1. nicelerini "iron maiden'ın en kötü albümü" diye atlamazsa ölecek hastalığına yakalatan güzel albüm. içinde gibi bir dünya güzelini barındırır.

    bu ününde o dönem grupla arası limoni olan dickenson'un kendi albümünü yerden yere vurmasının payı büyüktür. pis sabotajcı.

    hem "iron maiden'ın" kısmı yeter, en kötüsü olsa ne olur ki. hooks in you'yu da tekrar tekrar dinlemeyiveririz olur biter.
    #51581 son kurtadam | 8 yıl önce
    1müzik albümü 
  2. neden bilmem, brave new world ile birlikte en sevdiğim maiden albümüdür. kaldı ki, şarkıların hatırlanabilir olması açısından daha da başarılıdır. ayrıca maiden diskografisinde en farklı sound da bu albümdedir bence. kısacası şahane albümdür ve evet niceleri yerden yere vurur albümü.
    , kişisel favorilerim ancak albümdeki şarkıların bir çoğu iyi.

    albüme adını veren şarkı da ayrı güzeldir. ağır ağır başlar, dickinson'un o nağmeli ama güçlü vokaliyle akar gider, tatlı gitar tonlarıyla bezeli riffleri vardır ve Steve Harris gene baskındır, öyle böyle değil, sololar da fena değildir hani. tek eksik Nicko McBrain'in fazla düz takılması, arada crosslar iyi çalışıyor vs, o kadar.

    ek: albümün kapağıda değişmiştir yıllar içinde. ilk kapakta eddie'nin kuyudan asıldığı amca, sonraki versiyonlarda gözükmüyor. yamulmuyorsam kapak tepki almış gibi bir durum vardı.
    #51585 fly | 8 yıl önce (  8 yıl önce)
    0müzik albümü, şarkı 
  3. lise veya orta son dönemleri herhalde. memleket zaten küçük. herkes herkesi tanıyor gibi bir durum var hele ki bizim yaş grubunda. heavy metal, rock barlar baya popüler. canlı müziğe çıkıyor bizden başka tanıyan yok öylesine taze yıllar. neyse işte, bu arkadaş gruplarının da tabi o onun arkadaşı, bu bunun arkadaşı derken birbiriyle çakıştığı anlar oluyor. birbiriyle kanka olan 5 kişilik bir grup, birbiriyle kanka olan başka bir 5 kişilik grupla birbirini tanıyan birer arkadaş vasıtasıyla bir araya gelip 10 kişilik voltron'u oluşturabiliyor. tabi bir de yeni yeni palazlanan üniversitenin öğrencileri var ki bunlar da şehir küçük olduğu için bir şekilde aynı mekanlarda tanışıp kaynaştığımız tipler. arkadaşınızın arkadaşı üniversiteli olunca öğrenci evi ziyaretleri de farz oluyor haliyle. her gece her gece kayalıklarda içilmez neticede.

    neyse. işte böyle bir kaynaşma döneminde sevdiğimiz bir üniversiteli arkadaşın evinde takılırken bizim grupla üniversiteli arkadaşın arkadaş grubu yukarıda bahsettiğim gibi voltron'u oluşturduk (ya da biz öyle sandık, oraya geleceğim sonra). o göt kadar evde hiç yoksa 10-15 kişiyiz. kızlı erkekli diyeceğim ama ortamda hatırladığım bir tane kız var üniversiteden. hani öyle kızlı erkekli ortamlarda da gözümüz yok. bizimki basket oynamak, müzik dinlemek, sigara içip 31 partisi düzenlemekten ibaret bir arkadaşlık. neyse işte, o gece öğrenci evindeyiz. ben de akşam kasetçiden 'ın son kasetini almışım. kaset bu tabi, no prayer for the dying. koyarız dinleriz her zaman ki gibi diye düşünüyorum. ne de olsa hepimiz metalciyiz...

    ama işler benim ya da bizim düşündüğümüz gibi gelişmedi. bu bizim üniversiteli ertan'ın arkadaşı, kız olan inceden bizi etrafına topladı abi önce sohbet muhabbet ayağına. ne söyledi etti hatırlamıyorum (muhtemelen bişeylerin teori ve pratik safhalarından girmiştir) ama bir şeyler saçmaladıktan sonra çıkardı abi önümüze kurtuluş (cephesi) dergilerini koydu balya balya! lan ben tabi anlamadım önce ne döndüğünü. biz hayatımızda komünizm mi görmüşüz amına koyim? hayır tamam komün halinde yaşıyoruz ama bu işin -izm safhası olduğundan haberimiz yok. lan abi bu kız verdi dergiyi birimize, başladı sesli sesli okutmaya. hayvan gibi herifler (hepimiz basketçiyiz) dizildik halının üstünde bağdaş kurup tek bir kelime anlamadığımız cümleler dinliyoruz. hani okul hayatında iki sayfa üst üste okumamış adam kurtuluş dergisi okuyor. yani bir tane kabarık kıvırcık saçlı esmer kız topladı bizi çevresine bize ders işletiyor lan resmen. hadi daha düzgün söyliyeyim, cephe propagandası dinliyoruz. yani bizim bacaksız ertan'ın evi, örgüt evi çıktı iyi mi lan???

    neyse abi, bir oldu iki oldu dedim ki ben sıkıldım ablacım şöyle yandan yandan kaykılayım. hani derler ya "ya çemberin içindesindir ya da dışında"; hah abi ben yavaştan çemberin dışına çıkıp çekildim divanın üstüne açtım walkman'i koydum kaseti başladım dinlemeye...

    velhasıl kelam abi. no prayer for the dying benim adam gibi, sindire sindire dinlediğim ilk iron maiden albümü. öncesi ama onu da parça parça dinlemişliğim var; falan filan...

    albümün bana kalan hatırasıysa, ilk olarak bir örgüt evinde dinlemiş olmamdır yukarıda okuduğunuz üzere.

    Dip not: benim kaseti aldığım dönem albümün ilk çıktığı yıllar olmayabilir. Arada üç beş yıl oynuyor olabilir. Orası biraz bulanık.
    #183509 fly | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0müzik albümü