1971 doğumlu, oyunculuk kariyeri oldukça geç başlamış (20li yaşlarının ortasında), her sükseli filminden sonra "bu adamın kariyer filmi bu herhalde" dediğim ama hep de yanıldığım ingiliz aktör. yer aldığı filmlerde pek uzun boylu biri gibi görünmese de, gerçekte çok uzundur (1,92 metre diyor imdb).
kariyerinin geç başlaması kendisini kamçılamış gibi. the suicide club'taki yan rolü, a knight's tale'daki gene yan rolü ve kiss kiss (bang bang)'deki başrolü kendisini parlattı. ardından da hemen a beautiful mind'da müthiş canlandırdığı "charles" rolünü kaptı. rolünü senaryodan okuduktan sonra "çok da göze çarpmam herhalde" demiş olabileceğini düşündüm ben hep. gerçekte ise, russell crowe'la aynı popülerliği elde etmişti filmden sonra. dogville'deki "tom edison" rolü için biçilmiş kaftandı, master and commander: the far side of the world'de ise crowe'la uyumunu taçlandırdı.
oldukça tanınır ve popüler bir aktör haline geldi 2000'lerin başında bettany. ancak rol tercihleri 2010'a kadar berbat bir seviyede kaldı. ilk aklıma gelenler iron man'daki "jarvis"e ses katması (sesi hoş ve belirgin bir ses olsa da, kendi kariyeri açısından kötü bir tercihti bence), wimbledon'da yer alması (ne işin var senin romantik komedilerde?), inkheart'taki iyi oyunculuğuna gölge düşüren berbat senaryo (önce senaryonun tamamına değil, sanki sadece ve sadece kendi rolüne bakmış gibi geldi bana) ve legion'da saf başrol oynaması (film beklentileri aşmış; hatta gişe bile yapmıştı bir miktar. ama bettany için doğru rol olduğunu düşünmüyorum).
2010'dan sonra ise iyi rol seçimleriyle sönmüş yıldızı parladı. avengers'ta jarvis'e sadece ses değil, beden de vererek "vision"a dönüşmesi (spoiler mı oldu; bilemedim), vision gibi hayal gücü olarak çapını parçalayan bir karakteri ağırbaşlılıkla canlandırabilmesi beni kendisine aşık etmişti. arada, bir de transcendence'daki başarılı yan rolü var. yan rolden öte, johnny depp'in başrolünü görkemli hale getiren bir destekleyici olduğunu düşünüyorum. bettany bu filmde olmasaydı, depp de bu kadar başarılı bir oyunculuk gösteremezdi gibi hissediyorum.
yönetmenlik kariyerine de daldı bir ara. 2014'te kendisinin yazıp yönettiği shelter pek tutulmamış olsa da, evsizlerin neler yaşadığına parmak basması takdir kazandı. yönetmenliğin üzerine daha sık düşmeli ama bu sıralar yeni star wars filminde (han solo'nun hayatını anlatan, direniş öncesi film) yer alıyor ve bu gidişle de seri halinde devam edecek bir külliyatın parçası olacak. umarım yönetmenlik kafasının bir köşesinde hep olur.
biraz da küçük bilgiler vereyim:
- kendisi 16 yaşındayken, küçük kardeşi (8 yaşındaki matthew) bir tepeden düşerek hayatını kaybetmiş. bu yüzden, hayatı boyunca "ne kadar çocuğa yuva verebilirsem, matthew'ın anısını o kadar uzun süre yaşatabilirim" saplantısı içine düşmüş. neyse ki, jennifer connelly de kendisiyle aynı fikirde bu konuda.
- 2003'ten beri evli olduğu, kendisiyle birlikte 3 çocuğa yuva verdiği (1'i connelly'nin önceki birlikteliğinden) jennifer connelly'yle a beautiful mind filminde tanışmış. bir röportajında şunları diyordu yanlış hatırlamıyorsam: "jenny'nin russ'la olan sahnelerini kenardan izlerken, kıskançlık krizlerine girmeye başladığımı fark ettim. ve jenny'yle bir kere bile dışarıda bir şeyler içmişliğimiz yoktu."
- ilk çocuğu stellan doğduktan sonra sigarayı bırakmış.
- stellan'ın adını connelly koymuş. nedeni de, kendisinin stellan skarsgard'ı çok sevmesiymiş.
- 19 yaşında aktör olmak istediğine karar vermiş.
- hak ettiğinden çok daha fazla değer görüp abartılmış the king's speech için başrol ilk olarak kendisine önerilmiş ama o zamanlarda birden fazla filmde bulunmak istemediği için rolü reddetmiş.
- ilk ses getiren rollerinden biri olan a knight's tale'in yönetmeni ve aynı zamanda senaristi olan brian helgeland, "geoffrey chaucer" rolünü bettany için yazmış. yapım şirketi bettany'nin şöhretsiz, silik bir isim olduğunu ve başka birine rolü teklif etmesini istemiş helgeland'dan. helgeland ise "paul yoksa, ben de yokum. eğer paul reddederse rolü, başka hiçbir şey yapmayacağım bundan sonra" demiş. bettany bunu öğrendikten sonra, senaryoyu okumadan rolü kabul etmiş ve filmin kadrosuna dahil olmuş.
