bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
evet günlük, bu gün benim için çok önemli. belkide iki üç yıldır böylesine önemli bir gün olmamıştı hayatımda.
beklediğim bilgi/haber hayatımı tamamen etkileyecek. belki kendini yarım hisseden biri olarak devam edeceğim hayatıma, belki de yeni zorluklarla uğraşmak zorunda kalacağım. her durumda beni zorlukların beklediğini biliyorum.
yaşamım boyunca karşılaştığım zorlukları, diz çöküşleri, yıkılışları düşününce aslında garip bir şekilde hiç korku, endişe duymuyorum. öyle çok yıkılış ve yeniden ayağa kalkış yaşadım ki sanki bende alışkanlık haline geldi bu çöküş ve yeniden ayağa kalkışlar.
evet günlük, ilk defa günlük başlığı altına bu dizeleri yazarken sezen aksu'nun yalnızlık senfonisi yankılanıyor zihnimde.
"yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte
acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette
bekliyorum bekliyorum bekliyorum
hadi gelin üstüme korkmuyorum"
"hadi gelin üstüme, korkmuyorum." -
biraz olsun kendimi toparlayıp, buraya girip, son yazdığım satırları yeniden hatırlayınca aslında daha o gün bile yaşayabileceğim muhtemel zorlukların farkında olduğumu ama kendime karşı bile yeterince dürüst olamadığımın anlıyorum.
bunca geçen zaman bana çok zor günler yaşattı, sözde kendime güç veriyordum, yaşamım boyunca benim hoyrat kullanımıma rağmen bana hiç ihanet etmeden beni taşımış neredeyse hiç doktor yüzü görmemiş sağlıklı bünyemin beni taşımaya devam edeceğine olan inancım tamdı, kim bilir belkide gerçek böyle olmasa bile ben öyle inanmak istiyor kendime bir anlamda böyle moral veriyordum, böyle ayakta kalmaya devam ediyor, bunu bir veri olarak kullanıp savaşımda bundan destek alıyordum.
geçen zamanda bu destek sunan bakış açısının çok faydasını gördüm, tahmin etmediğim derecede sıklıkla ve hiç hesaba katmadığım bazen beni paçavraya çeviren yoğunlukta yaşadığım, normalde hiç dikkate bile almayacağım soğuk algınlıklarını bile atlatmamda büyük destek oldu bu olumlu bakış açısı.
insanı en çok zorlayan şey tam bitiş yolunu görüyorum derken, tökezlediğini dizlerinin üzerine çöktüğünü ve ayağa kalkmakta bile zorlandığı fark etmek oluyor bazen. özellikle bu bir süreç içerisinde yineleniyorsa insanı çok yıpratıyor, sabrını, kendine olan güvenini ve olumlu bakış açısını çok zorluyor.
sürecin doğal zorlukları yanında hayatım boyunca bana hiç bir zaman nefes alma fırsatı bile vermeyen güncel yaşam zorlukları üzerimdeki yükü ne kadar arttırsa da, hayatımda anlamı çok büyük birinden yediğim darbenin şiddeti ayağa kalkmak için zorla sürüklediğim dizlerimi, yerde sürünme zamanını ne kadar arttırsa da, hissettiğim fiziksel acılara duygusal acıyı eklese de işte yine ayaktayım.
ileride yazdığım bu satırları okuyup ne hissedeceğimi hiç bilmiyorum, belki hep kendime güç olsun diye sürdürdüğüm olumlu bakış açım hala devam edecek, belkide fiziksel açıdan geçirdiğim bu süreçteki duygusal darbe ve hayal kırıklığı hayatın anlamına olan bakış açımı bile değiştirecek.
bana asıl garip gelen, yaşadığım fiziksel zorlukların olumlu bakış açımı değiştiremeyeceğinden bu kadar emin olabilmek.
ama emin olmadığım ve aslında emin olmak istediğim yaşadığım hayal kırıklığının bana bu zorlu zamanda bunları yaşatan kişiye olan geleceğinde yaşayacaklarına dair duyduğum güven. az sayılamayacak yıllar içeren ömrüm boyunca hiç bir zaman 4/4 lük bir yaşam peşinde olmadım, düşüncesi bile benden uzak oldu, (kim bilir belkide yanlış bakış açısı buydu) ama onca yaşadığım zorluğa rağmen kendi adıma mutluyum. .
azla yetinmesini, günün bana getirdiği büyük sorunları kabullenip onları yenmek için çaba harcamasını sevdim, elimdekiyle mutluluğu yakalayabilmeyi, nadiren önüme çıkan özel anları değerlendirebilmeyi seçtim her zaman. kendim için bunları düşünürken çevremdeki özel insanlar için isteklerim hep üst seviyelerde oldu, onlar için hep en iyisinin olabileceğini, daha güzel imkanların, mutluluğun potansiyelini gördüm gelecekteki günleri düşündükçe. belki bu da yanlıştı, belkide çok yakından bakmak bir çok şeyi görmemi engelliyordu. hayatıma kattığı güvensizlikle birlikte bu da bir yaşam dersi oldu.
kulağıma takıp (her ne kadar sınırlı müdahil ve karar hakkım olsa da) olaylara olumlu yön vermek için çalışmaya, emek harcamaya, bazen düşünürken bile hissettirdiği acıya karşı koyup daha doğru bir yol inşa etmek için taşları döşemeye devam etme zamanı. zor olsa da dizlerimi doğrultup, ayağa kalkma, yürümekte zorlandığımı bile hissettirmeden üzerime gelen yükü yakınımdakine hissettirmeden döşenen doğru yolu işaret etme ispatlama zamanı.
zor olsa da, yine ayaktayım işte.
"hadi gelin üstüme korkmuyorum"