ömür yiyen bir iştir. ders zili çalsın diye beklersin, cuma akşamı olsun diye beklersin, okul bitsin diye beklersin, sevgilin arasın diye beklersin, maaş günü gelsin diye beklersin, bayram tatilini beklersin, emekli olmayı beklersin ve bu beklemek öyle bir şeydir ki arada yaşamayı unutursun. hayat beklemekle geçer. öyle bir noktaya gelirsin ki artık yalnızca ölümü beklersin. beklememek gerek, yaşamak gerek.
beklemek direniştir. zamanın aşındırmasına, mantığın çapraz sorgularına, hislerin çocukça sabırsızlıklarına rağmen tüm bunlarla burçtan burca çarpışmayı hatırlatıyor. tüm bu ok yağmuruna kalkan olan, beklenenin doldurduğu yerdir. beklenen iyi veya kötü bir şey olabilir. fakat hüküm iç dünyalarda verilmişse, insanın mantık mekanizmalarının doğruya ulaştığı ya da duygusal olarak doğru şeye tutunduğunu ispat halini alır bekleme ısrarı. bağımlılık ile karıştırmamak gerek bunu. bağımlı olan beklemez, sadece kaçamaz. kaçınılmaz olarak damarlarında hissettiği ihtiyaç beklemek değildir.
cehennemdir. özünde bütün hayatımız bu eylem üstüne kurulu. bütün hayatımız boyunca sürekli olarak, her an bekliyoruz. anne karnına düştüğümüzde başlıyor bekleme serüvenimiz; önce doğmayı bekliyoruz sonra büyümeyi. büyüdük de ne oldu? okuldan mezun olmayı bekliyoruz. sonra işe girmeyi bekliyoruz. evlenmeyi, çocuk yapmayı, çocuğun büyümesi onun aynı şeyleri yaşamasını, bir şeyler başarmasını bekliyoruz. en sonunda da kaçınılmaz ölümü bekliyoruz. sürekli bekliyoruz. artık beklemeyeceğim diyerek güne başlasak bile illa bekliyoruz. kaçamıyoruz bundan kaçamayız da zaten. sabah uyanınca bile yatakta çıkmayıp telefonla uğraşırken vücudumuz kahvaltıyı bekliyor. yeter be her şey beklemek mi cidden!?
beklemenin tüm hayatımızda olduğunu kabullenip yola devam etmek gerekiyor. en basitinden 2 arkadaş buluşup üçüncü şahsı beklerken onu beklemenizi büyütmeyin, yanınızdakine odaklanın. işiniz daha kolay oluyor. markette kasa sırasına takıldığınızda yeni çıkmış ürünleri inceleyin. çünkü beklemekten kaçamazsınız. irili ufaklı her türlü bekleme durumu hayatımızın her yerinde hakim. bunun farkındalığında olun ve çok önemsemeyin.