her ne kadar atsız'ın ideolojisini benimsemesem de kahramanların ölümü şiirindeki şu dizeyi hatırlatmıştır: kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için...
genç bile demeye dilim varmıyor, henüz 15 yaşında bir çocuk şehit. ruhu şad olsun...
trabzon'un maçka kırsalında tahminen bir köy evinden erzak çalan pkklılar'ın namlularının ucundan çıkan kurşunlara hedef olarak hayatını kaybeden 15 yaşındaki çocuktur.
eren, pkklılar'ın bir eve girdiğini görmüş, jandarma köye geldiğinde de teröristlerin yerlerini göstermiş. bu sırada çatışma çıkmış ve jandarma başçavuş ferhat gedik ile birlikte hayatını kaybetmiş.
Aslan parcasidir, yigittir, kahramandir, iyi ki vardir...
ama arkadas 15 yasinda bir cocugun operasyon bolgesinde ne isi var. amcasinin oglunun yerel gazetede soyledikleri dehset verici. Polisler yelek bise giydirmeden aldi goturdu demis. Be adamlar madem cocugu operasyon bolgesine goturuyorsun giydirsene celik yelegini gerci kendi giymis mi orasi bile muamma. Evin yerini biliyor diye al sen gotur cocugu catismanin ortasina bu ne aymazliktir.
Acaba eren istedi mi kahraman olmayi, 15 yasinda mezarda olmak kendi secimimi. Annesi babasi su an kahraman oglum diyorlarmidir dusunsenize o evdeki atesi.
Ölmeden önce bir lafı vardı ya hani; "birisi de çıkıp demiyor ki iyi ki varsın eren." diye. Ne yazılabilir, ne hissedilebilir ki bu hissiyatın üzerine ?
Doğduğun topraklarda yeşilin, ağaçların, doğanın tadını çıkarabilecek; Şarkılarda da denildiği üzere çatlayan tomurcuğu görebilecek; Gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpebilecek; İnsanları, çocukları, hayvanları öldürmeyecek; Çocukluğunu, gençliğini kaygısızca yaşayabilecek bir dünya / ülke için bir şey yapmadık, yapamadık.
Bilsem ki, inansam ki buraları okuyabiliyorsun, görebiliyorsun, duyabiliyorsun; inan sonsuza kadar "iyi ki varsın, vardın eren" derim, yazarım, çizerim ama bilirim ki artık yoksun, topraksın, belki de artık bir çiçeksin; bilemiyorum kardeş'im.
Ama toprağına laf gelmesin, kalbin kırılmasın; "iyi ki varsın oğlum, iyi ki varsın kardeş'im." ama esas demek istediğim ne biliyor musun?
"Özür dileriz Eren."
telafisi olmayan bir özür, sadece bir özür.. Şayet okuyorsan diyeceksin ki "ağabey, madem gittim, madem yokum, özrün ne faydası var?".
O da bizim ayıbımız, toplumsal mastürbasyonumuz işte oğlum.
Umarım yanılıyorumdur, umarım tanrı vardır, umarım cennet / cehennem vardır ve cennettesindir ve buraları okuyabiliyorsundur; şayet öyleyse tüm inançsızlığımın bedelini ödemeye hazırım.
Özrümüzü kabul et..
Çocukların öldürülmediği bir dünyada yaşamak dileğiyle.
Seçim öncesi, miting meydanında, sahnede, bir anahtarı havada sallaya sallaya göstere göztere anneciğine ev hediye etmişlerdi bu kardeşimizin. Annesinin O bakışını ölsem unutmam!
Yazmayayım dedim ama bende birkaç şey söyleyeceğim.
Sevgili eren bülbül kardeşim sen Türkiye'de doğan milyonlarca çocuk gibi hayata 1-0 geriden başlayanlardandın. Köylüydün ve garibandın. Kimsenin, o köydeki ve tüm Türkiye'deki kimsenin umrunda değildin ve hayat mücadelen daha sen doğarken başlamıştı. Karadeniz serttir hele ki gariban ve köyde yaşıyorsan çok daha fazla serttir. Sen yazmıştın ya kimse de demiyor ki eren iyi ki varsın, sen çocukluk Masumiyetinle o köydeki ciğeri beş para etmeyenlere yardım ettin, sırtında onlara odun çekerek geçinmeye çalıştın fazla bir şey de beklemedin, sadece bir tebessüm yeterdi ve biraz da insaniyet ama onlar sana bir p*ç muamelesi yaptı. sen üzüldün sadece üzüldün yaşın büyüseydi sen de anlayacaktın ne tür şerefsizlerle bir arada yaşadığını ama hayat müsaade etmedi yüreği güzel kardeşim.
dedim ya sen fakirdin ve babasız, eminim ki o köyde ileri gelenlerden birinin çocuğu olsan seni bir odaya saklayacaklardı ve sıkı sıkı tembih edeceklerdi odadan çıkma diye ama seni dağa çıkarmayı tercih ettiler çünkü vatan bekliyordu vatan 15 yaşında çocuğa kaldığı zaman en son Kurtuluş savaşındaydık.
Bu senin suçun değil hatta oradaki astsubayların da suçu değil bu tamamen her hayata ölü doğan çocuğu kollaması, okutması ve devlete ölerek değil yaşatarak hizmet verileceğini bilmek istemeyenlerin suçu seni 15 yaşında şehit ilan ederken kendi çocukları için 80 bin'den ücretli askerlik başlatanların kapı kapı çürük raporu arayanların yani aşırı vatanperverlerin! Suçu, Bunları buralara getiren toplumun suçu!
keşke sen şehit Olmasaydın yaşasaydın, trabzonspor'da oynasaydın ilerde asker,polis, öğretmen olsaydın yaşayarak yaşatarak en önemlisi insan gibi yaşayarak yıldız gibi parlasaydın ama dedim ya olmaz neden olmaz varın siz düşünün gerisini de. İnsanlara değer kabirlerinde değil hayatlarında verilmelidir, bir insan öldükten sonra değere binmesi onu hiç görmeyenler için değil belki ama yakın çevresi için ikiyüzlülüğün dikalâsıdır.
Yaşasaydı, yaşamasına izin verilseydi, koskoca bir ülkenin çokça övündüğü silahlı kuvvetlerinin istihbarat başarısızlığına göğüs germeseydi bugün 19. yaşını kutlayacak çocuktu.
Keşke öbür dünya diye bir yer var olsa, keşke oradan bizleri görüyor ve duyuyor olsa ve "iyi ki varsın Eren." demekten başka elimizden bir şey gelmediğini görse.
Elimizden sadece bu geliyor evet; duymayacağını, görmeyeceğini bile bile "iyi ki varsın Eren." diye vicdan mastürbasyonu yapıyoruz, sözde isyan ediyoruz, sözde üzülüyoruz. Çünkü elimizden gelen tek şey bu; her şeyin sebebi esasen biziz.
Ama şayet öbür dünya varsa ve duyuyorsa şahsım adına şunu demek isterim;
"iyi ki doğdun eren; affet bizi."
Edit : Ölüm yıl dönümünde de bir girdi yazmıştım ve ömrümde ilk kez bir girdiye verilen eksi oy ile ilgili bir şeyler yazmıştım. Aynı kişiler görev başında belli ki ama bu sefer oyununuza gelmeyeceğim. Elbet bir yerde siz ve sizin gibi düşünenlerle karşılaşırız. Gerçi siz kaçak dövüşmeyi seversiniz; ancak masum insanları kahpece katledersiniz. Sizde o götün olmadığını ben biliyorum da, keşke devletimiz de bilse ve ona göre önlemler alsa. Eren'ler ölmese...
Yaşasaydı bugün itibariyle 21 yaşında olacak olan ama 15'inde şehit verdiğimiz yüzü güzel, gönlü güzel, tertemiz kardeşimiz.
sana 2022 yılında en güzel hediyeyi, yine aşık olduğun trabzonspor verdi; keşke elimizden daha fazlası gelebilse, keşke. en azından keşke yaşatabilseydik. ne bileyim;