bana varlıktan çok daha anlamlı ve çok daha açıklanabilir gelen kavram. çünkü hiçbir şey olmazsa hiçbir açıklamaya da gerek olmaz.
zaten ne yaratılışçılar ne de büyük patlamacılar temel aldıkları başlangıç noktasının ötesini izah edebilecek durumda değiller. haliyle, mantıklı olan hiçlik iken yaşadığımız var olma durumu tamamen mantıksız.
Üzerine yazılar dizilebilir çünkü başlangıcın da başında gelir. Her varlık kendi zıddıyla vardır idesinden hareketle varlığı varlık yapanın ta kendisidir denebilir. Öylesi gizemli öylesi muazzamdır. Boşluğun ne denli güçlü ve önemli olduğu Puslu Kıtalar Atlasında geçer. Yanılmıyorsam birbirine ilistirilen iki demir huninin arasındaki hava çekilir ve bosluktan dolayı muhtesem bir güç ortaya çıkar. İki huninin ayrılması artık imkansıza yakın bir hal alır. Okumadi iseniz kesinlikle okuyun, okutun.
hiçlik'in kankası zıtlıktır. insanın en yakını en zıttıdır. senin bir parçan, sırtın sana en zıt olan, asla dünya gözü ile göremeyeceğin sana en yakın noktandır. aynaya yansıyan sen, tıpkındır, aynındır; fakat sağ gözünü kırpsan yansıman tam zıttını yapıp sol gözünü kırpar. yani incili çavuş'un "her şey aslına rücû" sözünü yanlışlamış olup bir "tersine inkılap" mottosu ekleyebiliriz.
Yalnız Plato Varlık'ı Oluştan ayırmak ve onu İdea'nın matematiksel çıkarımıyla özdeşleştirmek gibi büyük, garip bir hata yapmış görünüyor.
O zavallı adam hiçbir zaman kendi iç ışıklarıyla parlayan ve hepsi de kendilerine yüklenen önemin baskısı altında titreyen bir demet çiçek görmemiştir, hiçbir zaman algılamamıştır ki gül, iris ve karanfilin bu kadar yoğun biçimde vurguladıkları şey kendi olduklarından ne bir fazladır ne de bir eksik; fanilik aynı zamanda ebedi hayattır, daimi bir yok oluş, aynı zamanda saf varoluştur,bir anlar demetidir.
İçlerinde dile getirilemeyen, ancak bilinen bir paradoks nedeniyle bütün varoluşun ilahi kaynağının görülmesi gereken eşsiz parçacıklar toplamıdır;
demiştir Aldous Huxley. Ve sanki hiçlikte varlığı, varlıkta da hiçliği pek güzel anlatmıştır.
bir de esnafımsı sorgulanması vardır ki hiçliğin, daha basit anlatımı veya indirgenmişi yoktur sanırım.
- zımbırtı var mı? + yok - hiç mi yok? + hiç yok
+ hiç yoktur - nasıl yoktur, hiç vardır + nasıl vardır yoktur işte - şu masanın üstünde ne görüyorsun + hiç bir şey. - elinde ne var? + hiç - heh bak masadaki hiçi eline aldın, neymiş hiç varmış.