1. Deli kuş bilir misin nedir
    türküler kadar sevdalanmak
    duyabilmek yüreğinde
    bir depremin uğultusunu

    suya düşen bir karanfilse yüreğin
    bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm
    vursun seni o taştan bu taşa
    o çağlayandan bu çağlayana

    Kavgadan uzak kalmışsan
    sevdadan da uzaksın demektir
    devinmez yüreğinin mağması
    çatlamaz sabrın kara taşı

    #84363 morgase | 7 yıl önce
    0anket 
  2. geçen yıl bugün yani 1 temmuz 2019'da, henüz ömrünün baharında olan polis bir ağabeyim doğu'ya atanmadan önce kullandığı izninde denizde yaşamını yitirdi. tüm aile diken üstünde doğu'da nereye gidecek telaşındayken 1 temmuz akşamı gelen haber yıktı geçti hepimizi. zor mu zor bir hayat geçirmişti bu abimiz, genç yaşta annesini kaybetti, ne zorluklarla okudu hepimiz şahidiz. çakı gibi bir çevik kuvvet polisiydi. ne desem boş... Allah rahmet eylesin... bu geceye sefa ağabeyimin babasının oğlu anısına yazdığı şiiri bırakacağım...

    oğul
    temmuzun bir'inde gün erken karardı
    bahçedeki güller ansızın soldu sarardı
    her gün akşam kuzum babasını arardı
    yatsılar okundu sesin duyamadım oğul

    iki polisle gelip dayandılar kapıya
    baykuş kondu, matem çöktü yapıya
    al bayrağı astılar kubbesi çökmüş çatıya
    ancak vatan sağolsun diyebildim oğul

    oğul kulaçlar attın da ferin mi kalmadı
    feryat ettin de Muhammed mi duymadı
    imdat diledin de akif mi oralı olmadı
    sessiz sedasız gidişin içime çöktü oğul

    hasret mi çökmüştü sinendeki yaraya
    karalar dar mı geldi, kendini bıraktın deryaya
    meğer yolculuk başlamış kadir Mevla'ya
    besmele yoldaşın, şehadet biletin olsun oğul

    o narin bedenini baygın uzatmışlar sahile
    çoktan vakit gelip çatmış, doktor, tabip nafile
    şehitler bölüm bölüm suda boğulan ayrı kafile
    Allah katında yüce makamlara sen de ulaştın oğul

    Mevla böyle yazmış bu kadarmış nefesin
    hep yarım kaldı hayallerin ve hevesin
    kulaklarımda çınlıyor hala o güzel sesin
    sanki baba deyip bana sesleniyorsun oğul

    aylar sonra ölüm raporun verirler
    hala ilk günkü gibi taziyene gelirler
    eller bile seni benden iyi bilirler
    dostlar muhabbetine doymamış oğul

    yaşar'ın yarası derinde, acısı fazla
    ancak teselliyi bulur namaz, niyazla
    yokluğunu dile getirdim bir kırık sazla
    üç dalımın birini de kırdılar oğul, oğul
    #185925 laz ziya | 5 yıl önce
    0anket 
  3. Davet
    Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
    Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
    bu memleket, bizim.

    Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
    ve ipek bir halıya benziyen toprak,
    bu cehennem, bu cennet bizim.

    Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
    yok edin insanın insana kulluğunu,
    bu dâvet bizim....

    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine,
    bu hasret bizim...

    Nazım Hikmet
    #231047 migfer tokmakel | 4 yıl önce
    0anket 
  4. “Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
    Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
    Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
    Sende tattım yemişlerin cümlesini
    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin.
    Desem ki...
    İnan bana sevgilim inan
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi fark edemezsen
    Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme müsterih ol
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum..”
    #233043 idealistkuzu | 4 yıl önce
    0anket 
  5. 32 sene hizmet verdim 32 sene
    650 gayme maaş var 650 gayme
    tüpüne zam gazına zam
    zam oğlu zam hani bize am

    bu devirde herkes hep ben der
    kimi gönülden kalender
    yaşam dediğin böyle işte
    altını şer incisi ker

    işten çıkarken adama
    ingilizce am günü yağ
    e tabi ebe sikmek şart olur
    dedim usta ne dili bu

    (bkz: )
    #107801 canarslan12 | 7 yıl önce
    0anket 
  6. Seninle bir ve bütün,
    Güneşli ve toprak kokan bu hayat,
    Güzel ruzgarlarin esip kahkahalarimizi birbirine karıştıran anlari içinde saklayan
    Ya da anlamı hırçın dalgayı andıran, zalim olmak isteyen bir anı amacına ulastirmadan alt etmek,
    Ne uzun yol hayat,
    Tum yorgunlugunla sevdiğine yaslanmaksa, yaslanıp yüzünde bir nefes bulabilmekse,
    Nefes aldığın yeşil oysa,
    Maviyi birlikte boyayabilmektir bir olmak.
    Toprağı birlikte gelecege ekebilmektir, ve aradığın gölge; onun golgesidir.
    Renkli balonlar uçarken takılabilir tellere,
    Maharet rüzgarı birlikte estirebilmektir.
    --- N.ö. ---
    #152704 esinti | 6 yıl önce
    0anket 
  7. Ya yolu kaybettim, ya ben kayboldum!
    Ne olur bir yerden karşıma çıksan!
    Tepeden tırnağa sırsıklam oldum!
    İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..
    -Cemal safi
    #191541 migfer tokmakel | 5 yıl önce
    2anket 
  8. Ve cellat uyandı yatağında bir gece,
    ''Tanrım'' dedi, bu ne zor bilmece
    öldükçe çoğalıyor adamlar,
    ben tükenmekteyim öldürdükçe.

    (bkz: )
    #241142 laz ziya | 4 yıl önce
    0anket 
  9. "Cihanlar, çocuklar, kuşlar içinde
    Sızlar bir yerlerin
    Adsız ve kayıp"

    (bkz: ) (bkz: )
    #247293 rstnpeace | 4 yıl önce
    0anket 
  10. Kirpi gibisin çocuk
    her tarafın diken
    kim elini uzatsa
    delik deşik

    üstelik sen de kan içindesin
    #85417 vadidebirhercai | 7 yıl önce
    0anket 
  11. Soran olursa
    Aşkın Yaşı
    Çayın saati
    Kahvenin bahanesi
    Acının sesi
    Olmaz dersiniz
    Zemheri misali...
    #122958 migfer tokmakel | 6 yıl önce
    0anket 
  12. Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
    Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
    Sende tattım yemişlerin cümlesini.

    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin!
    Desem ki...
    İnan bana sevgilim inan,
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi farkedemezsen,
    Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme, müsterih ol;
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

    Cahit Sıtkı TARANCI
    #128238 wanderer | 6 yıl önce
    0anket 
  13. Kendisini unutmuş

    Bütün aşkların kitabı elinde
    Sevilmemiş yinlerin balosuna gitti.
    Öylesine kalabalıktı ki,
    Sevdiğini anlamadı.

    Bütün kapıların anahtarı elinde
    Öpülmemiş dudakların balosuna gitti.
    Öyle aydınlıktı ki,
    Öptüğünü anlamadı.

    Işıklarla örtünmüştü çıplaklık,
    Renklere uzandı susamış,
    Beyazlıklar arasında kayboldu bakışları.
    Gözleri yaşamayordu artık.

    Şekilleri çağırmaya gitti, kandıracak.
    Elleri aranıyor, tutamayordu.
    Elleri, elleriydi kurtaracak,
    Artık yaşamıyordu.

    Bir yanda gelen o dinmeyen aydınlık,
    Aldıkça alan.
    Bir yanda giden bir noktaydı karanlık,
    Ellerinde başlayan, gözlerinde biten.

    Bağırdı, kan gibi aktı sesi,
    Aşamadı dışının duvarından.
    Elinde bütün aşkların kitabı,
    Anlatıyordu aldanan aydınlıklarından.

    Elinde bütün kapıların anahtarı,
    Ve unutulmuş bir duvarda, kendi kapısı..
    Varamadı.
    Ora öyle karanlıktı ki.
    Öldüğünü anlamadı.

    -özdemir asaf
    #135443 alatriste | 6 yıl önce
    0anket 
  14. ayrılık acısı çeken, ama karşısındaki kişiye öfkeli olanlara gelsin

    Bu kapı yüzüne kapandı artık
    Yok aramak sormak yok bundan sonra
    Senden kurtulunca hava açtı bak
    Bana güzel günler çok bundan sonra.

    Yollarımda izlerinin işi ne
    Benden başkasının takıl peşine
    Kendi baksın herkes kendi işine
    Dost önünde yüzüm ak bundan sonra.

    En sonu bu hale geldiysek niye
    Bir şey kaldı sanma senden geriye
    Telefon da etme nasılsın diye
    Karnım o laflara tok bundan sonra.

    Artık tek ateşle yanan yürek ol
    Allah’ı seversen benden ırak ol
    Irak ol da cehenneme direk ol
    Kimi yıkacaksan yık bundan sonra.

    Karşılardan gülme öyle vurup da
    Senin güneşin yok artık gurupta
    Beni yakamazsın durup durup da
    Git başka canları yak bundan sonra..

    Halil soyuer
    #137867 kokosh | 6 yıl önce
    0anket 
  15. Doğanın ilk yeşili altındır
    tutması en zor tondur
    erken yaprağı bir çiçek
    sade bir saatlik zamandır
    yaprak yaprağı örter sonra
    cennet kedere batar
    alçalır şafak güne
    altın ne varsa yiter

    (bkz: )
    #150119 son kurtadam | 6 yıl önce
    0anket 
  16. Herkes bölüştü;
    kimine sevda, kimine para, kimine neşe düştü.
    Bana yine kaderin cilvesi ve kederi düştü.
    İçimde kalmış tek zerre aşktan da alamadım nasibimi bana yine ayrılık düştü.
    Dostlar edindim; aldım sırtıma, açtım gönlümü bana yine sırtımdan vurulmak düştü.
    Herkes kahkahalara boğulup, cilalı ortamlarda gülerken bana yine gözyaşı düştü.
    Evin en küçüğüydüm, bana yine abimin eskileri düştü.
    Herkes hayat sahnesinde bir bir yerini alırken
    bana yine figüranlık düştü.
    Dedim ya:
    Bana yine kaderin cilvesi ve kederi düştü.
    #161073 aptiisakrak | 6 yıl önce
    0anket 
  17. Bunlar,
    Engerekler ve çıyanlardır,
    Bunlar,
    Aşımıza, ekmeğimize
    Göz koyanlardır,
    Tanı bunları,
    Tanı da büyü...
    -Ahmed Arif
    #189389 migfer tokmakel | 5 yıl önce
    2anket 
  18. Ve sen daha demincek,
    Yıllar da geçse demincek,
    Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
    Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
    Yaran derine gitmiş,
    Fitil tutmaz, bilirim.
    Ama hesap dağlarladır,
    Umut, dağlarla.

    Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
    Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
    Düşün, olasılık, atom fiziği
    Ve bizi biz eden amansız sevda,
    Atıp bir kıyıya iki zamanı
    Yarının çocukları, gülleri için,
    Koymuş postasını,
    Görmüş restini.
    He canım,
    Sen getir üstünü.

    -Ahmed Arif (uy havar)
    #191917 migfer tokmakel | 5 yıl önce
    0anket 
  19. Dünyanın En Tuhaf Mahluku

    Akrep gibisin kardeşim,
    korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
    Serçe gibisin kardeşim,
    serçenin telaşı içindesin.
    Midye gibisin kardeşim,
    midye gibi kapalı, rahat.
    Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
    Bir değil,
    beş değil,
    yüz milyonlarlasın maalesef.
    Koyun gibisin kardeşim,
    gocuklu celep kaldırınca sopasını
    sürüye katılıverirsin hemen
    ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
    Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
    hani şu derya içre olup
    deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
    Ve bu dünyada, bu zulüm
    senin sayende.
    Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
    ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
    kabahat senin,
    - demeğe de dilim varmıyor ama -
    kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

    -nazım hikmet
    #191961 migfer tokmakel | 5 yıl önce
    0anket 
  20. Saraylar saltanatlar çöker
    kan susar birgün
    zulüm biter.
    menekşelerde açılır üstümüzde
    leylaklarda güler.
    bugünlerden geriye,
    bir yarına gidenler kalır
    bir de yarınlar için direnenler...

    Adnan yücel
    #253158 migfer tokmakel | 4 yıl önce
    0anket 

  21. Aşksız ve paramparçaydı yaşam
    bir inancın yüceliğinde buldum seni
    bir kavganın güzelliğinde sevdim.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

    Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
    aşk ile sevmek bir güzelliği
    ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
    işte yüzünde badem çiçekleri
    saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
    sen misin seni sevdiğim o kavga,
    sen o kavganın güzelliği misin yoksa...

    Bir inancın yüceliğinde buldum seni
    bir kavganın güzelliğinde sevdim.
    bin kez budadılar körpe dallarımızı
    bin kez kırdılar.
    yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
    bin kez korkuya boğdular zamanı
    bin kez ölümlediler
    yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

    Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
    suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
    ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
    yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
    törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
    türküler söylerdik hep aynı telden
    aynı sesten, aynı yürekten
    dağlara biz verirdik morluğunu,
    henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...

    Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
    ne tan atışı doğumların sevincine
    ey bir elinde mezarcılar yaratan,
    bir elinde ebeler koşturan doğa
    bu seslenişimiz yalnızca sana
    yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

    Saraylar saltanatlar çöker
    kan susar birgün
    zulüm biter.
    menekşelerde açılır üstümüzde
    leylaklarda güler.
    bugünlerden geriye,
    bir yarına gidenler kalır
    bir de yarınlar için direnenler...

    Şiirler doğacak kıvamda yine
    duygular yeniden yağacak kıvamda.
    ve yürek,
    imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
    ey her şey bitti diyenler
    korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
    ne kırlarda direnen çiçekler
    ne kentlerde devleşen öfkeler
    henüz elveda demediler.
    bitmedi daha sürüyor o kavga
    ve sürecek
    yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

    Adnan YÜCEL

    youtu.be/...
    #258915 migfer tokmakel | 4 yıl önce
    0anket 

  22. En azından üç dil bileceksin
    En azından üç dilde
    Ana avrat dümdüz gideceksin
    En azından üç dil bileceksin
    En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
    En azından üç dil
    Birisi ana dilin
    Elin ayağın kadar senin
    Ana sütü gibi tatlı
    Ana sütü gibi bedava
    Nenniler, masallar, küfürler de caba
    Ötekiler yedi kat yabancı
    Her kelime arslan ağzında
    Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
    Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
    Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
    Her kelimede bir kat daha artacaksın

    En azından üç dil bileceksin
    En azından üç dilde
    Canımın içi demesini
    Kırmızı gülün alı var demesini
    Nerden ince ise ordan kopsun demesini
    Atın ölümü arpadan olsun demesini
    Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
    İnsanın insanı sömürmesi
    Rezilliğin dik alası demesini
    Ne demesi be
    Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin

    En azından üç dil bileceksin
    En azından üç dilde
    Ana avrat dümdüz gideceksin
    En azından üç dil
    Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
    Ne şu ne busun
    Oğlum Mernuş
    Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.

    -Bedri Rahmi EYüBOĞLU
    #270056 migfer tokmakel | 3 yıl önce
    0anket 
  23. çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
    sen aklı başında kalabilirsen eğer
    herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
    hem kendine güvenebilirsen eğer
    bekleyebilirsen usanmadan
    yalanla karşılık vermezsen yalana
    kendini evliya sanmadan
    kin tutmayabilirsen kin tutana

    düşlere kapılmadan düş kurabilir
    yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
    ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir
    ikisine de vermeyebilirsen değer
    söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz
    kandırabilir diye safları dert edinmezsen
    ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz
    koyulabilirsen işe yeniden

    döküp ortaya varını yoğunu
    bir yazı-turada yitirsen bile
    yitirdiklerini dolamaksızın dile
    baştan tutabilirsen yolunu
    yüreğine sinirine dayan diyecek
    direncinden başka şeyin kalmasa da
    herkesin bırakıp gittiği noktada
    sen dayanabilirsen tek

    herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
    unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
    dost da düşman da incitemezse seni
    ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
    her saatin her dakkasına
    emeğini katarsan hakçasına
    her şeyiyle dünya önüne serilir
    üstelik oğlum adam oldun demektir

    Rudyard KIPLING /Çeviri: Bülent ECEVİT
    #279833 migfer tokmakel | 3 yıl önce
    0anket 
  24. Karlı Gecede Ormanda Durmak


    Kimin ormanı bu, sanırım bilirim
    Evi köyde onun, görsem sevinirim
    O benim burada durduğumu bilmeyecek
    Karlar altındaki ormanını görmeyecek.

    Küçük atım belli ki şaşkın
    Bir çiftlik evi bile olmayan yerde
    Ormanlarla donmuş gölün berisinde
    Durmak, yılın bu en karanlık gecesinde.

    Koşumlarını şöylece bir silkti
    Bir yanlışlık var mı diye sanki
    Diğer sesler ise yalnızca esen rüzgarın
    Gökten inen ince ince karın.

    Orman güzel, karanlık ve derin
    Fakat sözüm var tutulacak ötelerin
    Gidilecek yollar var nice, uyumadan önce
    Gidilecek yollar var nice, uyumadan once.

    Robert Frost
    #107798 son kurtadam | 7 yıl önce
    0anket 
  25. "ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.

    ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının

    anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…

    resulullah çok şanslı bir insan
    annesi öldüğünde o küçücüktü;
    benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
    zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.

    annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!

    olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
    verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
    resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
    nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü."

    demiş Ah Muhsin Ünlü
    #107824 panda | 7 yıl önce
    0anket