şaşırmıştır sizi görenler...
evet. beni tanıdılar ve orada gördükleri için çok şaşırdılar. namaz kılmıyorum; ama o atmosferi seviyorum. bütün ibadethaneler, 'hayattaki hiçbir şey o kadar önemli değil. sen de önemli değilsin. çok daha önemlileri var. dünyanın merkezi değilsin.' der aslında.
- insanların sizi camide görmesinden rahatsız oldunuz mu?
yok, şaşırmaları hoşuma gidiyor. bak, bir dinsiz yola gelmiş diyorlar. işte gerçek dindarlık bu. tamamen allah adına seviniyorlar. hiç, kişisel çıkarları yok. samimiler.
- bir yılda okurlarınız için sürpriz iki yazı yazdınız. ikisi de ramazan bayramı'nda yayınlandı. size bu yazıları kim yazdırdı?
daha önce de "ey kavmim" diye bir yazı yazdım. bazı camilerde okunmuştu bu yazı. benim yeni bulduğum fikirler değil bunlar. ben birdenbire hidayete ermedim.
- ama bu iki yazıdaki hisleriniz daha farklı...
öyle bir yazı yazabilmekten büyük zevk alıyorum. benim bir allah ve din fikrim var. inancımın olmaması, bu fikirlerin olmadığı anlamına gelmez.
- yazıdan çok duayı andırıyordu...
dua bilirim; ama dua etmem. çok sıkıştığımda konuşurum. aslında dindar olmak isterdim. eğer inansaydım kendi inancını hem yaşayan hem de anlatan bir adam olurdum. inançlı bir adam değilim; ama bir dindar sesle konuşmaktan hoşlanıyorum.
- bu, bir çelişki değil mi?
evet çelişki. sadece ibadet değildir din, bir özdür, en azından benim inancım için. başka insanların hakkını yememek, hakkından fazlasını istememek, tevazu, tevekkül, bunlar dinin temelini oluşturur. ben allah'ın yarattıklarına karşı elimden geldiğince ve mümkün olduğunca hak gözeten bir adam olmaya uğraşıyorum. eğer mümkün olsaydı her hafta o tonda yazı yazmak isterdim. kalabalıkların karşısına çıkıp öyle konuşmak isterdim.
- allah bilir siz vaaz da vermek istersiniz?...
evet, isterim.
yarın bayram. süleymaniye'de bu bayram sabahında vaaz vermek ister miydiniz?
hiç fena fikir değil.
- vaazın konusu ne olurdu?
dinin bir özü olduğunu, kulun kula emanet edildiğini ve birbirine haksızlık yaparsan, bunun onu yaratan'a da bir kötülük olduğunu anlatmak isterdim. özden, insandan, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinden, hoşgörüden, tevazudan bahsetmek isterdim. dokuz yaşındaki bir çocuğun ırzına geçildi, sesinizi niye çıkarmıyorsunuz demek isterdim.
- hiç vaaz dinlediniz mi?
çocukken dinledim. sevdiğim dindar arkadaşlarım vardı. gençliğimde gerçekten inanmış insanlarla beraber oldum. çünkü tamamen hoşgörü üzerinden bir ilişkileri vardı ve ben dindarlığı öyle sevdim. büyükdedem şeyhti. arkanda duran yazılar bizim tekkeden çıkan yazılar. rıfai'ydi dedem. unkapanı'ndaki tekkede. kapanmasaydı şeyh olmak isterdim orada. dalga dalga ailenin içine giren bir din unsuru vardı. ben inancın ne olduğunu bilerek büyüdüm. inançlı insanları gördüm, inançsızları da...
- neden inançsız olmayı tercih ettiniz?
çok şaşıracaksın; ama gördüğüm inançsızlar çok daha hoşgörülüydü.
- allah "ben kırık kalplerleyim." diyor. sizin bu anlatmak istediklerinizle allah'ın sözü aynı zeminde birleşiyor. ayrılık nerede?
belki ayrılmamışızdır. ben kuşkucu bir adamım. bir tür, o'nun şımarık kulu olduğumu düşünüyorum. eğer sen iyi bir çocuksan baban yaramazlıklarını affeder. allah ile olan ilişkimiz biraz öyle. ben böyle bir allah'ı seviyorum.
- inanan bir insan gibi yaşamayı denediniz mi?
hayır. bunu hiçbir zaman yapmayacağım. bunu yaparsam sahtekarlık olur. genellikle insanlar yaşlanınca ölümden korkarlar ve birdenbire değişirler. bu bana kendi açımdan ayıp gelir. nasıl yaşadıysam bu hayatı öyle kapatmak istiyorum. o'nun yarattıklarına iyi davrandığım sürece o'nunla ilişkim iyidir. biri gelip bana, sen kendini kandırıyorsun diyebilir. olabilir. onun allah fikri ile benim allah fikrim birbirine benzemeyebilir. çok mu inançlıyım? hayır. tümden mi reddediyorum? hayır. ibadet edecek miyim? hayır. dini bir hayat sürecek miyim? hayır. din fikrini seviyor muyum? evet. dindarları seviyor muyum? gerçek bir dindarı severim. dindarlığı gerçek olmadığına inandığım insanlardan hiç hoşlanmam.
- nasıl bir inanç bu?
benim allah'ım, yarattıklarını seven bir allah. ilk amacı korkutmak ya da cezalandırmak değil. bana dini, cehennemden girerek anlatmaya başladıklarında bu benim kafamdaki allah'la örtüşmedi. bu, bana çok haşin geldi. son zamanlarda müslümanlık hep haşin yanıyla ortaya çıkıyor. dinin bir sevgi yanı da var.
.........
zaman gazetesi/cumartesi eki
--
spoiler --