asıl adı avram noam chomsky'dir. dil bilimci, filozof, tarihçi ve yazar. dil ve dil öğrenimine dair önemli kuramları vardır. en önemli kuramı şudur; "insanlar doğuştan dil öğrenebilmek için özel bir mekanizmaya sahiptirler. bu mekanizma sayesinde çocuklar çevresinde konuşulan dili içselleştirir, kurallarını anlar, öğrenir ve daha sonra da uygun dil bilgisi kuralları ile konuşmaya başlarlar. tıpkı yürümeyi öğrendikleri gibi, biyolojik olarak belli bir olgunluğa eriştikten sonra, konuşmayı öğrenirler."
siyaset hakkında yorum yaptıkça kendisinden soğuyorum çünkü orta doğu bataklığını "barış içinde yaşanılan bir yer", suriye'yi de "halkı barışçıl bir ülke" olarak görüyor. "zannediyor" demek istemiyorum çünkü bu kadar saygıdeğer bir dil bilimcinin bir şeyleri zannederek açıklamalar altına imza atabileceğine inanmıyorum (burhan kuzu gibi "profesörler" hariç).
birçok kaynakta çağının en önemli aydını olarak anılıyor, çok haklı bir yakıştırma benim açımdan. bir akademisyenin/filozofun/tarihçinin ifade gücü fikirleri kadar önemli. noam chomsky tartışmalarda saldırganca yorumlara maruz kaldığı zamanlarda bile çizgisini bozmamaya gayret ederek kendini ifade ediyor. bir düşünürün bayağılaşmaması onun samimiyetinin kanıtıdır dersek yanılmış olmayız. onu diğerlerinden ayıran "çağının en önemli aydını" yapan faktörlerden biri de üslubunu bozmamasıdır. günümüzde aktivizm yapan insanların birçoğunda kalite problemi olduğunu düşünüyorum, bu bazen literatür bazen de üslup konusunda oluyor. tabi ki çok kıymetli isimler var onları tenzih ediyorum. vurgulamak istediğim husus chomsky'nin üslup ve literatür konusunda çok iyi olduğu.
dilbilimi konusunda yaptığı araştırmalarda, birbirinden tamamen ayrı ve tarihte etkileşim dahilinde bulunması imkansız olan ulusların dillerinin gramatik yapısının birbirine oldukça benzediğini ortaya koyduktan sonra, "demek ki insanın beyninde doğuştan gelen bir bilgi türü vardır." önermesiyle rasyonalistleri bir anlamda doğrulayıp descartes ve hegel'e selam çakan tonton dedemizdir kendileri.