sadece c64 değil, kasetli tüm bilgisayarlar benzer anlaşılmazlıkta.
ya bir bilgisayar nasıl banttan program okur ya ? onu geçtim, tornavidayla bir vidayı sıkıp gevşetmek nasıl programın okunabilmesini sağlar ? onu geçtim şu "kafa ayarı" programı var. ya alet program okuyamıyorsa, kafa ayari programı nasıl okuyor da o programı okuyup okuyamadığını gösteriyor.
beni bilişim sektörüne bulaştıran ve bugünlerde artık kendimi dinazor gibi hissetmeme neden olan ilkel bilgisayardır.
aynı zamanda yaşıtlarımın oyun bilgisayarı olarak hatırladığı, benim ise bir teleteknik çalışanı olarak önümde osiloskop devre şemalarını takip ederek tamir ettiğim efsane bilgisayar ailesinin en tanınmış üyesidir.
döneminde 8086 işlemcili pc'ler yeşil-beyaz ekranlarda ilkel pw editor kullanmaktan ileri gidemezken c64 ve benzerlerinin oyun bilgisayarı olarak hatırlanması çok üzücü gerçekten. commodore firması c64 haricinde c128, c128d, amiga 500, 600, 1200, 2000, 4000 gibi yine efsane cihazlar üretmiş, üstüne üstlük 1990larda amiga cdtv adında içinde hard disk ve CD-Rom olan multimedya ürünü sunmuştu.
c64'e geri dönersek, kartuş ve kaset (bildiğiniz teyp kaseti) ile bilgi saklama ve okuma yapılabilen, işletim sistemi aslında bir gömülü basic v2 olan ve bir 6510 işlemci etrafına inşa edilmiş bir sistemdi. efsanelere konu olmuş kafa ayarı meselesi ise kaset ünitesi (sanıyorum c1541) mekanik parçası olan kafa (kristal) ile kasetteki manyetik bantın hizalanması işlemiydi.
mahallemizde bi doktorun oğlunda vardı. evine çağırır bizi de oynatırdı. çağırmadığı zamanlar giriş katında oturdukları için camlarından onun oynamasını izlerdik. teknolojiyi sağlam takip eden bir aileydi. çağrı cihazını ve oyunlu kol saatini de ilk onlarda görmüştük.
babama yalvara yakara bir hal oldum. ilkokuldan mezun olunca almayı kabul etti. o daha bilgisayarı almadan ben harçlıklarımla oyun kasetleri almaya başlamıştım bile.
okul bitti. söyleye söyleye bir gün kabul ettirdim. babam ve ortağıyla birlikte bakırköy'de bir bilgisayarcıya gittik. ortağı kefil olmak için gelmişti. 10 taksit ile makineyi aldık. eve nasıl gittik hatırlamıyorum. kutusunu açtım bir kağıt çıktı "1 saat çalıştıktan sonra 10 dakika kapatın" ne kapatması ben onun hayaliyle yaşamışım. kız kardeşimle oynuyoruz. kafa ayar ustası oldum falan.
aradan zaman geçti. bizim teyp ayar tutmuyor. onlarca dakika gök kuşağı gibi rengarenk ekranı izliyoruz kaset bitiyor oyun yok. kardeşim yan komşunun da commodore 64'ü olduğunu söyledi. annemize söyledik. minnet rica teybi ödünç aldık. bir, iki, üç derken bir gün o ödünç aldığımız teybin kafa ayar vidası çıkıp teybin içine kaçıverdi. kardeşimin beti benzi attı. çünkü yan komşunun kızları onun arkadaşları. ben tornavidayı aldım bütün teybi söktüm. kardeşim bir ağlıyor ki sormayın. o vidayı geri yerine takıp teybi kapattım. operasyon başarılı da olsa teybin bazı yerleri çizildi. öyle verdik. bi daha da istemedik.
sonra bizim teyp geri oyunları açmaya başladı.
o cihaz hala annemlerin evde pırıl pırıl durur. 5 yıl önce falan kardeşim diğer küçük kardeşimle açmış gülerek oynuyorlardı.
hatırladığım oyunlar; - micro prose soccer - samantha fox strip poker (sayesinde poker öğrendim) - donkey kong - river raid - international soccer - space ınvaders - manyak gibi oynadığım emily hughes soccer