1. Kafesteki kuşun neden şarkı söylediğini bilirim, ah ben,
    Kanadı morarmış ve göğsü yaralıyken, –
    Parmaklıklarına vurup özgür olmak isterken;
    Bu ne neşe dolu bir şarkıdır ne de saadet,
    Yüreğinin derinliklerinden yükselen bir ibadet,
    göğe savurduğu bir yakarıştan ibaret –
    Neden şarkı söylediğini bilirim!

    -
    #295323 son kurtadam | 3 hafta önce
    0anket 
  2. Köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    Çünkü onlar ağırkanlı adamlardır
    Değişen bir dünyaya karşı
    Kerpiç duvarlar gibi katı
    Çakırdikenleri gibi susuz
    Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
    Aptal, kaba ve kurnazdırlar.
    İnanarak ve kolayca yalan söylerler.
    Paraları olsa da
    Yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
    Her şeyi hafife alır ve herkese söverler.
    Yağmuru, rüzgârı ve güneşi
    Bir gün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
    Düşünemezler…
    Ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
    Topraklarını büyütmeye çalışırlar.

    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    Çünkü onlar karılarını döverler
    Seslerinin tonu yumuşak değildir
    Dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler.
    Gazete okumaz ve haksızlığa
    Ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar.
    Adım başı pınar olsa da köylerinde
    Temiz giyinmez ve her zaman
    Bir karış sakalla gezerler.
    Çocuklarını iyi yetiştiremezler
    Evlerinde kitap, müzik ve resim yoktur.
    Bir gün olsun dişlerini fırçalamaz
    Ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.

    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    Çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler.
    Birbirlerinin evlerine ancak
    Ölümlerde ve düğünlerde giderler.
    Şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
    Gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
    Ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
    Binlerce yılın kalın kabuğu altında
    Yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
    Aldanmak korkusu içinde
    Sürekli birbirlerini aldatırlar.
    Bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
    Karılarından en az on adım önde yürürler
    Ve bir erkeklik işareti olarak
    Onları herkesin ortasında döverler.

    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    Çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
    Kendilerinden olanlarla alay edip
    Tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
    Devlet, tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
    Devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
    Yiğittirler askerde subay dövecek kadar
    Ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
    Ezim ezim ezilirler.
    Enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler
    Cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
    On bir ay gökyüzünden bereket beklerler.
    Dindardırlar ahret korkusu içinde
    Ama bir kadının topuklarından
    Memelerini görecek kadar bıçkındırlar
    Harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
    Şehre giderler!

    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    Çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
    Ayak ve ağız kokusu içinde kurulup koltuklara
    Herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
    Kızlarının talihsizliğini
    ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
    Yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
    Bunun, Tanrının bir lutfu olduğuna inanırlar.
    Ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
    Gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
    Zengin bir akrabalarından söz ederler.
    Kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
    Ama sokağa çıkar çıkmaz sümküre sümküre
    Yollara tükürürler…
    Ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
    Şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.

    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    Çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
    Yarı gecelerde yıldızlara bakarak
    Başka dünyaları düşünmek gibi bir tutkuları yoktur.
    Gökyüzünü baharda yağmur yağarsa
    Ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler.
    Hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
    -Bu verimi yüksek bir tohum bile olsa-
    Sonuçlarını görmeden inanmazlar.
    Dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur.
    Mülk düşkünüdürler amansız derecede
    Bir ülkenin geleceği
    Küçücük topraklarının ipoteği altındadır.
    Ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
    Zamanın derin ırmakları önünde…

    KÖYLÜLERİ, SÖYLEYİN NASIL
    NASIL KURTARALIM?

    #295328 kayzersose | 3 hafta önce
    0anket 
  3. Ertelenmiş bir rüyaya ne olur?

    Kuruyup gider mi
    güneşteki bir kuru üzüm gibi?
    Yoksa bir yara gibi iltihaplanıp—
    sonra akar mı?
    Çürük et gibi kokar mı?
    Yoksa kabuk bağlayıp şekerlenir mi—
    şerbetli bir tatlı gibi?

    Belki de sadece sarkar
    ağır bir yük gibi.

    Yoksa patlar mı?
    --

    (bkz: )
    (bkz: )
    #295553 son kurtadam | 2 hafta önce
    0anket 
  4. 1.
    Gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
    düşünün: sabah çok yakın
    oysa ışıltı yok ortalıkta
    nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık
    henüz uyanmış bazıları
    henüz uyumamış bazıları
    bazıları uyanmış uykusuna doymadan
    bazıları uykusuna varmadan doymuş
    görüyorsunuz ilm-i hilaf ü cedel düzeniyle hayat
    nasıl da sürüklüyor kendini
    ve ben bunu kanıtlayabiliyorum
    şu şair halimle
    böylece size ey saygıdeğer erbab-ı cumhuriyet
    akıllı ve yetenekli olduğumu
    kanıtlamış oluyorum
    sizler de
    bu derin bilgeliği kavrayarak
    kendi değerinizi ortaya koymuş oluyorsunuz.

    2.
    Ütüsüz bir pantolon kadar tedbirliyim
    tarihi bir gerçek kadar sıkılgan
    bilmem ki Tesalya’daki Termofil
    bir yiğitlik anısı
    bir hayınlık anıtı mı olsa
    yine bilmem quantum kuramını
    öğrenen insan haklı mıdır
    kendini ardıçkuşu sanmakta-
    ben
    yirminci yüzyılın sonlarında
    en uzak uyanışlar ikliminde yaşadım
    bir imparatorluk genişliğindeki gençliğim sırasında
    kadınlardan daha çok birinci şubeye vardım.

    3.
    En mutlu insanlar belki de
    baca temizleyicileridir
    öyle dar, öyle kara karanlık bir yerdedirler ki
    yüreklerini geniş, dayanıklı
    aydınlık tutmak zorundadırlar
    buna yükümlü sayarlar kendilerini.
    Baca temizleyicileri başkalarını sevmekle kalmaz
    başkalarınca sevilirler aynı zamanda
    çünkü herkesi düşünmeyecek kadar mutlu
    herkes tarafından düşünülmeyecek kadar mutludurlar.

    4.
    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
    Bu sorunun karşılığını bulamıyorum
    içinden çıkılmaz bi olay, ama önemsiz
    köylüleri öldürmesek de olur
    hatta onların kalın suratlarını
    görmezlikten gelebiliriz
    yapılacak çok şey var daha
    sözgelimi ben, kendim
    hiç hayıt ağacı görmemişim
    görmeden ölürüm diye korkum da yok
    değil mi ki albatrosu Baudelaire’den
    Yves Bonnefoy’dan semenderi öğrendim
    bir gün bakarsınız
    şu güzelim bilgiç beynimi kırıp
    teneşir tahtası olarak kullanabilirim.


    Akla karşı tezler- İsmet Özel
    #295581 migfer tokmakel | 2 hafta önce (  2 hafta önce)
    0anket 
  5. "Şelaleye
    düşmüştür
    zeytinin dalı

    Kemaliyim
    Kemalisin
    Kemali."
    ...
    #295685 migfer tokmakel | 7 gün önce (  7 gün önce)
    0anket