1. yerlisi, 'da okulunu kurmuş düşünür.

    o zamanlar le uğraşı içerisinde olmak insanı bir düşüncenin içerisine sokuyordu. , doğa düşünürleri arasında bir tür sihir gibiydi, çünkü matematik doğayı bir şekilde betimlese de doğada gözlemlenemeyen bir şeydi. döneminin çevresi, son derece mistik olan ya ya (bkz: ) geleneklerinden geldiği için pythagoras'ın bu mistik yolu tercih etmesi kaçınılmazdı diyebiliriz.

    adında bir yurttaşın oğludur, kimilerine göre ise tanrı 'un oğlu olduğu düşünülür (ama birinci seçenek aklı yerinde birisi için daha olasıdır).

    okulu (ya da tarikatı mı desem, bilemedim) nü benimsemektedir, tarikatında baklagillerin yenmesi yasaklanmıştır (tamam, tarikat diyorum). 'in adlı eserinde pythagoras'ın kurduğu bu tarikatın bazı kuralları şöyledir:

    - baklagillerden kaçınmak
    - yere düşeni kaldırmamak
    - beyaz horoza dokunmamak,
    - ekmeği bozmamak
    - bir çubuğun üzerinden geçmemek
    - ateşi demirle karıştırmamak
    - bütün bir ekmekten yememek
    - bir çelengi yolmamak
    - dörtlü bir ölçünün (örneğin dörtgen bir oturak) üzerinde oturmamak
    - sakatatlarda yüreği tüketmemek
    - anayolları tercih etmemek
    - kırlangıçların bina çatılarına yerleşmesine izin vermemek
    - çömlek ateşten alınınca külde izini bırakmamak (dolayısıyla iş bittikten sonra külleri karıştırmak bir gelenekti. pythagoras'ın takipçilerini ayırt etmenin bir yolu buydu.)
    - bir ışığın yanında aynaya bakmamak
    - yataktan kalkınca vücut izlerini bozmak

    bütün şeylerin sayı olduğunu belirtir. matematik ve yi birleştirme çabalarına girişmiştir. görünür dünyanın, yani algıların aldatıcı olduğunu düşünmesi sebebiyle 'a ilham kaynağı olmuştur. ruhun doğa içerisinde dönüşümde olduğunu düşünür, canlı her şeyi akraba saymak gerektiğini düşünür. bu sebepten dolayı hayvanlara vaaz verdiği de söylenir.

    (bkz: )
    (bkz: )
    #59128 skeptix | 7 yıl önce
    0filozof 
  2. sözlükte neden ingilizce söylenişini ve daha önemlisi transliterasyonunu kullandığımızı anlamıyorum.

    grekçe bilen varsa, adının tam okunuşunun türk alfabesi ile trasliterasyonunu bildirsin onu kullanalım. Daha da doğrusu, gibi yerelleşmiş, yüzyıllardır (bin) kültür içinde hakkında eserler verilmiş bir adı varken, onu kullanmalıyız.
    ,
    bir grek filozofunun başlığını ingilizce yazıma yönlendirmek ne alaka ?

    #59143 son kurtadam | 7 yıl önce
    2filozof 
  3. pisagor'un hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir. kendisine ait hiçbir yazılı metin bırakmamıştır.
    gençken çok seyahat etmiş, büyük olasılıkla nda çalışmış ve ilmin merkezi olan 'ı ziyaret etmiştir. 40'lı yaşlardayken italya'nın güneyinde, 'da 300 kişilik bir topluluk kurmuştur. bu topluluk mistik ve akademik çalışmalar karışımı üzerinde çalışmıştır. topluluğun yapısına rağmen liderin pisagor olduğu çok açıktır. 60 yaşındayken genç bir kızla ile evlenmiştir.
    pisagorcu tapınıma karşı giderek büyüyen düşmanlık onu sonunda croton'u terk etmeye zorlamış, yine italya'nın güneyinde bulunan 'a kaçmış ve kısa süre sonra orada ölmüştür.
    topluluğu da mö 4.yüzyılın sonunda yok olmuştur.

    ''sayılar biçimlerin ve fikirlerin hükümdarıdır'' -pisagor
    #93126 zeytin | 7 yıl önce
    2filozof 
  4. pisagoɾ, yunanistan'daki sisam adası'nda doğmuş. ilk eğitimini doğduğu adada almış, daha sonɾalaɾı, ticaɾet için, babasıyla, faɾklı şehiɾleɾe gitmiş.

    "bir dik üçgende, dik kenarların uzunluklarının kareleri toplamı hipotenüsün karesine eşittir" bağıtısının arkasındaki bu adam sadece bir matematikçiden ibaret değildi. pisagor, cennetten gönderildiğini düşünen, takipçilerinin gözünde ulu bir liderdi de. pisagorcular için, matematik bir dini tecrübeydi ve bazı denklemler, halka göre ilahi sırlardan oluşuyordu.

    dünya'nın yuvarlak olduğunu iddia eden ilk bilim insanıdır. akşam ve sabah yıldızı olarak adlandırılan yıldızların da venüs gezegeni olduğunu da keşfeder.

    kaşif,kahin ve bilim adamı gibi ünvanlara sahip olan pisagor, croton kentinde kısa sürede ünlü biri haline gelir ve kendi okulunu kurarak 300 öğrenci toplar. bu okulda bilimsel ve dinsel öğretiler yer alıyordu ve okulda iki farklı grup vardı. kendilerini “matematikoi” adını vermiş üst düzey kişilerden oluşan bir grup olarak görürlerdi. geri kalanlara akousmatikoi denirdi.

    pisagor, matematikoilerle bizzat görüşür ve teoremlerini onlara ayrıntılı olarak açıklardı. diğer insanlar ve takipçileri pisagor'un yüzünü göremezdi. onlarla perde arkasından konuşurdu.

    görünen o ki pisagor tarikat kurmuş. dönemimizde de varlığını sürdürdüğü iddia edilen tarikat üyleri şuna inanır: tarikatın kurucusu pisagor ölümsüzdür ve belli zaman aralıklarıyla doğar. yani tibet'in ruhani lideri dalai lama gibi çeşitli hesaplarla yeniden doğumları ve bedenleşmeleri takip edilir.

    eğer bilerek farklı bir karakter sunmuyorsa bir pisagor tarikatı üyesini nasıl tanıyabiliriz:
    - et yemedikleri,
    - bakla yemedikleri,
    - beyaz horoza dokunmadıkları,
    - ana yollarda mecbur olmadıkça dolaşmadıkları,
    - dörtlük esasına dayanan bir ölçüye yapılmış cisimlerin üzerinde oturmadıkları da iddialar arasında...

    insanoğlu var olduğundan beri din ve inançlar her daim toplumda yönetim aracı olarak kullanılmış. halen de inancın temelini kavrayamayan, düşüncelerinde özgünleşemeyen, özgürleşemeyen insanlar yönetilmeye mahkum olacaktır.
    #129501 esinti | 6 yıl önce
    2bilim insanı 
  5. "senin yüzünden neredeyse inancımdan dönüp 'a katılasım geliyor"

    (bkz: )
    #59113 ursula | 7 yıl önce
    0filozof 
  6. gezegenlerin yörüngelerinin mükemmel çemberler olması gerektiğini savunan matematikçi.

    da "pythagoras söylüyorsa doğrudur" deyip hiç yörünge hesabına girmemiş. 'e kadar da gezegenlerin yörüngeleinin çember şeklinde olduğu kabul görmüş.
    0bilim insanı, filozof