1. Büyümek, küçük olmanın zaruri hale getirdiği bir durum, adeta bir zorunluluk hali. Birine küçük gelmenin, onu sıkmanın, boğmanın, size bir dayatması. Size ideallerinizi değiştirmeniz, hayallerinizi planlarınız ile takas etmeniz gerektiğini söyleyen bir despot.

    Kendi kütlesi altında sizi eğip bükmeye çalışan bir yükümlülükmüş gibi gösterilen büyümek, sadece bir yük benim gözümde, gözlük camlarımdaki yansımalarda.

    İnandıklarınızı yalanlamaya yemin etmiş bir muhalefet ve sizi tanımayan yabancı bir beden büyümek. Yabancı bir bedene bürünmek...

    Bir kandırmaca büyümek, kendini susturmak, seni öldürmek. Sadece daha az zarar görmen için, ve daha çok sevilebilmek için.

    Büyümeyelim.
    #53160 vemvet | 8 yıl önce (  8 yıl önce)
    0eylem 
  2. büyümek hayali kurmayı unutmaya sebep olan eylem. nerden bilebilirdim ki büyümenin bu kadar sikimsonik bir şey olduğunu?
    #110291 aqa | 7 yıl önce
    0eylem 
  3. Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek.

    Örnek kullanım: Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken. (F. H. Dağlarca)
    #115237 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  4. .

    Örnek kullanım: ihtiyar Süleyman Çavuş'un ellerinde büyüdüm. (A. Gündüz)
    #115238 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  5. Yaşı artmak, yaşlanmak.

    Örnek kullanım: Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti. (Ö. Seyfettin)
    #115239 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  6. Artmak, güçlenmek, şiddeti artmak.

    Örnek kullanım: ikinci de okuduktan sonra kavga büyüdü. (M. Ş. Esendal)
    #115240 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  7. Sayıca artmak.
    #115241 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  8. .

    Örnek kullanım: Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu. (F. F. Tülbentçi)
    #115242 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  9. Önem ve değer kazanmak.
    #115243 tdk | 6 yıl önce
    0eylem