kendilerini hiç tanımayanlar için şöyle diyebilirim grubu tanımlamak için: manowar soslu, motörhead vokalli alman heavy metali. gerçekten de durum bu bana göre. '80'ler döneminin büyüklerinden manowar'la olan etkileşimleri gerçekten güzeldir. ben ikisini de arka arkaya dinledikten sonra, zevkten dört köşe olup evin içinde "we rooooock!!!" diye bağırdığımı hatırlarım. ama motörhead etkisi ayrı bir yerde bu grupta. özellikle vokal chris boltendahl'da bu oldukça belirgindir.
lemmy kilmister'ın yaklaşık 1 buçuk önceki ölümünden sonra chris'in dağıldığını, yeni albüm kayıtları için stüdyoya bile gelmediğini okumuştum, ki bu adamlar o kadar da duygusal değillerdir. "ten commandments of metal" adlı bir şarkı yapabilecek kadar heavy metali bir din, bir tarikat olarak gören adamlar bunlar. e tabii, o dinin peygamberlerinden biri ölünce* de, "dininize de, hayatın acımazlığına da [küfür]" diyerek isyan etmek gayet normal. ah be peygamber lemmy, ölmeyeydin ya; ölecek başka adam mı yoktu? sıranı alıverseydi senin.
konuyu çok dağıttım, digger'a geri döneyim. bende 3 albümleri var, son albümlerini de edinip dinleme fırsatı buldum. healed by metal giriş şarkısı olarak mükemmel olmuş, lawbreaker "hepinize karşı ben tek" hissini damardan verebilmiş, free forever ise metallica'nın devil's dance'inde de olduğu gibi, dinleyende dans etme isteği uyandırıyor sallana sallana, bir elde yarısı içilmiş bira şişesi ile birlikte. motörhead seviyorsanız, digger'ı da sevme ihtimaliniz oldukça yüksek. hele ki, healed by metal ile kendileriyle tanışacaksanız, kesin seversiniz bence.
heavy metal tarikatının önemli müridlerinden biridir digger. yaklaşık 35 yıllık müzikal kariyeri olan digger'a saygı duyun, sevin, öpün ve başınızın üzerinde taşıyın.
2 gün önce yeni albümleri the living dead 'i satışa sunmuş alman babalar.
son 6 yılda 5 albüm, 2 de derleme albüm yapan bu grup elemanlarının yaş ortalaması (son 2 albümde gruba katılan klavyeci marcus kniep hariç) 50'nin üzerinde. healed by metal'i arada sırada döndürerek baştan sona dinlemeye halâ devam ediyordum ben. yani benim için halâ dumanı tütüyordu albümün. the living dead de, healed by metal gibi, deli gibi gaza getiren fear of the living dead'le açılıyor. ardından cayır cayır, nefis bas riffleri bulunan blade of the immortal geliyor. burada solist chris boltendahl'ın (bkz: lemmy kilmister) benzeri vokali ve şarkının manowarvari marş temposu kanınızı kaynatacaktır. bu iki şarkı bile, zaten akşamdan kalmış bünyeler için enerji içeceği etkjisi yaratırken, albümün geri kalanı da bu kadar sert ve hızlı devam ediyor. when death pases by'daki çift crosslu, ciğer söken ritim, hymn of the damned'teki yarım dakikalık, iç okşayan solo, fist in your face'teki aksak ritim ve tabii ki albümün en eğlenceli şarkısı olan (köklü digger hayranları için "ne gerek vardı buna?" tepkisine sebep olan) zombie dance'in kemanlı girişi (aslında klavyeyle yaratılmış bir ska ritmi bu) albümün aklımda kalanları oldu.
grubun tamamına; ama özellikle solist chris'e var gücümle "long live the digger!" diye bağırmak istedim albümü dinlemeyi bitirdikten sonra. ömrünüz de, digger'lığınız da daim olsun babalar.
her dinlediğimde ayaklarımı yere ''rap rap'' vurup kendinden geçilecek modlara sokan alman heavy metalinin cayır cayır müzik yapan ve yine kıymeti çok bilinmemiş olan grubu. canlı dinlemiş ve grupla tanışmış olduğum için kendimi şanslı sayıyorum.