Tanım: Çeşitli sözlüklerde kulzos için sarf edilen söylem. Gittim geldim hala akmıyor hala akmıyor. Bu arada kankacılık müessesesi ise tam gaz devam ediyor gördüğüm kadarıyla.
Bazı sözlüklerin akarı kokarı yok, çok güzel bence. Bazıları da içine veriyor sanırım, onların durumu tehlikeli, akmasını beklerken elinizde patlaması, etrafa pisliğini saçması muhtemel, sonra otur o pisliği temizle. İşin kötüsü tam da temizlenmiyo, tekrar tekrar ortaya çıkıyo pisliği, hiç olmadı kokusu falan.
bunu diyenlere karşı "mesele sol tarafın akmaması değil, kaliteli içerik. sen halâ anlayamadın mı kardeş?" diyerek tepki veriyorum ben kendi kendime.
bütün sözlüklerin ekşi sözlük'ün klonu olduğu bir yerde, gerçekten de sol tarafın foşur foşur akmasının gerekli olduğunu düşünmeyenlerdenim. bölye deyince de "aman, sen de, 3-5 kişi takılmayı istiyorsun. yeni kimse gelmesin sözlüğe, yeni bir şeyler yazılmasın, hep siz yazın zaten" karşılığı geliyor. lan ne alakası var? kimse yazmasın istesem, her ukdeyi ben bırakır, sonra da hepsini doldururum. dediğim gibi, mesele bu değil.
şu aylık sözlük sıralamasının kalemlerinden biri olan aylık girdi sayısı bu "sol frame akmıyor" konusunun can damarlarından biri sanırım. hem kaliteli içerik hem de hızlıca akan bir sol taraf yıllardır hiçbir sözlükte yok. ya hızlı akıyor ama berbat kokuyor, bhzxlkdt'nin de örneklendirdiği gibi ya da hiç akmıyor, damlıyor ama kaliteli içerik girilebiliyor. bunun ikisinin de sağlanabildiği zamanları bi' 10-15 yıl kadar geçtik. artık ne sosyal medya bu doğrultuda kaliteli içerik yazabilen (paylaşabilen değil) kişiler tarafından kulanılıyor ne de sosyal medyadan nemalanan kitlenin büyük kısmı bilgi arıyor. cinsellik, her konuda faşizm ve siyaset döndürüyor artık sosyal medyayı. sözlüklerin de bu girdabın içine düşmesi veya düşmek istemesi gayet normal.
sol tarafın sular seller gibi akmasını isteyenleri de anlayışla karşılamaya çalışıyorum gene de. eğer günde birkaç saatini verip biraz da araştırıp bildiklerini sözlük anlamları dışında yazacak olanlar varsa, odin onların yollarını açık etsin. hiçbir eleştirim olamaz bunun hakkında.
Kaliteli içeriğe sahip sözlükler kimlik değiştirerek farklı formata sahip platformalar olacak bana kalırsa ileride; çoklu bloglar gibi, mikro bloglar, tumblr...
İnstela, ekşi şeyler, az buçuk youreads bunun denemesi, ancak henüz doğru format yakalanmadı bence. Bizde de kişiye özel başlıklar iyi bir adım, ileride daha kişisel kullanım seçenekleri (tasarım, görsel ekleme vs) sunabilme şansı olursa kullanım oranı artabilir, farklı bir alana evrilebilir bu başlıklar.
Son 24 saattir ayyuka çıkmış durum. İstatistiklere göre sözlükte son 24 saatte 35 girdi girilmiş (36 oldu). öyle ki, bu yavaşlıktan dolayı bug oluştu sananlar olmuş. Hani başlıkların yanında en son kaç girdi girildiği görülüyor ya sol frame'de, tabi son 24 saatte söz konusu başlıklara girdi yazılmayanca başlıktaki toplam girdi sayısı gözüküyor orada. Yani sol frame'de bazı başlıkların yanında abuk rakamlar çıkınca haklı olarak "sözlüğümü bozdu lan bunlar gene" gibi bir düşünce belirmiş insanların kafasında. Yani hayır arkadaşlar, sözlükte bir anda 119 tane bug oluşmadı ve larden'in nickaltına bir anda 112 kişi yazmadı, hasetinizden çatlamanıza gerek yok! Bu arada larden ve bug başlıklarının alt altta gelmiş olmasıda ilahi adalet olsa gerek. Ehm, konuya dönecek olursak; evet bir süredir sol frame akmıyor. Bir şekilde günlük 100 girdi civarında dolaşırken bir anda 35'e düşmüşüz. Geçmiş olsun.
Daha önce hiçbir sözlükte yazılmamış olanı yazmak, yazarlara muhakkak çok güzel bir haz verir fakat bunu da yaparken sözlüğü terimler sözlüğüne çevirmek ne kadar doğru bir yaklaşım bilemedim. Bu yaklaşım (haddim değildir.) belki de benim gibi birçok yazarın yazmasının önüne geçiyor. Bellli ki formata bu şekilde karar verilmiş fakat bu kadar üst perdeden çalmanın da çok doğru olmadığı kanaatindeyim.
Değerli sözlük yazarları, toplumumuzun kültür yapısı ile sözlüğümüzün başlıklarının ve girdilerinin ilişkisine bakınca yazdıklarımızın büyük bir çoğunluğu makale tadında ve ağır bilgi yükü taşımakta olduğu hiçbirinizin gözünden kaçmamıştır. Bu durum bilgi paylaşımı açısından düşündüğümüzde gereklilik konusunda halkın binde beşine bile tekabül etmeyeceği kanaatindeyim. Tespit mi dersiniz eleştiri mi dersiniz bilemem, sözlük daha geniş bir kitleye hitap etmeli.
Neyse özetleyeyim, sürekli online olup sol tarafta herhangi bir kıpırdanma olmaması bu anlattıklarıma delalet ediyor düşüncesini taşımaktayım. azıcık seviyeyi düşürelim; makale ve deneme yazmayalım. Ekşi seviyesine düşmeyelim tamam ama nirvanaya da çıkarmayalım.
Kimse, yazdıklarım gülünç mü olur, korkusuna kapılmasın. İnsanlar mutlu olsun, onu istiyorum.
(kendi alanımla ilgili ciddi anlamda ağır konuları seçip ortaya kimsenin ilgisini çekmeyecek makale tarzında bir yazı ortaya çıkınca bu yazıyı yazmaya karar verdim.)
sol framein akmıyor olması benim için dert değil, bu sayede acaba şunun hakkında ne yazmışlar, bakalım bu konuda ne düşünmüşler diyip başlık araştırıyorum. eksik gördüğümde de doldurmaya çalışıyorum.
hakkında "gün gelir, bu zamanları ararız" esprisinin dahi yapılmadığı, oldukça sitemkâr olanların bile "sanki böyle daha iyi gibi" serzenişlerini sadece kendilerinin duyabilecekleri kadar minik fısıltılarla dile getirebildikleri, aksi söz konusu olduğunda ortaya çıkabilecek sorunların gerçek düzeyde hayal edilmesinin zor olduğunun ekşi'den gelen kavimler göçü'yle anlaşıldığı durum.
aylık girdi sayısı 3000'lere anca değebilen kulzos'a günlük 2500'e yakın girdi girilmesiyle birlikte, sol frame yavaşlığı da, bu yavaşlıktan ötürü doğan "hepinizin üzerine ölü toprağı atılmış gibi be. hayırdır, havalardan mı, işten mi?" eleştirilerinin buhar olduğu günlerdeyiz. tek temennim, akmayan sol frame günlerini mutsuzlukla değil, "doğrusu buymuş demek ki" samimi itiraflarıyla anmak.
kulzos'la ilgili en olumsuz şey bu sanırım. sabahtan beri yenile yapıyorum, sonuç aynı. rastgele modda sözlüğü okuya okuya tüm yazıların 1/100'ünü bitirdim. gelişigüzel bir hesapla sözlükte yazanların yarısı ya botlar tarafından ya da yazmak için yazılmış botsu yazılardan oluşuyor gibi geldi bana. benim de yaptığım gibi. şu şarkı şudur, sözleri budur benzeri yazılar, okuyup ne yapalım cinsinden. kalan yarısının %80'inin de (çok iyimserim bugün) benim ilgimi çekeceğimi düşünmüyorum. okuyabileceğim kısım sözlüğün %9'u olarak kaldı yani. bugünden sonra hiçbir şey yazılmazsa ve ben aynı hızla okumaya devam edersem benim için 9 ay sonra sözlükte okunacak hiçbir şey kalmayacağını öngörüyorum. aslında bu 9 ayda yazılacakların da hesaplamamda önemi yok, çünkü her gün girince ne yazılmış diye önce o günkü yazıları okuyorum, yani çoktan hesabıma dahil olmuş durumdalar. beni bu online dersler mahvetti. bütün gün çaktı beni bilgisayar başına, hocalar sıktıkça okuya okuya kulzos'u bitirdim. öf.