Büyümek, küçük olmanın zaruri hale getirdiği bir durum, adeta bir zorunluluk hali. Birine küçük gelmenin, onu sıkmanın, boğmanın, size bir dayatması. Size ideallerinizi değiştirmeniz, hayallerinizi planlarınız ile takas etmeniz gerektiğini söyleyen bir despot.
Kendi kütlesi altında sizi eğip bükmeye çalışan bir yükümlülükmüş gibi gösterilen büyümek, sadece bir yük benim gözümde, gözlük camlarımdaki yansımalarda.
İnandıklarınızı yalanlamaya yemin etmiş bir muhalefet ve sizi tanımayan yabancı bir beden büyümek. Yabancı bir bedene bürünmek...
Bir kandırmaca büyümek, kendini susturmak, seni öldürmek. Sadece daha az zarar görmen için, ve daha çok sevilebilmek için.